Gelişmiş Arama
Ziyaret
79849
Güncellenme Tarihi: 2010/06/17
Soru Özeti
Gayri meşru (zina) yollarla doğan çocuklar hakkında kuranın görüşü nedir?
Soru
Gayri meşru (zina) yollarla doğan çocuklar hakkında kuranın görüşü nedir?
Kısa Cevap
şeri olamayan evlilikle doğan çocuklar ya zina çocuğudur (gayri meşru ve zina yoluyla doğan çocuklar gibi) ya şüphe çocuğudur (kişi kendi hanımıdır sanısıyla başka bir hanımla cinsel ilişkide bulunmuş ve bu cinsel ilişkiden doğan çocuğa veledi şüphe deniliyor).
Kuranı kerim ve masumlardan (a.s.) gelen rivayetlerde beyan edilen şu ki;  gayri meşru yollardan doğan çocuklar, hayatını, kerametini, öğretim ve eğitimini sınırlandırmadan bazı toplumsal meziyetlerden mahrum bırakılıyor. Örneğin; böylesi çocuklar okusalar da taklidi mercii olamıyor, cemaat imamı olamıyor, gayri meşru olan baba ve annesi ondan ve o da onlardan irs götüremiyor. Ama veledi şüphe cemaat imamı olabiliyor anne ve babadan onlar da ondan irs götürebiliyorlar.
 
Ayrıntılı Cevap
Şer’i olamayan evlilikle doğan çocuklar ya zina çocuğudur (gayri meşru ve zina yoluyla doğan çocuklar gibi) ya şüphe çocuğudur (yani kişi kendi hanımıdır sanısıyla bir hanımla cinsel ilişkide bulunmuş ve bu cinsel ilişkiden doğan çocuğa veledi şüphe deniliyor).[1]
Zina çocuğu: kuranı kerimde bir şekilde zina yoluyla dünyaya gelen çocukları mezemmet (kötüleyen) bazı ayetler var olmaktadırlar. Aşağıdaki ayet gibi: “Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme”.[2] Ayetin orijinalinde “zenim” kelimesi geçiyor: “utullin, bade zalike zenim”, bazı rivayetlerde “zenim”den maksat veledi zina; (halk tarafından babası bilinmeyen kimse) yani zina yoluyla doğan kimsedir.[3]
Kuranı kerimde zina büyük günahlardan sayılmaktadır. Zira Allah u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah'ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar. Kıyamet günü onun azabı kat kat artırılır ve horlanmış olarak orada ebedî kalır”.[4] Kuranda veya rivayetlerde işlenen günahların faili için şiddetli ceza belirtilen günahlar büyük günah sayılmaktadır.[5] İslam dini gayri meşru yolla doğan çocukların hayatını, kerametini, öğretimini, eğitimini yok etmeden bu çocuğu bazı toplumsal imtiyazlardan mahrum ediyor ki bir nevi bu günahı işleyen baba ve anneleri bu çirkin günahtan alı koymak içindir.[6]
 
Veledi Zina’nın Fıkıhsal Hükümleri
Ama İslam fakihleri tarafından kur’an ve rivayetlerden istihraç edilen şey şu; böylesi çocuklar bazı fıkıhsal hükümlere maruz kalacaklardır ki burada bu hükümlere ve zımnen bu bağlamda var olan rivayetlere işaret edeceğiz:
  1. Kur’an’ı kerim kanuni ve şer’i itibarla çocuğu şeri ve İslami kurallar çerçevesinde yapılan evlilikle dünyaya gelene münhasır kılmıştır. Zina yoluyla dünyaya gelen çocuğu anne ve babaya ait olduğunu kabul etmiyor. O ikisinden irs götürmüyor ve ondan irs götürülmüyor.[7] 
Örneğin İmam Cafer Sadıktan (as.) zina yapıp kendisinden doğan çocuk hakkında sormuşlar, İmam cevaben şöyle buyuruyor: “ondan irs götürülmüyor ve Allah’ın resulü  (s.aa.) şöyle buyurdu: …zina çocuğu irs götürmüyor…”.[8]
  1.  Eğer veledi zina evlenir ve ondan çocuk dünyaya gelirse onun çocuğu irs babında zikir edilen irs hükümlerine uygun bir şekilde kendi babasından irs götürebiliyorlar.[9]
  2. Eğer seyit olan bir kimseden, işlediği zinadan cinayetinden çocuk doğarsa Haşim’i olmayan bir kimse ona zekat veremez ama Haşeminin zekatı ona verile biliniyor.[10]
  3. Zina yoluyla dünyaya gelen çocuk taklidi mercii olamıyor.[11] 
  4. Bu çocuk cuma[12] ve cemaat namazının[13] imamı olamıyor. İmam Muhammed Bakırdan şöyle nakledilmiştir: kimse vacip namazlarında veledi zinaya tabi olamıyor.[14]
  5. Böylesi çocuğun vereceği şahadet kabul görülmez.[15] Bir rivayette şöyle nakil edilmiş: birisi İmam Sadıktan (as) veledi zinanın vereceği şahadet hakkında sordu? İmam caiz değildir cevabını verdi.[16]
Ama veledi şüphe hakkında beyan edildiği gibi durum farklıdır. Bu nedenle veledi zinanın hükümleri veledi şüpheye cari olmuyor. Bu esasa binaen:
  1. Cuma ve cemaat imamlığını veledi şüphe yapabiliyor.[17]
  2. Veledi şüphe hem irs götürebiliyor hem kendisinden irs götürülüyor.[18]
 

[1] Behai, Behauddin Muhammed b. Hüseyin Amili; Saveci, Nizam b. Hüseyin “Camia-i Abbasi ve Tekmili An (el Muhaşi)”, baskı, 1, muhakkik ve musahih: Muhallati Hairi, Şeyh Ali, Tahran: Müesesei Menşurati Ferehani, c. 2, s. 280.
[2] Kalem 10-13.
[3] Bahrani, seyit Haşemi, “el – Burhan fi Tefsiri Kuran”, baskı, 1, Tahran: bunyad-i biset, 1416, kameri, c. 5, s. 458.
[4] Furkan, 68 – 69.
[5] [5] Behai, Behauddin Muhammed b. Hüseyin Amili; Saveci, Nizam b. Hüseyin “Camia-i Abbasi ve Tekmili An (el Muhaşi)”, baskı, 1, muhakkik ve musahih: Muhallati Hairi, Şeyh Ali, Tahran: Müesesei Menşurati Ferehani, c. 2, s. 268.
[6] Caferi şeyh Muhammed Taki, “Resaili Fıkhi”, baskı, 1, müesesei menşurati keramet, 1419 kemeri, s. 182.
[7] “Tefsiri el – Mizan”, farsça tercüme, c. 2, s. 471.
[8] Küleyni, ebu Cafer Muhammed b. Yakup, “el- Küleyni”, baskı 4, Tahran: darul kutubul İslamiye, 1407 h. Kameri, c. 7, s. 163.
[9] “Tevziül Mesail (el –Mehşi lil imam el Humeyni)”, c. 2, s. 752, mesaili ihtisasi, Fazıl, Mesele-i 2957, müesesei en-nerşri el-islami et-tabiatu, li cemaatil müderrisin, baskı 8, 1424 kameri.
[10] “el-Gayetul Kusva fi Tecümeti el Urvetil Vusta”, c. 2, s. 229.
[11] El – Muhaddis el Kumi, Şeyh Abbas, “el Gayetul Kusva fi Tercümetil Urvatil Vuska, baskı, 1, menşurat-i subh-i piruzi, 1423, kameri, c. 1, s. 9, mesele 20.
[12] Caferiyan, Resul, “Devazde Risalei Fıkhi Derbare Nemaz Cuma”, s. 154.
[13] Kummi, şeh Saduk, Muhammed b. Ali Babevey, “Men la Yahduruhul Fakihe”, baskı, 2, Kum: defteri intşarati islami vavesbete bı camiatul müderrisin havze ilmiye-i kum, 1413 kameri, c. 1, s, 378, hadis no: 1104.
[14]Kummi, şeh Saduk, Muhammed b. Ali Babevey, “Men la Yahduruhul Fakihe”, c. 1, s. 378 hadis no: 1104.
[15] Tusi, ebu Cafer, Muhammed b. Hasan, “en – Nihayetu fi Muceredil fıkhi ve el-Fetava”, baskı 2, Beyrut: darul kutubil arabi, 1400, h.k. s. 327,
[16] Abi, Fazıl, Hasan b. Ebi Talip Yusufi, “Keşfur rumuz fi Şarhi muhtasarin Nafii”, baskı 3, Kum: defteri intşarati islami vavesbete bı camiatul müderrisin havze ilmiye-i kum, 1417 kameri, c. 2, s, 523.
[17] Ali Usfur el Bahrani, el Hüseyin . Muhammed, “Sidadul İbad ve Reşadul İbad”, baskı 1, Kum: el Mehallati, 1421, kameri, s. 142; el Amili, Cevat, “Miftahul Kerame fi Şerhi Kvaidil Allame”, baskı, 1, Kum: defteri intşarati islami vavesbete bı camiatul müderrisin havze ilmiye-i kum, 1419 kameri, c. 10, s, 14.
[18] En- Neraki, Ahmet, “Müsteneduş Şia fi Ahkamiş Şeria”,baskı, 1, Kum: müesesei alul beyt aleyhumusselam li ihyai et-turas, c. 19, s. 440.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar