Gelişmiş Arama
Ziyaret
8396
Güncellenme Tarihi: 2012/04/03
Soru Özeti
Acaba, \'\'Her kim, boynunda biat olmaksızın ölürse cehalet üzere ölmüştür\'\' şeklindeki hadis, Peygamberin (s.a.a.) kendisini de kapsıyor mu?
Soru
Ehli Sünnet “Her kim boynunda biat olmaksızın ölürse cehalet üzere ölmüştür” şeklinde biat ile ilgili bir hadis nakletmiştir. Acaba bu hadis Peygamberin (s.a.a.) kendisine de şamil geliyor mu yoksa ona şamil gelmiyor mu? Benim sorum şudur; eğer bu hadis Peygamberin (a) kendisini de kapsıyor ise, neden ehlisünnet anlayışında bile kendi zamanında, yerine oturacak birisini (canişin) seçmedi?
Kısa Cevap

Biat iki taraftan meydana gelir; bir tarafında biat eden diğer tarafında ise biat edilen (peygamber veya imam) vardır. Dikkat edilmelidir ki Hz. Peygamber (s.a.a) önder ve imamdır. Bu esas gereğince peygamber biat eden taraf değil biat edilen taraftır. Dolayısıyla bu rivayetten anlaşılması gereken maksat, sadece sırf imamı tanımak değildir. Bilakis imam ve rehberi tanımakla birlikte onun yolunda yürümek ve onun çizgisinde hareket etmektir.

Sonuç itibariyle bu hadis Peygamberi (s.a.a.)  kapsamıyor. Zira O, biat eden değil biat edilendir. Ama kendisinden sonra bir şahsı kedi yerine ataması (canişin) meselesine gelince, kesin delillerle kanıtlanmıştır ki, Peygamber (s.a.a.) Ali'yi (a.s.) kendi yerine ve canişin olarak belirtmiştir. Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için detaylı cevapta okuyunuz.

Ayrıntılı Cevap

Meseleyi açıklığa kavuşturmak için bir kaç noktaya değinmekte fayda var: birincisi; biat kavramının anlamı, ikincisi; İslam peygamberinin (s.a.a.) İslam toplumundaki yeri ve konumu, üçüncüsü; ehlibeytten (a.s.) İmamın (a.s.) tanımasının zaruri olduğu bağlamında nakledilen rivayetler.

Bir: Biat kavramının anlamı:

Biatın manası hakkında bazıları şöyle demişlerdir; bu kelimenin etimolojik olarak "beye'a" kökünden ve mufa'ale babına girer. Bu nedenledir ki, halk peygambere veya İmama biat etmek istediğinde, bu işe tekit etmek amacıyla, bir alış veriş sırasında alıcıyla satıcının birbirinin ellerini sıktıkları gibi onlarda biat ettikleri tarafın ellerini tutup sıkarlardı. Ama bu kelimenin örfteki anlamı; bütün konularda emirlerine uyacak ve hiç bir şekilde onunla ihtilafa girmeyecek bir şekilde biat edecekleri Peygamber veya İmamla sözleşmek ve ahit vermektir.[1]

 

İki: İslam Peygamberinin (s.a.a.) İslam Toplumundaki Yeri Ve Konumu:

Biat iki taraflıdır; bir tarafında biat eden diğer tarafında biat edilen (peygamber veya imam) var olmaktadır. Peygamberin (a) önder ve imam olduğu dikkate alınarak bu bağlamda Allah Kur'ani Kerimde şöyle buyurmaktadır: "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir".[2]  Bu noktadan hareketle Peygamber, biat eden değil biat edilendir. Kur'an bu tür biatla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Sana bîat edenler ancak Allah'a bîat etmiş olurlar. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir"[3]

Yine Kur'an şöyle buyuruyor: "Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir".[4]

Üç: İmamın (a.s.) Tanımasının Zaruri Olduğu Hususunda Ehlibeytten (a.s.)  Nakledilen Rivayetler:

Bu sözümüzü Şia kaynaklarında nekledilen rivayetler teyit ediyor: "Kim kendi çağının İmam'ını tanımadan ölürse cahiliyet ölümü üzere ölmüştür.''[5]  Kuşkusuz, bu hadisin maksadı sadece İmam'ı tanımakla sınırlı olmayıp Peygamber ve İmam'ın yolunda yürümeyide içermektedir.

