Gelişmiş Arama
Ziyaret
9452
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Gök, yer ve erzakın yaratılması altı günde mi yoksa sekiz günde mi gerçekleşmiştir!?
Soru
Kur’an şöyle buyurmaktadır: Muhakkak Rabbiniz, o Allah’tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. (Araf, 54) Muhakkak ki Rabbiniz o Allah Teâlâ'dır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. (Yunus, 3) O gökleri, yeryüzünü ve ikisi arasındaki tüm varlıkları altı günde yarattı. (Furkan, 59) Ve O, O'dur ki (o Hâlik-ı Azîm'dir ki) gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. (Hud, 7) Yukarıdaki ayetler açıkça Allah’ın gökleri ve yeri altı günde yarattığını belirtmektedir. Ama aşağıdaki ayetlerde ise şöyle buyrulmaktadır: De ki: “Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.” (Fussilet, 9) O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti. (Fussilet, 110) Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler. Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir. (Fussilet, 11 ve 12)
Şimdi bunları hesaplayalım: İki gün (yerin yaratılması) artı dört gün (bereketlerin yaratılması) artı iki gün (göklerin yaratılması): Toplam gün sayısı altı değil, sekiz gün olmaktadır. Altı mı yoksa sekiz mi?! Sorun nerdedir? Muhammed b. Abdullah’ın mucizesinde mi yoksa matematikte mi?
Kısa Cevap

Yüce Allah rızık ve azık hakkında “kaddere” (takdir etti), gök ve yerin yaratılması hakkında ise “halake” (yarattı) kavramını kullanmıştır. Yani bu dört gün yaratılışın değil, erzakın takdiridir. Bu açıklamayla bu eleştiri temelden geçersiz olmaktadır; zira (kullanıcının yaptığı gibi) rızkın takdir günlerini yaratma kategorisinde ele aldığımız vakit ancak bu eleştiri geçerli olabilir. Aksi takdirde eleştiri temelden geçersiz olmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın başında tartışmaya konu ayetlere bir göz atmamız uygun olacaktır:

(Araf, 54)     Muhakkak Rabbiniz, o Allah’tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı.

Fussilet, 9: De ki: “Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.”

Fussilet, 110: O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti. (Fussilet, 110)

Fussilet, 12: Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı[1].

Kur’an’ın Bakışında Gün

Bahse konu ayetlerdeki “gün” kelimesinden maksat bir zaman dilimidir, normal ve zihnimizdeki gün manası maksat değildir. Çünkü bizim bakışımızda gün yeryüzü küresinin güneş etrafındaki bir miktar hareketinden ibarettir. Onun bir dönüşünü bir gün veya başka bir ifadeyle bir gece ve gündüz olarak adlandırmaktayız. Günün zamanın bir dilimi olarak kullanılması oldukça yaygındır. Bu cümleden olmak üzere Allah şöyle buyurmaktadır: “İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz.”[2] Aynı şekilde şöyle buyurmaktadır: “Onlar sadece, kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen (azap dolu) günlerin benzerini mi bekliyorlar?”[3] Bu gibi örneklerde gün bir zaman dilimi olarak kullanılmıştır.[4] Her ne kadar gün bu manada olsa da bu eleştiri geçersiz kılınmamaktadır. Bu yüzden bu soruya cevap verilmesi gerekmektedir.

Yerin Rızkının Dört Günde Takdir Edilmesi

Soru şudur: Yukarıdaki ayetlerde (Fussilet suresi) yerin iki günde, dağların, bereketlerin ve yiyeceklerin dört günde ve bu ayetlerin ardından göklerin de iki günde yaratıldığı belirtilmektedir. Bu, toplam sekiz gün etmektedir. Oysaki Kur’an-ı Mecid’teki birçok ayet göklerin ve yerin toplam altı günde veya başka bir ifadeyle altı evrede yaratıldığını belirtmektedir.[5] Bu çelişki nasıl açıklanabilir?

Müfessirler bu soruyu yanıtlamak için bir takım yollara başvurmuşlardır:

Bilinen ve meşhur olan birinci yol şundan ibarettir: Dört gün diye belirtilen yerde dört günün devamı kastedilmektedir. Bu tertiple bu dört günün ilk iki gününde yer ve sonraki iki günde de yerin diğer özellikleri yaratılmıştır. Göklerin de iki günde yaratılması da eklenmesiyle toplam altı gün (devre) oluvermektedir. Bu tabirin benzeri Arap ve Fars dilinde de mevcuttur; mesela şöyle söylenmektedir: Buradan Mekke’ye kadar on gün yol çekmektedir ve Medine’ye kadar on beş gün yol çekmektedir. Yani Mekke ve Medine arası beş gündür ve on gün de burasıyla Mekke arasındaki uzaklıktır. Elbette yaratılışın altı günde olduğunu bildiren değişik ayetler olmasaydı, böyle bir yorum kabul edilmezdi. Ama Kur’an ayetleri birbirlerini tefsir ettiğinden ve birbirlerinin karineleri olduğundan, yukarıdaki tefsir rahat bir şekilde kabul edilebilir.

Müfessirlerin az bir kesiminin kabul ettiği diğer yol ise şudur:

Dört gün yaratılışın başlangıcıyla ilgili değildir, sadece rızıkların ortaya çıkmasının ve de insan ve hayvanların gıda maddelerinin yetiştiği dört mevsime işarettir.[6]

Üçüncü yol:

Rızık ve azık hakkında “kaddere” kavramı kullanılmıştır, oysaki gök ve yerin yaratılması hakkında ise “halake” kavramı kullanılmıştır. Yani bu dört gün yaratılışın değil, rızkın takdiridir. Bu açıklamayla eleştiri temelden geçersiz olmaktadır; zira (kullanıcının yaptığı gibi) rızkın takdir günlerini yaratma kategorisinde ele aldığımız vakit ancak bu eleştiri geçerli olabilir. Aksi takdirde eleştiri temelden geçersiz olmaktadır.

Belirtilen hususlara binaen “bu ayetlerde göklerin ve yerin yaratılması hakkında belirtilen günler dört gündür. İki gün yerin yaratılması için ve iki gün de duman olduktan sonra yedi göğü tesis etmek içindir. Rızıkların var olduğu günler ise onların takdir günleridir, rızıkların yaratılma günleri değildir. Mükerrer bir şekilde Allah’ın kelamında yer alan husus, Allah’ın tüm yaratılış ve rızık takdirini değil, sadece gökleri ve yeri altı günde yarattığıdır. O halde gerçek şudur ki belirtilen dilim sadece son cümle içindir. Artık ne bir silme ve ne de bir takdire gerek kalmaktadır ve maksat yerin erzakının yılın dört mevsiminde takdir edildiğini açıklamaktır.”[7] Bundan dolayı ne Peygamberin (s.a.a) mucizesinde bir sorun vardır ve ne de matematikte!! Sorun, bir ilimde uzman olmaksızın ve uzmana müracaat etmeksizin onun hakkında yargıda bulunmamızdır.



[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Tercüme-i Kur’an (Mekarim), Daru’l-Kur’an (Defter-i Mutalaat-ı Tarih Ve Maarif-i İslamî)- Kum, çap-ı dovvom, 1373 ş.

[2] Ali İmran, 140.

[3] Yunus, 102.

[4] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 17, s. 362 ve 363, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum-Kum, çap-ı pencom, 1417 k.

[5] Araf, 54.

[6] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 20, s. 225.

[7] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, a.g.e., s. 363 ve 364.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar