Gelişmiş Arama
Ziyaret
21774
Güncellenme Tarihi: 2010/05/19
Soru Özeti
Toplumsal yaşamdan tamamen uzaklaşarak yalnızlığa gömülmenin hükmü nedir?
Soru
Her tarafı fesatçılar sarmışken topluma girmek insanın günaha düşmesine neden olacaktır. Böyle bir durumda toplumsal yaşamdan tamamen kopmanın, yalnızlığa gömülmenin ve insanlardan uzaklaşmanın hükmü nedir?
Kısa Cevap

İnzivaya çekilmek bazen devamlıdır, bazende geçici.

Devamlı inzivaya çekilmek çeşitli sakıncaları beraberinde getirmektedir. Örneğin:

1- İnziva ilahi sünnet ve tedbire aykırıdır; çünkü Hak Teâlâ’nın sünnet ve meşiyyeti insanın tekamüle erme temeli üzerine kurulmuştur; bunuda insanın kendi iradesiyle ve onun ortamlarını hazırlayarak, yani hidayet ve dalalet kapılarını açık tutarak yapmaktadır.

2- Bazılarının içine düşmüş olduğu bu bidat, semavi dinler tarafından reddedilmiştir. Hiçbir  Peygamber ve vasisinin toplumdan tümüyle koptukları görülmemiştir.

3- Böyle bir inziva hangi sebepten dolayı olursa olsun müminlerin haklarını eda etmek, anne-babaya karşı iyi davranmak, din kardeşlerini ziyaret etmek, müminin ihtiyaçlarını gidermek, insanların arasını düzeltmek gibi dinî ve insanî öğretilerle uyuşmamaktadır.

4- Dini düsturlara riayet etmekle toplumsal yaşamın arasında uymsuzluk yoktur. İnsan dini görevlerini yerine getirmenin yanı sıra halkın içinde olabilir, hatta sizin gibi toplumda fesatçıların… olduğunu düşünenler bile halka hizmet edebilirler.

 

İslam açısından böyle durumlarda mümin insanların toplumdaki kötülükleri gidermesi, halka hizmet etmesi bakımından sorumluluklarını artırmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Uzlet, halvet veya ruhbanlık halktan uzaklaşmak ve köşesine çekilmek demektir.[1] Bunun iki çeşidi vardır:

 

1- Devamlı olarak inzivaya çekilmek.

2- Geçici olarak inzivaya çekilmek.

 

Birinci kısım inziva caiz değildir. Ama belirli zamanlarda Allah’a kulluk ve münacaat için halktan uzaklaşmanın sakıncası yoktur.

 

Her peygamber ve onun vasisi sadece kısa süreliğine halktan uzaklaşmış,[2] namaz kılmış, raz u niyaz etmiş, tefekkür edip zikirde bulunmuşlardır.

 

Birinci kısım inziva şu nedenlerden dolayı kötülenmiştir:

 

1- Hz. Musa (a.s) ve Hz. İsa’nın (a.s) dinine mensup olanlardan bazıları azınlıkta ve zalim hükümdarların baskıları altında olduklarından dolayı canlarından ve dinlerinden korktukları için halktan kopup ibadetle meşgul olmaya koyuldular.[3]

Böyle bir şeyin güzel olduğunu zanneden bir grup Müslüman da onlara bakıp inzivaya çekildiler. İslam Peygamberi (s.a.a) onları bu işten men etti. Peygamberimizin (s.a.a) vefatından sonra da bazı Müslümanlar sofilik adına inzivaya çekildi ve bunun için adaplar çıkardılar. Ehl-i Beyt (a.s) onlara her zaman karşı gelerek bu işi teyit etmediler.[4]

 

2- Peygamberler ve vasileri ömürlerinin kısa bir dönemini inzivaya ayırdılar, ama bunu ilahi kanunları daha iyi ve daha çok algılayabilmek ve halka ulaştırmak amacıyla yaptılar. Onlar hiçbir zaman devamlı şekilde inzivaya çekilmediler; hep zalim hükümdarlarla mücadele ettiler, halkın içine girip onların sevinç ve kederlerine ortak oldular.

 

3- Beşeri yaşam hususunda ilahi sünnet ve tedbir hem sapma, hem de hidayet vesileleri üzerine kurulmuştur; çünkü insanın kemale ermesi bunları aşmaya bağlıdır.

 

Dolayısıyla inzivaya çekilmek ilerlemenin engellenmesi, ruhî ve dinî yönden eğitilme vesilelerinin bir şekilde yokedilmesi demektir.

 

4- Resul-u Ekrem (s.a.a): ‘Ümmetimin ruhbanlığı hicret, cihad, namaz, oruç, hac ve umredir.’ diye buyurmuştur.[5]

 

İmam Sadık (a.s) İslam dini hakkındaki sözlerinin bir yerinde şöyle buyuruyor: ‘Halktan uzaklaşmak demek olan inzivaya çekilmek ve çöllere gitmek İslam’da yoktur.’[6]

 

5- Devamlı olarak inzivaya çekilmek müminlerin haklarını eda etmek, anne-babaya karşı iyi davranmak, din kardeşlerini ziyaret etmek, müminin ihtiyacını gidermek, insanların arasını düzeltmek, müminin hayırını istemek, Müslümanların işlerine koşmak, akraba bağlarını korumak vb. gibi dinî öğretilerle çelişmektedir.[7]

 

Son olarak belirtmek gerekir ki, dinî düstur ve adaba riayet etmekle toplumsal yaşam arasında aykırılık yoktur. İnsan toplumsal yaşamdan kopmadan hem inziva adabına riayet edebilir, hem de onun koyduğu hedefe ulaşabilir. Zira halktan uzaklaşmanın dışında, devamlı abdestli olmak, devamlı Kur’an tilavetiyle zikir halinde bulunmak, az uyumak, az yemek, kendini Hakk’ın huzurunda görmek… gibi[8] şeyler inzivanın genel adabıdır. Bunların çoğunu toplumsal dinî yaşamda da yerine getirmek mümkündür. Bunun genel hedefi dinin selameti, zamandan faydalanmak, nefsin durumlarını ve amelin ihlasını kontrol etmektir. Bu hedeflerin tümüne toplumsal dinî yaşamda ulaşmak mümkündür.

 

Bunların yanı sıra inzivanın gerektirdiği sakıncalar halkın ve toplumun içinde olmakta yoktur.

 

Kısacası insan her durumda, her işte Allah-u Teâlâ’yı anabilir, nefsin hallerini kontrol ve onu tezkiye edebilir.



[1] - Bk. Seyyid Şerif Ali b. Cürcani, Et-Ta’rifat, Bab-ı Ğayn; Kemaleddin Abdurrazzak Kaşani, Istılahat-ı Sufiye, Bab-ı Ha; Tefsir-ul Mizan, c.19, s.173

[2] - Mi’rac-us Saadet, s.569

[3] - Tefsir-ul Mizan, c.19, s.178

[4] - Bk. Misbah-ul Hidaye, s.115

[5] - Bk. Tefsir-ul Mizan, c.19, s.178

[6] - Usul-ul Kafi, Kitab-ı İman ve Kufr, Bab-ı Şerayi’, c.1

[7] - Bk. Usul-ul Kafi, Kitab-ı İman ve Kufr, Kitab-ı Dua ve Kitab-ı Muaşeret

[8] - Bk. Kimyay-ı Saadet, c.1, s.545; Misbah-ul Hidaye, s.117; Avarif-ul Maarif, s.213, 220

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar