Gelişmiş Arama
Ziyaret
10601
Güncellenme Tarihi: 2012/05/12
Soru Özeti
İtikâf nedir?
Soru
İtikâf nedir?
Kısa Cevap

Lügatte itikâfın anlamı bir yerde durmak, ikamet etmek,  orada kalmak ve bir şeye bağımlı kalmaktır. İslam şeri’atinde ise mukaddes bir yerde Allaha yaklaşmak niyetiyle durmak ve orada ikamet etmektir. İtikâf İslam dinine has bir şey değildir. Diğer ilahi dinlerde bu ibadet var idi. İslam dininde de bu ibadet devam edilmesine hüküm edilmiştir. Elbette mukaddes İslam dininde bazı nitelikleri, özellikleri, hükümleri ve şartları değişmiş olabilir. İtikâf zamansal olarak has bir zamana sınırlı değildir. Sadece itikâfta oruç tutma şartı olduğundan dolayı oruç tutulabilinir zamanlarda olması gerekir. Dolayısıyla orucun tutulması caiz olduğu tüm günlerde itikâf da caizdir. Ama mübarek ramazan ayının son on gününde ve recep ayının eyamul – biid günlerinde itikâfa girilmesi en uygunudur. İtikâf mekânsal olarak sınırlı ve has mekânlarda yapılması gerekir. Meşhur olan görüşe göre sadece dört mescitten (Mescidu’l - Haram, Mescidü’n - Nebi, Mescid-i Kufe, Ve Mescid-i Basra) birisinde itikaf caizdir. Ama fukahalardan (fıkıh ilmindeki uzmanları) bir grup ise her şehrin mescidi cami’isinde (mekezi camide) itikâfa girmenin caiz olduğunu söylemişlerdir.

Ayrıntılı Cevap

Lügatte itikâfın anlamı bir yerde durmak, ikamet etmek,  orada kalmak ve bir şeye bağımlı olmaktır. İslam şeri’atinde  ise mukaddes bir yerde Allaha yaklaşmak niyetiyle durmak ve orada ikamet etmektir.

İtikâf çok münasip bir fırsattır. Maddi olan bu dünyaya dalmış ve onun çukurlarında gark olmuş olan insan bu fırsattan yararlanarak tekrar ve yeniden kedi hakikatiyle buluşup manevi değerlerden yararlanarak maddi bağımlılıklardan el çekip kendini Allahın ihtiyarine (iradesine kendini) teslim ederek Rabbinden şu dilekte bulunabilir: “Allah'ım beni doğru yolda sabit kıl”. Ve böylece insan Allahın sonsuz ünsiyet ve merhamet deryasıyla ki hep mağfiret ve rahmettir irtibata geçmiş olur.  

İtikâfın tarihçesi:

İtikâf İslam dinine has bir şey değildir. Diğer ilahi dinlerde de var ola gelmiş ve İslam dininde de devam etmektedir. Elbette mukaddes İslam dininde bazı nitelikleri, özellikleri, hükümleri ve şartları değişmiş olabilir. İslam peygamberi (s.a.a.) Müslümanlara itikâfı öğrettiği zamandan beri bu ilahi sünnet Müslüman arasında revaç bulmuş.

Hâlihazırda itikâf merasimi mübarek ramazan ayının son on gününde has ve görkemliğiyle Suudi Arabistan (Mekke) olmak üzere birçok İslam ülkesinde tutulmaktadır. Her yıl çoğunlukla gençlerden oluşan Müslümanların büyük çoğunluğu dünyanın her tarafından mescidül haram tarafına akın ediyorlar ve Allahın evi olan “Beytü’l – haramın” kenarında itikâfa giriyorlar. Mübarek ramazan ayının son on günündeki fazilete ulaşmak için hac-i müfrede yapmak amacıyla (ömrey-i müfrede) beytüllaha gitmek isteyen ziyaretçilerin çoğu bu son on günde orada olmayı tercih ediyorlar.

Bu merasime benzer bir merasimde peygamber efendimizin (s.a.a) mübarek kabrinin yanı sıra mescidü’n – nebide de tutuluyor. Irakta bulunan Küfe mescidinde de uzun yıllardan beri buna benzer merasimler ramazan ayının son on gününde tutuluyor. Ehlibeyt mektebine mensup olan Şiaların çoğu bu mescitte itikâfa giriyorlar. Şia’nın birçok büyük âlimleri de toplumla birlikte bu merasime katılıyorlardı.

İtikâfın Manevi Değeri:

 Maddi olan şeylerden irtibatını kesmek ve camilere gitmek, zikir etmek, Allaha ibadet yapmak itikâfsız da olsa yüce değere sahip ve çok önemlilik arz etmektedir. Bu bağlamda ve bu muhtevayı içeren çok ayet ve rivayet bulunabilinir. Ama özellikle itikâf önemli olduğu için özellikle kuranı kerim ve rivayetlerde dikkate alınmıştır.

İtikafın Zamanı:

İtikâf zamansal olarak has bir zamana sınırlı değildir. Sadece itikâfta oruç tutma şartı olduğundan dolayı oruç tutulabilinir zamanlarda olması gerekir. Dolayısıyla orucun tutulması caiz olduğu tüm günlerde itikâf da caizdir. Ama mübarek ramazan ayının son on gününde ve recep ayının eyamul – biid günlerinde itikâfa girilmesi en uygunudur. Ramazan ayının son on gününde itikâfa girmek bu günlerde var olan kadir gecesini yakalayabilmek ve onun feyzinden yararlanmak için insanın hazırlanmasıyla irtibatı yok değildir. Bizim ülkemizde (İran’da) recep ayının üç gününde yapılan itikâf mübarek ramazan ayının son on gününden daha çok revaçtadır. Bu üç gün birkaç cihetten öneme haizdir:

Birincisi: Recep ayı haram aylarındadır. Rivayetlerden haram aylarında yapılan itikâf diğer aylarda tutulan itikâftan daha faziletli olduğu anlaşılmaktadır.

İkincisi: Recep ayında oruç tutmanın has bir fazileti var olmaktadır. Zira recep ayı büyük ve değerli bir aydır. Öyle ki cahiliyet döneminde bile insanlar ona değer veriyor ve değerini koruyorlardı. İslam dini geldi onun değerini daha da artırdı[1]   zahiren toplum içinde böyle bir inanç daha önceki ilahi dinlerden kalmış bir inançtır. İtikâfa Girilecek Mekân:

İtikâfa girilecek mekân sınırlı ve has mekânlarda itikâf yapılır. Meşhur olan görüşe göre sadece dört mescitten (Mescidu’l - Haram, Mescidü’n - Nebi, Mescid-i Kufe, Ve Mescid-i Basra) birisinde itikaf caizdir. İmam Rızadan (a.s.) şöyle nakledilmiştir: “Mescidü’r – Resulde yani peygamberin kabrinin kenarında bir gece itikâfa girmek bir hac’a ve bir ömre’ye denktir”.[2] Peygamberin (s.a.a.) Mescidinde Onun kabrine yakın bir yerde itikâfa girmek bir hac ve bir ömre’ye bedeldir. Ama fıkıh âlimlerinden bir grup fukaha ise her şehrin merkezi mescidinde (mescidi cami’i) itikâfa girmenin caiz olduğunu söylemişlerdir.[3]

Elbette merkezi mescit konusunda da bazıları burada itikâfa girenler bu mescidin ilahi dergâhın matlubu olduğu ümidiyle itikâfa girmeleri gerekir.[4]  Ama mahalle ve pazardaki mescitlerde ise Şia’da çok az fakihler tarafından caiz görülmüştür.[5] Her Şehir ve yerin Merkezi mescitten (mescidi cami’i) maksat genellikle en çok insanların toplandıkları mescittir.[6] Başka bir değişle çoğu zamanlarda onda namaz kılanların sayısı diğer mescitlerden daha fazla olan mescittir.[7]

Burada şöyle bir soru akla gelebilir. İtikâfın öyle yapıcı eserlere sahip olduğunu dikkate aldığımızda herkesin kolay bundan faydalanabilmesi için bütün mescitlerde caiz olsa daha iyi olmaz mıydı?

Cevabında şunu söylemek gerekir: İslam’da ibadetler tamamen tevkifidir. Şöyle ki ibadetlerin tüm şartları ve hükümleri İslami metinlerden ve şer’i düsturlardan alınması gerekir. Muteber delillerden itikâfa girilecek yerin merkezi mescit olduğu anlaşılırsa kendi zevkimize göre onda tasarruf edemeyiz. İbadetlerin şartlarında tasarruf edip onu genişletme hakkına sahip değiliz.

Asıl itibarıyla bazı ibadetler mekân bakımından has bir sınırlamaya sahiptirler. Hac merasimi ve amelleri gibi. Bu ameller belli yerlerde yapılması gerekir. Bu nedenle hac ile ilgili ameller belirtilmiş olan yerlerin dışında yapılırsa sahih değildir. İtikaf meselesi bağlamında da eğer delillerden bu ibadetin mescidi cami’ide (merkezi camide) yapılması gerekiyor tespit edilirse anlıyoruz ki mukaddes şar’i bu ibadetin sadece bu yerde yapılmasını istemiştir. Elbette bu hükmün yasalaşmasında kesin bazı maslahatlar göz önünde bulundurumuştur ama bizim aklımız o maslahatları yakini bir şekilde derk etmeyebilir. İslam dini bu ibadi merasimi merkezi olan bir mescitte has kılmasının nedeni nicelik ve nitelik bakımından onu kontrol etmek olabilir ve bu bir ibadet olmasının yanı sıra başka değerleri de; vahdet, beraberlik ve gönül birliğinin bir olması gibi bazı konular da bu maslahalardan olabilir.[8],[9]

 


[1] Şeyh Saduk, “fezailu’l - eşhuris – selase”, s. 24, rivayet: 399.

[2]Biharu’l  - envar” c. 98, s. 151.

[3] Tabatabaii, Seyit Muhammed Kazım, “urvetü’l - vusta”, kitabul itikaf, s. 399.

[4] İmam Huneyni (r.a), “tahriru’l – vesile”, c. 1, s. 305.

[5] Necefi, Şeyhi Muhammed Hasan, “cevahiru’l - kelam”, c. 17, s. 170.

[6] A.g.e. s. 171.

[7] Ayetullah Gulpayganii “mecmeu’l - mesail”, ci 1, s. 154.

[8]Biharu’l  - envar” c. 33, s. 542.

[9] Yazar: İsmail nesaci zevarei “havze net sitesinden” iktibas edilmiştir.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar