Gelişmiş Arama
Ziyaret
19143
Güncellenme Tarihi: 2012/05/03
Soru Özeti
Ahbariler ve Usuliler kimlerdir?
Soru
Ahbariler ve Usuliler kimlerdir?
Kısa Cevap

Ahbarilik, hadis ashabına denir ve Şiilikte onlar Ahbarî olarak adlandırılır. Bu grup içtihadı geçersiz bilmekte ve sadece habere (rivayetler ve hadisler) uymaktadır. Ahbariler karşısında olan Usuliler ise birçok İslam fakihinin içinde bulunduğu ve Usulî olarak adlandırılan gruba denir. Bu grup, İslam’ın şer’i hükümlerini belirlemede Kur’an, sünnet, akıl ve icmanın detaylı delillerine dayanarak amel edilebileceğine inanır. Onlar beraat, istishab ve tahyir usulleri gibi fıkıh usulü ve fıkıh kaideleri ilminden yararlanırlar. Usuliler ve Ahbariler arasındaki bazı ihtilaflar şunlardan ibarettir: Usuliler içtihada inanır ve müçtehit olmayan bir şahsın müçtehit olan ve uzman sayılan bir şahsa uymasını ve deyim yerindeyse onu taklit etmesini söyler. Ama Ahbariler içtihat ve müçtehidi taklit etmeyi kabul etmezler. Usuliler ölmüş müçtehidi baştan taklit etmeyi caiz bilmezler, ama Ahbariler uzman ve taklit merciine müracaat etmede ölüm ve hayatın bir şeyi değiştirmeyeceğini söylerler. Ahbariler Şia’nın dört kitabının tümünün sahih olduğunu sanırlar; çünkü onlar bu hadisleri toplayan şahısları sahih hadisleri topladığını ve sahih olmayan hadisleri ise elediklerini sanırlar, ama Usuliler bu hususlarda onlara muhalefet ederler.

Ayrıntılı Cevap

Ahbariler ve Usuliler On İki İmam Şiiliğine mensup iki gruptur ve şer’i hükümleri anlamada iki farklı tarz ve yönteme sahiptirler.

1. Ahbarilik, hadis ashabına denir ve Şiilikte bu gruba Ahbari denir. Bu grup içtihadı geçersiz sayar ve sadece haberlere (rivayetler ve hadisler) uyar. Anlaşıldığı kadarıyla bu ayrılığa sebep olan ilk şahıs Molla Muhammed Emin b. Muhammed Şerif Esterabadi’dir (Ö. 1033 K.). Kendisinin eski Şiiler arasında bu fırkanın kurucusu olduğu ve Şia müçtehitlerini yerme kapısını açan ilk şahıs olduğu sanılmaktadır. Kendisi Fevaidu’l-Medine kitabında Şii müçtehitlerini sert bir dille eleştirmiş, onlara serzenişte bulunmuş ve hakkın dinini tahrip ve zayıflatmakla kendilerini suçlamıştır. O, Şia âlimlerinin mevcut içtihatlarını eski Şii âlimlerinin içtihadına göre olmadığına inanmaktadır. Esterabadi, Kur’an’ın muhkem ve müteşabih, nasih ve mansuh ayetlere sahip olduğunu ve Kur’an’dan hükümleri çıkarmanın kolay olmadığını ve bu yüzden hadislere müracaat etmek gerektiğini söylemiştir. İçtihadın zan ve sanıya dayanması nedeniyle geçersiz olduğunu, ama hadislerin imamların yoluyla gelmesi sebebiyle kesin delil sayıldığını ve kesin verilerin karşısında sanıya dayalı verilere dayanılamayacağını belirtmiştir.

2. Usuliler, Ahbariler karşısında birçok İslam fakihini barındıran ve Usuli olarak adlandırılan gruptur. Bunlar İslam’ın şer’i hükümlerini belirlemede Kur’an, sünnet, akıl ve icmanın detaylı delillerine istinat edilebileceğine inanır. Onlar beraat, istishab ve sanıya göre amel etmek ve hadisleri birbirinden ayırmak gibi fıkıh usulü ilminden ve fıkıh kaidelerinden yararlanır. Onlar içtihadı yeter farz bilir ve salahiyet taşıyan şahsın bunu kısıtlaması durumunda onu aynî farz sayarlar.[1] Bu iki grup arasındaki genel ihtilaf, sadece şer’i hükümlere ulaşma yolundaki ilmi yöntem ve tarz oluşturur. Bu yöntemde aşağıdaki konularda yöntem ve yol olarak ihtilaf taşıdıkları söylenebilir:

1. İçtihat ve Taklit: Usuliler içtihada inanır ve müçtehit olmayan bir şahsın müçtehit olan ve uzman sayılan bir şahsa uyması ve deyim yerindeyse onu taklit etmesi gerektiğini söylerler. Ama Ahbariler içtihada ve müçtehidi taklit etmeye karşı gelir.

2. Başlangıçta Taklit: Usuliler ölmüş bir müçtehidi baştan taklit etmeyi caiz bilmezler, ama Ahbariler uzman ve taklit merciine müracaat etmede ölüm veya hayatın bir şeyi değiştirmeyeceğine inanırlar.

3. Ahbariler Şia’nın dört kitabının tümüyle sahih olduğunu sanırlar. Onlara göre bu kitaplardaki hadisleri toplayanlar sahih hadisleri toplamış ve sahih olmayanları ise elemişlerledir. Onlar hadislerin dört kısma ayrılmasını (sahih, iyi, güvenilir ve zayıf) kabul etmezler, ama Usuliler bu hususlarda onlara muhalefet ederler.

4. Usuliler, “insan gücünü aşan yükümlülük çirkindir” ve “bir açıklama yapılmaksızın ve yol göstermeksizin insana azap edilmesi kötüdür” gibi hususları kabul ederler, ama Ahbariler bu akli hususları kabul etmez ve benimsemezler.

5. Kur’an’ın Zahirlerinin Hüccet Oluşu: Ahbariler, biz Kur’an’ın zahiri ile amel edemeyiz, sadece hadis ve rivayetler ile tefsir edilen kısımlar ile amel edebiliriz diye söylerler. Ama Usuliler hadislerin olmadığı yerlerde bile Kur’an’ın zahirlerini hüccet bilirler.[2] İki asır boyunca Usuli ve Ahbari âlimleri arasında derin bir ihtilaf vardı ve Ahbariler Usulilere galip gelmiş idi. Ama Muhammed Bakır Vahid Behbehani (Ö. 1208 K.) Ahbarileri yenilgiye uğrattı, onun zamanından beri müçtehitler Ahbarilere galebe çaldı ve bugün Ahbariler küçük bir azınlığı oluştururlar.[3]

 


[1] Dairetu’l Mearif-i Teşeyyu, Medhel-i Fırak (Az bir değişiklik ve tasarruf ile).

[2] Paygahı Howze.

[3] Dairetu’l Mearif-i Teşeyyu.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar