Gelişmiş Arama
Ziyaret
24114
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Berzah ve basiret gözü olan kimsenin alamet ve nişaneleri nelerdir?
Soru
Berzah ve basiret gözü olan kimsenin alamet ve nişaneleri nelerdir? Eğer bir kimse bu özelliklere sahip olduğunu iddia ederse, onun doğru söylediği nasıl anlaşılabilir?
Kısa Cevap

Biz kendi çevremizdeki muhitimizi tanımak için bir takım araçlara ihtiyaç duyarız. İslam bilgelerine göre kesin bilgi için birkaç araç mevcuttur. Birincisi duyudur. Görme duyusu ve duyma duyusu bu kabildendir. İkincisi akıldır. Üçüncüsü ise kalptir. Derunî keşifler, mukaşefeler ve bir tür mükaşefe sayılan berzah gözüyle elde edilen tüm bilgiler, aracı kalp olan şuhudî bilgi ile ilintilidir. Berzah gözü olan kimse arı ve temiz olmalıdır. Ancak bu şekilde kendisi hakkında bu ihtimal verilebilir. Ayrıca böyle bir şahsın hiçbir zaman bu araçtan kötü istifade etmemesi, diğer insanlara zarar vermemesi ve şerî hususlara bağlı olması gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Berzah gözü gibi bir konunun bizim öğretilerimizin neresinde bulunduğunu öğrenmek için ilkönce kısa bir mukaddime sunuyoruz: Gerçek ve dış dünyada biz kendi çevremizdeki muhitimizi ve duyusal olguları tanımak için bir takım araçlara ihtiyaç duyarız. Mesela eğer göz ve kulağımız olmazsa, bazı bilgi ve malumatları elde etmekten mahrum kalırız. Bu araçların sayısı hakkında tüm bilginler arasında görüş birliği mevcut değildir. Platon sadece aklı bilgi aracı olarak görmekteydi. Bunun mukabilinde Hume gibi Avrupalı duyuya önem veren bilginler ise aklın rolünü çok zayıf bilmekte ve tüm işlevleri duyu ile ilintili bilmektedir. [1] İslam bilgelerine göre kesin bilgi için birkaç araç mevcuttur. Birincisi duyudur. Görme duyusu ve duyma duyusu bu kabildendir. İkincisi akıldır. Üçüncüsü ise kalptir. Bu esasla, bu araçlarla biz birkaç bilgi türüne sahip bulunmaktayız:

1. Duyu yoluyla elde edilen tüm bilgiler duyusal bilgidir.

2. Mantık ve felsefe kabilenden olan aklî bilgi.

3. İrfan ve şuhud yoluyla elde edilen şuhudî bilgi. [2] , [3]

Derunî keşifler, mukaşefeler ve bir tür mükaşefe sayılan berzah gözüyle elde edilen tüm bilgiler, aracı kalp olan şuhudî bilgi ile ilintilidir. Şuhudî bilgi İslamî ve Kur’anî kesin öğretilerimizdendir. Bu merhaleye ulaşmak sadece kalp tezkiyesi, takva ve çok sakınmayla elde edilir. Nitekim Molla Sadra mükaşefe ilmi hakkında şöyle demektedir: “Mükaşefe ilmi, çirkin sıfatların pasından kalp ve gönlü temizledikten sonra insan kalbinde zahir olan bir nurdur.” [4] Kur’an-ı Kerim bu hususta şöyle buyurmaktadır: “ Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir.” [5] Ve şöyle buyuruyor: “Bizim uğrumuzda cihad edenler var ya, biz onları mutlaka yollarımıza ileteceğiz. Şüphesiz Allah, mutlaka iyilik yapanlarla beraberdir.” [6] Belirtildiği gibi, bu tür bilgiyi elde etmenin tek yolu kalbi kirlerden temizlemekten geçmekte ve ardından bu vesileyle hakikat nuru onda ışıldamaktadır. Bu tür bilgiyi ispatlama delilleri çok ve geniş olup bu sorunun kapsamı dışındadır. Ama şu kadarını söylemeliyiz ki; Avrupalı filozoflar arasında da William Caims ve başka birçok kişi şuhudî bilgiye inanmaktadır. [7] Kalbî sezgi (insan kalbine ilham olan şeyler) ve mukaşefeler dört kısma ayrılır:

1. Bilgi ve öğretiler ile ilintili olan sezgilerdir. Bu tür sezgilere “Rabbanî” denir.  

2. Erdemli hayır ve melekelere çağıran sezgilerdir. Bu tür “meleke” olarak adlandırılır.

3. Nefsanî lezzetlere çağıran sezgilerdir. Bu kısma “nefsanî” denir.

4. Hakka karşı gelmeye ve isyana çağıran sezgilerdir. Bu tür de “şeytanî” olarak adlandırılır. [8]

Bu açıklamalara binaen duyusal olmayan her husus Rabbanî ilham olarak değerlendirilemez; zira bu merhalede birçok kez nefsanî ve şeytanî sezgiler bazılarınca Rabbanî sezgiler olarak karıştırılmaktadır. Reşiduddin Mubidi kalbî sezgileri teşhis etmenin zarafeti hakkında bir arifin dilinden şöyle demektedir: “Eğer bir şahıs bir bostana girer ve dallar üzerindeki tüm kuşların kendisine sana selam olsun ey Allah’ın veli kulu dediğini görürse, bunun hile ve aldatma olduğundan korkmazsa, kesinlikle kandırılmıştır.” [9]

Teşhis Ölçüleri:

1. İnsanın kendisi için vuku bulmasına veya bir başka insanın iddiası olmasına bakılmaksızın bu kalbî sezgiler, aklî kaidelere aykırı olmamalıdır. Çok önemli kaidelerden biri şudur: Sezgiler hiçbir zulmü (geniş anlamıyla zulüm) onaylamamalıdır. Bilakis adaleti onaylamalı ve zulmü çirkin görmelidir.

2. Bu sezgiler dinî öğretilere aykırı olmamalıdır. Bu konuyu teşhis etmek dinî uzmanlara düşer.

3. Bu sezgiler dinî hükümler ile çelişmemelidir. Eğer bu sezgiler insanı lakaytlığa ve dinsel hususlara arka dönmeye teşvik ederse, kesinlikle Rabbanî sezgiler değildir.

4. Eğer bir şahıs berzah gözü taşımak gibi iddialarda bulunuyorsa arı ve temiz olmalıdır. Ancak bu şekilde kendisi hakkında bu ihtimal verilebilir. Ayrıca böyle bir şahsın hiçbir zaman bu araçtan kötü istifade etmemesi, diğer insanlara zarar vermemesi ve şerî hususlara bağlı olması gerekir; zira belirttiğimiz gibi bu hususlar sadece nefis tezkiyesiyle elde edilebilir ve eğer bir insan bu yol dışında başka bir vesileyle harikulade işlerde bulunursa, asla ona güvenilmez.

Keramet sahibi insanların sıfatlarını tanımak için 1193. Soruya (site: 1496) müracaat ediniz.



[1] Mutahari, Mürteza, Mesele-i Şınaht, s. 48 ve 49, İntişarat-ı Sadra, Tahran, 1376.

[2] Misbah, Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Akaid, s. 36, İntişarat-ı Beynelmilel, Tahran, 1377.

[3] Bu hususta Allah’ı Tanımanın İmkanı, soru: 98 başlığına müracaat edebilirsiniz.

[4] Sadru’l-Müteellihin, Şirazi, Muhammed b. İbrahim, Tefsirü’l-Kur’ani’l-Kerim, c. 2, s. 69, Neşr-i Bidar, Kum, 1366.

[5] Enfal, 29.

[6] Ankebut, 69, Bu mücahade, nefsanî mücahadeyi de kapsar. Bkz: Mesele-i Şınaht, s. 67-72.

[7] Bkz: Mesele-i Şınaht, s. 66.

[8] Makale-i Berresi Rabıta-i Mükaşefe Der İrfan-ı İslamî Ve Tecrübe-i Dinî Der İrfan Ve Felsefe-i Garbi, Muhsin Kumî ve Muhammed Muhsin Hüseyinzade. Tibyan sitesinden alıntılanmıştır.

[9] Meybudi, Reşiduddin Ahmed b. Ebi Sad, Keşfu’l-Esrar, c. 7, s. 222, İntişarat-ı Emir Kebir, Tahran, 1371.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar