Gelişmiş Arama
Ziyaret
50263
Güncellenme Tarihi: 2010/02/28
Soru Özeti
Uyumak ve istirahat etmek için kıbleye doğru yatmak mı gerekir? Cenaze nasıl defnedilmelidir?
Soru
Uyumak ve dinlenmek için kıble tarafına doğru yatılması meselesi doğru mudur? Acaba cenazenin defnedilmesinde de böyle mi amel edilmelidir? Eğer cevabınız olumlu ise lütfen bunun delil ve senedini açıklayınız.
Kısa Cevap

Bizim rivayetlerimizde uyumak dört şekilde taksim edilir ve bunların en güzel türü müminin sağ tarafa ve kıbleye doğru yatmasıdır.

Ali (a.s) şöyle buyurur: Uyumak dört şekildedir: Peygamberler sırtüstü uyuyorlardı ve gözleri uyumuyordu; Allah’ın vahyi beklentisi içindeydiler. Müminler sağ tarafları üzerine ve kıbleye doğru uyurlar, padişahlar ve onların çocukları sol tarafları üzerinde uyurlar böylelikle yedikleri sindirilmiş olur. Şeytan ve onun kardeşleri, deli ve hasta yüzüstü uyur.

Mezarda cenazeyi kıbleye doğru yatırmak

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur: “Bera b. Marur-i Ensari Medine’de Peygamber Ekrem’de (s.a.a) Mekke’deydi. Bera ölümün eşiğindeyken (bu, Peygamber ve Müslümanların Beytü’l Mukaddes’e doğru namaz kıldıkları zamanlardı) yüzünü Mekke’de Peygambere (s.a.a) doğru çevirmelerini ve malının da üçte birini vasiyet etmişti. Böylelikle bu sünnet sayıldı.” Bu sebeple, bu ve başka deliler esasına göre fakihler de “kabirde cenaze sağ tarafı üzerine ve ön tarafının kıbleye bakacak şekilde defnedilmesi gerekir” fetvasını verdiler.

Ayrıntılı Cevap

Bu soru iki kısımda sorulmuştur ve biz de bu esas üzere cevap vereceğiz.

Birinci kısımda uyurken ve istirahat ederken kıbleye doğru yatma hakkında sorulmuştur.

İslam dinini, beşerin kemali için Allah-u Teâlâ tarafından gönderilmiş en son dindir[1] ve bu yönden İslam’ın en kâmil ve en kapsayıcı bir din olması lazımdır[2] ve bundan dolayı küçüğünden büyüğüne; en alt düzeyden en yüksek düzeyine kadar beşerin tüm ihtiyaçları bu dinin içinde mevcuttur.[3]Uyumak da bunlardan birisi olup din tarafın uyumanın hükümleri söz konusu edilmiştir. Elbette bu konudaki dinin hükümleri zorunlu değil aksine sünnet ve müstehap cinsindendir ve biz burada bunların bir kaçına işaret edeceğiz.

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurur: “Biz Ehli Beyt uyuma esnasında on şeye dikkat ederiz: Abdestli olmak, yüzü sağ elin içine koymak, otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdü lillah ve otuz dört defa Allah’u ekber demek, yüzümüz kıbleye bakacak şekilde kıbleye yönelip yatmak, Hamt suresini ve Ayetel kürsi ve şehidallahu… ayetlerini okumak.[4] Böyle yapan kimse o gecenin faydasına ermiştir.”[5]

Uyumanın çeşitleri

Biz Şiaların rivayetlerinde uyumak dört şekilde taksim edilir ve bunların en güzel türü, müminin sağ tarafa ve kıbleye doğru yatmasıdır.

Abdullah b. Ahmet b. Amir, İmam Rıza (a.s)’dan o da babasından Hüseyin b. Ali (a.s)’nin şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Ali b. Ebi Talip (a.s) Kufe mescidindeyken Şam ehlinden birisi kalkıp ona sorular sordu. Onun sorularından bir tanesi şuydu: Bana kaç türlü uyuyabilineceğini söyle. Ali (a.s) şöyle buyurdular: Peygamberler sırtüstü uyuyorlardı ve gözleri uyumuyordu; Allah’ın vahyi beklentisi içindeydiler. Müminler sağ tarafları üzerine ve kıbleye doğru uyurlar, padişahlar ve onların çocukları sol tarafları üzerinde uyurlar böylelikle yedikleri sindirilmiş olur. Şeytan ve onun kardeşleri, deli ve hasta yüzüstü uyur.”[6]

Sorunuzun ikinci kısmına yani cenazeyi kıbleye doğru defnetmek meselesine gelince şöyle cevaplamamız gerekiyor: İslam’ın insan hayatının başlangıcından ölüm anına; hatta defnedilip kefenlenmesine kadar yaşamın tüm merhaleleri için hükümleri vardır ve biz onların bazılarına işaret edeceğiz:

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur: “Zorla can veren kimseyi, namaz kıldığı yere götürün.”

Başka bir hadiste İmam (a.s) şöyle buyurur: “Ölümün eşiğine gelen ve can vermekten zorlanan kimseyi namaz kıldığı yere veya seccadesi üzerine yatırın.”

Ölüm eşiğinde can veren kimsenin kıbleye doğru çevrilmesi hakkında İmam Cafer (a.s) şöyle buyurur: “Siz Şialardan birisi ölümün eşiğindeyse, onun ayağını kıbleye doğru çekiniz ve üzerini örtünüz. Gusül esnasında kıble istikametinde mezar kazınız ve cenaze tahtasını üzerine örtünüz; öyle ki cenazenin ayağı ve yüzü kıbleye dönük olsun.”[7]

Cenazeyi kabirde kıbleye doğru yatırmak hakkında “Vesailü’ş-Şia” kitabında birçok hadis yer almaktadır ve konuyla alakalı özel bir bölüm vardır. Bu rivayetlerde mezarda cenazenin sağ tarafa doğru ve yüzünün kıble istikametinde olacak şekilde defnedilmesi açıklanmıştır. Söz konusu hadislerden bir tanesi şöyledir:

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur: Bera b. Marur-i Ensari Medine’de Peygamber Ekrem’de (s.a.a) Mekke’deydi. Bera ölümün eşiğindeyken (bu, Peygamber ve Müslümanların Beytü’l Mukaddes’e doğru namaz kıldıkları zamanlardı) yüzünü Mekke’de Peygambere (s.a.a) doğru çevirmelerini ve malının da üçte birini vasiyet etmişti. Böylelikle bu sünnet sayıldı.”[8] Bu sebeple bu ve başka deliler esasına göre fakihler de “kabirde cenaze sağ tarafı üzerine ve ön tarafının kıbleye bakacak şekilde defnedilmesi gerekir” fetvasını verdiler.[9]

 

 


[1] Bu bağlamda sitedeki şu indekse müracaat ediniz: İndeks “Hatamiyet risaletin sonu”, sayı 5222.

[2] Bu bağlamda sitedeki şu indekse müracaat ediniz: İndeks “Dinin kâmil oluşu ve değişim kabul etmezliği”, sayı 781.

[3] Eğer yeni bir mesele öne çıkarsa Şia’nın büyük fakihleri ellerinde var olan genel kurallardan yararlanarak bu meselenin hükümlerini dini kaynaklardan elde ederler.

[4] Âli İmran Suresi, 18.

[5] Hüseyin Üstat Veli, Adap, sünen ve revişi reftariyi peygamberi girami, Tahran 1381 ş, İntişarati Peyami Azadi, s. 80.

[6] Şeyh Saduk, El-hisal, İntişarati Camiayi Müderrisini Kum, 1403 h. k, c. 1, s. 262; Şeyh Saduk, Uyunu ahbari’r-Rıza, Ğaffari ve Müstefit, Tahran 1378 h. ş, birinci baskı, Neşri Cihan, c. 1, s. 510.

[7] Kuleyni, Kâfi”, Tahran 1365 h. ş, dördüncü baskı, Daru’l kutübü’l İslamiye, c. 3, s. 127.

[8] Şeyh Hürrü Amuli, Vesailü’ş-Şia, Kum 1409 h. k, Müesseseyi Âlü’l beyt, c. 3, s. 231.

[9] “Tevzuhu’l mesail” (El-mahşi lil İmamu’l Humeyni), c. 1, s. 339 ve 615.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8750 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Sebr ve taksim burhanı ne şekildedir ve nasıl uygulanır?
    13092 İslam Felsefesi 2012/03/11
    Sebr ve taksim burhanı, çeşitli ilimlerde olduğu gibi usul-u fıkh’ta da kullanılan ve birçok yerde hüccet olan bir burhandır. Ancak ona her zaman güvenilmez; zira mantık kitaplarında gelen dört şekil ispat metotlarından yoksundur. Bu konuda önce bu burhandaki sözcüklerin açıklamasını yapacağız: Sebr, denemek, taksim ise ...
  • Bankadan alınan kredi, bankayla yapılan anlaşmanın dışında bir yerde kullanılırsa hükmü nedir?
    5672 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İslam inkılabı rehberi Hz. Ayetullah Hamanei’nin görüşüne göre alınan para borç mahiyetinde olursa her türlü harcama doğrudur ve o para borcu alanın malı olduğu için onu, belli bir yerde harcama şartı koşulsa bile o bunu istediği yerde harcayabilir. Ancak teklifi hükümolarak o şarta amel etmesi farzdır ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    11800 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Kıyamet azabından kurtulmak için bir ümit var mı?
    10265 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Dini öğretilerden anlaşıldığı kadarıyla Allah’ın rahmetine ümit bağlamak ve kıyamet azabından korkmak birbirini tamamlayan iki önemli özellik olup mümin kul eşit bir şekilde bu iki özelliğe sahip olmalıdır. Yani mümin kimse farzları yerine getirip, haramları terketmekle akıbetinin hayırlı olması için Allah’ın rahmetine ümit bağlarken aynı ölçüde Allah’tan ...
  • Takva ile Vera (nefsine hâkim olma) arasında ne fark var?
    3654 Hadis 2020/01/20
  • Hz Zehra (s.a) hangi yılda dünyaya gelmiştir?
    8980 تاريخ بزرگان 2012/03/10
    Eski zamanlarda imkanların az olması ve dakik zabıt tutma ve kaynakları dikkatli saklamaya özen göstermeme vb … tarihi olay ve vakıalarda ve büyük şahsiyetlerin doğum, ölüm ve şahadet tarihleri hakkında görüş farklılıklarının bulunması olağan ve doğaldır. Bu nedenle tarih ve hadis kitaplarında Hz Zehra’nın (s.a) doğum tarihi ...
  • Din neden siyasete müdahale eder?
    12150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Dinin siyasetten ayrı olduğu görüşü, insanın değişik hayat alanlarında dinin rolünü silme ve minimum dereceye indirmeyi savunur. Bu görüş esasınca insan akıl ve bilim aracılığıyla kültür, siyaset, hukuk, ekonomi, iletişim, adap ve birlikte yaşam kanunlarını öğrenip yasalaştırabilir ve hayatı idare etmede dinin müdahale etmesine bir gerek yoktur. ...
  • Farz veya müstehap oruç tutarken dalgınlıkla yemek ve içmek orucu batıl eder mi?
    7133 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/21
    Oruçlu kimse bilerek bir şeyi yer ve içerse orucu batıl olur.[1] Bu meselede farz ve müstehap oruç arasında fark yoktur. Ama bilmeden ve dalgınlığına gelerek bir şey yer ve içerse orucu batıl olmaz.[2] ...
  • İslam peygamberi hz. Muhammed (s.a.a.) Salih olamayan bir ailede büyüyen bir güzel kızı hayvan gübresinin bulunduğu yerde yeşermiş olan ota benzetiyor. Hazreti resul bu benzetmeden maksadı nedir?
    10480 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/10/09
    Bu hadis uygun ve münasip olmayan ortamlarda yetişmiş ve rüşt eden bireylerle evlenmenin haram veya mekruh olduğunu beyan etmiyor. Belki sadece şu noktaya tekit ediyor: Evlilikte sadece zahiri güzelliğe göz dikip gönül bağlanmamalı ve yüzeysel bir aşka mağlup olup dini, ahlaki, davranışsal ve … gibi nitelikleri göz ...

En Çok Okunanlar