Sonuç olarak söz konusu olan hadisin kapsamına, Peygamberimiz (s.a.a.) dahil değildir. Zira o, biat eden değil biat edilendir.

Ama kendisinden sonra her hangi bir kimseyi kedi yerine tayin etme (canişin) meselesine gelince, kesin delillerle kanıtlanmıştır ki, Peygamber (s.a.a.) Ali'yi (a.s.) kendi yerine canişin olarak belirtmiştir. Konuyla ilgili benzer soruların cevaplarında yanıtlarını detaylı vermişizdir. Siz daha fazla bilgi etmek için aşağıdaki indekslere müracaat edip oradan okuyabilirsiniz.

Konuyla iligili indeksler:

"imamet Ali (a.s.) der hutbe-i gadri şomareyi 6822 (sayt: 6909).)

Nezer-i ulema'i ehlisünnet der mevridi gadir-i hum şumareyi 6889 (karber)".

Aye'i sivvum sure'i maide (el-yevm ekmeltu lekum dinekum) ve hadiseyi gadir şumare 7445(sayt:8258)".

İhticac imam Ali (a.s.) ber hakk-i hilafet-i hud şumareyi 3021(sayt: 3657)",

İşare-i bı imamet hazreti Ali (a.s.) der nehcül'belaga şumareyi 6437 (sayt: 6650)".

İmamet-i hazreti ali (a.s.) şumareyi 7277 (sayt: 7554)".

Bütün bunlar bu sitede mevcuttur müracaat edebilirsiniz.

 

[1]- Meclisi,Muhamed Bakır, "Mir'atul-Ukul Fi Şerhi Ahbari Aliresul'' İran/Tahran: Daru'l-Kutubi'l-İslamiyye, c. 20, s. 356   

[2] -Ahzap,40

[3] -Fetih,10

[4] -Fetih,18

[5] -Hurr Amuli,Muhammed bin el-Hasan, ''Vesa'ili Şşia'',İran/Kum: ,Muessesetu Alilbeyt,c.16.s.246

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam Ali’nin (a.s) Hz. Muhammed’in sahabesi, dostu, yardımcısı ve akrabası olduğunu biliyoruz Acaba bundan ötede bir makamı da var mı?
    14490 Eski Kelam İlmi 2009/07/23
    İmam Ali (a.s), Peygamber’in (s.a.a) amcası oğlu, yakın dostu ve hayatının bütün aşamalarında ve İslam’ı savunma sahalarının tümünde onun yardımcısı olmanın yanı sıra çocukluk döneminden Peygamber’in kendi terbiyesi ile büyümüştür ve peygamber’in damadıdır. Bütün bunların yanı sıra Hz. Ali kendi kişiliği yönünden de Peygamber’den başka hiçbir kimsenin ...
  • : Mümkünse Abdullah b. Mesud hakkında bana bilgi verin? Acaba Ehlibeyt’e muhabbeti var mıydı? Hz. Ali’nin imametini kabul eden ve savunanlardan mıdır?
    10646 تاريخ بزرگان 2009/12/20
    Abdullah b. Mesud, Peygamber’in (s.a.a) ashabındandır ve İslam’ın ilk dönem savaşlarından birçoğuna katılmıştır. Abdullah Peygamber’e çok yakındı ve daima onun yanındaydı. O Kur'an karisiydi aynı zamanda mushaf sahibiydi (yani kendi yazdığı mushafı vardı). ...
  • Namaz ve diğer ibadetler niçin Arapça okunmalıdır?
    15804 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2008/02/18
    İslam evrensel bir dindir ve Müslümanları bir cephede ve tek bir sıfatta karar vermek istiyor. Böyle bir topluluğu oluşturmak, herkesin birbirleriyle anlaşacakları bir tek dil olmadan mümkün değildir. Uzmanların itiraf ettiğine göre dünyanın en kapsayıcı ve geniş dillerinden biri olan Arapça dili, uluslararası bir dil olarak tanınabilir.Müslümanların namazı Arapça ...
  • Allah’ın görmek mümkün müdür? Nasıl?
    7405 Eski Kelam İlmi 2009/02/19
    Akıl ve dini kaynaklar gereği Yüce Allah’ı dünyada da ahirette de gözle görmek mümkün değildir. Ancak Allah’ı kalp gözüyle görmek mümkündür. Kalpler, şer’i riyazetler ve ibadetler sonucu temizlik ve aydınlık kazanarak kendini arındırıp varlık kapasitesini genişleterek Yüce Allah’ı kalp müşahedesiyle müşahede edebilir. ...
  • Hz Yusuf’un (a.s) bedeni babasına saygısızlık etmesi nedeniyle mi çürümüştür?
    25116 پیامبران و کتابهای آسمانی 2012/06/16
    Hz Yusuf’un (a.s) babası Hz Yakup’a (a.s) yönelik saygısı hakkında yer alan ayetlere bakıldığında onun attan geç inme nedeniyle babasına saygısızlık ettiği gözlemlenmemektedir. Bu hususta iki rivayet aktarılmıştır ve her ikisi de senet zayıflığından güvenilir sayılmamaktadır. Müfessirler de böyle bir şeyi kabul etmemişlerdir. Bu nedenle Hz Yusuf’un ...
  • Peygamber Danyal (a.s) kimdi?
    20494 تاريخ بزرگان 2012/01/23
    Danyal (a.s), Kur’an’da adına işaret edilmeyen peygamberlerdendir. Ama kendisi hakkında birçok rivayet mevcuttur.[1] Birçok rivayete göre, Danyal, Babil’in zalim hükümdarı Buhtunnasr ile çağdaştı ve onun tarafından zulüm ve eziyete maruz bırakılmaktaydı. Bazı tarihî kaynakların da bildirdiği üzere, Buhtunnasr, İran ...
  • İmam Hüseyin (a.s) için sine dövmenin bir delili mevcut mudur?
    20191 عزاداری و زیارت 2012/08/22
    İmam Hüseyin (a.s) için matem tutmak Şia mezhebinin cüzlerindendir ve birçok delil bu hususu teyit etmektedir. Matem yöntemi hususunda da şöyle söylemek gerekir: Matem tutmanın niteliği İslam’ın usullerinden biriyle, bir ayet ve rivayet ile çelişmediği müddetçe sakıncasızdır ve değişik gelenekler matem merasimi için değişik yöntemleri kullanabilirler. Değişik ...
  • Genel olarak İsrail oğulları suresinin temel öğretileri nelerdir?
    5788 Tefsir 2012/04/04
    Müfessirlerin meşhur görüşüne göre, İsrail oğulları suresi (İsra)[1] Mekke de nazil olmuştur ve Mekkî surelerden sayılmaktadır.[2] Genel olarak İsrail oğulları suresinin temel öğretileri aşağıdaki konular esasınca şekillenmektedir: Özellikle Kur’an’ın mucize oluşu ve Peygamber’i Ekrem’in (s.a.a) peygamberliğinin delilleri. Ahiret, ...
  • Bir güne ait olmalarına rağmen neden Maide suresinin üçüncü ve altmış yedinci ayetleri arasında fasıla vardır?
    6336 Tefsir 2011/03/01
    Maide suresinin üçüncü ve altmış yedinci ayetleri birbiriyle özel bir irtibat taşımaktadır; muhtevaları, tarihi Ğadir Hum hadisesi, bu ayetlerin nüzul sebebi ve bu mesajın Müslümanlara iletilmesinin önemine dikkat etmek suretiyle mesele aydınlanmaktadır. Birbiriyle irtibatlı olan bu iki ayetin Kur’an’da neden fasılalı olarak yer aldığı hususunda ise ...
  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5146 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...

En Çok Okunanlar