Gelişmiş Arama
Ziyaret
9469
Güncellenme Tarihi: 2019/12/08
Soru Özeti
Düzen kanıtı ve evrim teorisi
Soru
İslam’ın evrim seyri teorisini doğru telakki ettiğine dair bir olasılık mevcut mudur? Sizin tanrının varlığını ispat etme hakkındaki cevaplarınızın birinde düzen kanıtı dile getirilmiştir. Düzen kanıtı ile evrim seyri teorisi arasında bir çelişki mevcut mudur?
Kısa Cevap

Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Bu görüş birkaç neden sebebiyle kabul edilemez:

1. Darwin’in evrim teorisi, girift canlı varlıkların basit canlı varlıklardan meydana geldiğini açıklamaktan başka bir şey söylememektedir. Lakin bu teori basit varlıkların kökeni hakkında bir şey dile getirmemektedir.

2. Darwin’in evrim teorisinin doğruluğu ispatlanırsa, bu teori ilahi bir düzen kurucunun varlığına dayalı teoriyi geçersiz kılamaz; çünkü böyle bir durumda ilahi düzen kurucu fikrine sahip kesimler şöyle bir cevap verebilirler: Böyle hikmet sahibi ve âlim bir düzen kurucu evreni ve evren içindeki girift varlıkları yaratmak için uzun vadeli bir plan öngörmüştür ve girift varlıkların tedrici olarak ve de evrimsel bir süreç zarfında meydana gelmeleri gerekmekteydi.

3. Öte taraftan Darwin’in teorisi salt kanıtlanmamış bir hipotezdir. Bu hipotezin birçok karşıtı bulunmakta ve bilimsel birçok teori ile de bağdaşmamaktadır.

Bu nedenle bizim inancımıza göre insanların atası Âdem’in (a.s) yaratılışı bağlamında Kur’an’ın onaylamadığı türlerin evrim teorisi, kabul edilse bile düzen kanıtı ile bir çelişki addetmez.

Ayrıntılı Cevap

Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Evrim teorisine göre günümüzdeki girift canlı varlıkların yapısı salt tabii bir süreç neticesinde basit varlıklardan meydana gelmiştir. “Atlama veya mutasyon ve neslin artması” adındaki iki etken bu süreçte önemli bir rol oynamıştır. Atlama, dönüşümü gelecek nesillere aktarabilecek ve onların da sonraki nesillere intikal ettirebileceği şekilde çocuk ile anne ve babası arasında farklılık meydana geldiği an gerçekleşir. İkinci etken de şu şekilde etkilidir: Eğer varlıkların türemesi ortam kapsamından fazla olursa, böyle bir durumda mevcut yiyecek stoku için şiddetli bir rekabet ortaya çıkar ve neticede yiyecek temin etmede diğer türlerden daha güçlü olan varlık türü hayatını sürdürmek için daha fazla bir şans elde eder ve özelliklerini sonraki nesle aktarır. Neticede ortada bir takım doğal etkenler mecmuası bulunmakta ve bu etkenlerin kendini göstermesiyle canlı dünya sürekli artar bir tarzda bağdaşırlık yönünde değişim kaydetmektedir.[1] Evrim teorisinin batıda din konusunu birkaç yönden çelişkiler ile yüz yüze bıraktığı gözlemlenmektedir:

A. Evrim teorisinin ilahiyat meselesi ile zahiri açıdan çelişmesi: Batıda din bilginleri arasında şuurlu ve hedef sahibi yönetici bir yaratıcının varlığına yönelik dile getirilen en önemli kanıt düzen kanıtıydı. Bu kanıt esasınca evrene egemen olan düzen, evren ve varlıklar bağlamında bir yaratıcının varlığını ispatlamakla birlikte söz konusu yaratıcı için kudret, tedbir, şuur ve gayeli olmayı da ispat etmekteydi. Lakin evrim teorisi görünüşte doğanın şuurdan yoksun aksiyon ve reaksiyonlarını evrendeki varlıkların türlerinin ortaya çıkmasının nedeni lanse etmekteydi ve neticede yaratılışın tedbirli ve gayeli bir şekilde oluşunu tümüyle yabana atmaktaydı. Her ne kadar evrim teorisinin dini düşünceler ile en derin çelişkisi bu yönde bulunuyorsa da bu hususun düzen kanıtını doğru yorumlamamaktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Düzen kanıtı Müslüman mütekellimler arasında yaygın olduğu şekilde yorumlanması durumunda evrim teorisi tarafından yöneltilebilecek her eleştiri geçersiz olacaktır. Tanrının varlığına inanmak ile bu teori arasında herhangi bir gereğin bulunmadığı hatırlatılmalıdır; yani tanrının varlığının ispat edilmesi sadece düzen kanıtı temeli üzerine inşa edilmemiştir.

B. Evrim teorisinin insanın kutsal konumu ile zahirde çelişmesi:

Batıdaki dinsel teorilerde insanın yaratılışı en üstün hedef olarak göz önünde bulundurulmuş ve tüm varlıkların onun ihtiyaç ve emellerini temin etmek için yaratıldığı ifade edilmiştir. Bu bakışta insan Allah’ın iradesi ile ve O’na ulaşmak gayesiyle varlık âlemine ayak basmış bambaşka bir varlık idi. Diğer varlıklar da insanın bu hedefe ulaşması için seferber olmuş sayılmaktaydı. Hal böyleyken evrim teorisi insan da dâhil olmak üzere evredeki tüm varlıkların bir evrim süreci içinde ve tabiatın şuursuz aksiyon ve reaksiyonları sayesinde ortaya çıktığını belirterek insanın kutsal üstünlüğü ve kendine özgü konumunu tümüyle zedelemiş ve insanın makamını diğer varlıklar düzeyine indirgemiştir. Çelişkinin bu boyutu, daha çok evrim teorisinin taraftarı olan ampiristler ile kutsal kitap öğretilerinin takipçilerinden müteşekkil tartışmanın iki tarafının insanın varlıksal geçmişini şimdiki makam ve konumu ile mukayese etmelerinden kaynaklanıyordu. Hâlbuki iki tarafın da tümüyle gaflet ettiği üçüncü bir varsayıma göre, insan evrende akıl ve tefekkür gücüne sahip olan bir varlık sıfatıyla ayrıcalıklı bir konuma sahiptir ve onun varlıksal geçmişi (evrimin veya anlık yaratılışın ürünü olmak) kendisinin şimdiki üstün konumunu olumlu veya olumsuz bir şekilde etkilemeyecektir.

Evrim Teorisine Yöneltilen Eleştiriler

Bu teoriye yönelik birçok eleştiri yöneltilmiştir ve onlardan bazıları şunlardır:

1. Darwin’in evrim teorisi girift canlı varlıkların basit canlı varlıklardan meydana geldiğini açıklamaktan başka bir şey söylememektedir. Lakin bu teori basit varlıkların kökeni hakkında bir şey dile getirmemektedir. Bu basit varlıkların yapısı kendilerinin ihtiyaçlarını temin edecek şekilde olmalıdır. Aksi takdirde onlar hayatlarını sürdüremezler. Gerçekte bu teori dünyadaki bütüncül düzen bağlamında kâmil bir açıklama yapmamaktadır. Bu teori salt bazı varlıkların başka varlıklardan nasıl evrimleştiğini ifade etmektedir. Bundan dolayı bu teori tevhidi açıklamanın alternatifi olamaz.[2]

2. Eğer Darwin’in evrim teorisinin doğruluğu ispatlanırsa, bu teori ilahi bir düzen kurucunun varlığı teorisini geçersiz kılamaz; çünkü böyle bir durumda ilahi düzen kurucuya dayalı teorinin taraftarları şöyle bir cevap verebilirler: Böyle hikmet sahibi ve alim bir düzen kurucu evreni ve evren içindeki girift varlıkları yaratmak için uzun vadeli bir plan öngörmüştür ve girift varlıkların tedrici olarak ve de evrimsel bir süreç zarfında meydana gelmeleri gerekmekteydi.

3. Öte taraftan Darwin’in teorisi salt ispatlanmamış bir hipotezdir. Bu hipotezin birçok karşıtı bulunmakta ve bilimsel birçok teori ile de bağdaşmamaktadır.[3]

Bu nedenle bizim inancımıza göre insanların atası Âdem’in (a.s) yaratılışı bağlamında Kur’an’ın onaylamadığı türlerin evrim teorisi kabul edilse bile düzen kanıtı ile bir çelişki addetmez. Nitekim bu husus 731 sayılı (Site: 911) cevapta beyan edilmiştir.

İnsanın nasıl yaratıldığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat etmeniz faydalı olacaktır:

İnsanın yaratılışının merhaleleri, 1175 (Site: 1289).

Hz. Âdem’in cismani yaratılışı, 506 (Site: 547).

Hz. Âdem’in yaratılışı ve bilginlerin bulguları, 2999 (Site: 3297).

 


[1] Paul Edwarz, Berahin-i İspat-ı Vucudu Huda der Felsefe-i Garb, Tercüme, Cemali Neseb, Ali Rıza, Muhammed Rızai, Muhammed, s. 79 – 80, nakl ez Dairetu’l-Mearif, Kum, Merkezi Mutalaat ve Tahkikatı İslami, 1371.

[2] a.g.e, s. 80.

[3] Düzen kanıtı ve evrim teorisi hakkında bkz: Şerh-i Usul-i Felsefe Ve Reveş-i Realizm, Üstat Şehit Mutahhari, Mecmua-i Asar, c. 65, Tahran, Sadra, 1373, s. 940-950; aynı şekilde Üstat Mutahhari bu eleştiriyi Tevhit kitabında ilmi tam bir şekilde etüt etmiş ve incelemiştir. Mutahhari, Mürteza, Tevhit, s. 256-278, Sadra, Tahran, çapı dehum, 1381.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Allahın rızasını ve muhabbetini kazanmak noktasında temizlik ve nezafetin rolü nedir?
    6298 Hadis 2015/02/15
    Temiz bedene sahip olmak, temiz elbise giymek ve güzel koku sürmek güzellikten hoşlanan fıtri hisse sahip olan kimseler için bir nevi ruhani bir halet vücuda getirir, onun Allaha ve Allahın da pak ve temiz olan insana muhabbetini fazlalaştırmasına neden olabiliyor. Molla Ahmed-i Nereki (r.h.) zahiri temizlik ile ...
  • Namaz kılmayan birinin arkasından konuşmak gıybet sayılır mı?
    19332 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • İslami olmayan bankalara para yatırmak ve onlardan kar almak faiz sayılır mı ve belirtilen bankalarda çalışmanın bir sakıncası var mıdır?
    11596 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Sorudaki ilgili mesele hakkında mercilerin bürolarından aldığımız cevaplar şunlardır: Hz Ayetullah UzmaHameney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Cevap 1 ve 2: Sorudaki varsayıma göre eğer parayı borç sıfatıyla bankaya vermemişse alınan karın bir sakıncası yoktur. Cevap 3: Bu görevin yapılması gerçekte sakınca ...
  • Acaba Halifetullah / Allah’ın halifeliği makamı herkes için midir ve ayrıca bu makamdan daha üstün bir makam bulunmakta mıdır?
    11014 Eski Kelam İlmi 2008/05/03
    Arapça literatürde halife yahut hilafet kavramları “hulf: başın gerisi” kökünden türemiş ve birinin yerine gecen manasında kullanılmıştır. Başka birisinin yerine geçmek ise; somut işlerde kullanıldığı gibi, kuramsal ve hakiki işlerde de kullanılır.Bakara suresinin 30. ayetinde gecen, “Ben yeryüzünde muhakkak bir halife kılacağım…” cümleden ...
  • Bir şahıstan veya bankalardan aldığımız borca ve her ay taksitini ödediğimiz paraya humus düşer mi?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Dikkatinizi buna benzer bir soruya İmam Humeyni (r.a) ve Ayetullah Hamaney tarafından verilen cevaba çekiyoruz: 868. Soru: Birkaç yıl önce bir bankadan borç aldım ve onu bir yıllığına banka hesabıma aktardım. Bu borçtan faydalanamadım ve her ay ...
  • Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
    11573 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde ...
  • Kurban bayramında boynuzu kırık olan hayvan kesilebilir mi?
    19802 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    Kurbanlıktan maksat kurban bayramında Mina’da kesilen hac kurbanıysa fakihlerin çoğunun fetvasına göre yaratılıştan boynuzu var imişse (şu anda boynuzu olmasa veya kırılmış olsa bile) kurbanlık için yeterlidir.[1] Ancak boynuzun içi kırılmış veya kesilmiş ise yeterli olmaz. Dış boynuzun kırılmasının sakıncası ...
  • Kur’anî ve dinî faaliyetler karşılığında veya genel olarak vacib-i kifayinin karşılığında ücret almanın hükmü nedir?
    7201 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/15
    Kur’an öğretmek, hıfzetmek gibi Kur’anî faaliyetlerin dışında kalan, namazın farzlarını öğretmek gibi farzların karşılığında alınan ücret caiz değildir. Ama dinin müstehap olan amelleri için ücret almanın sakıncası yoktur. Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretmenin dışında olursa onun karşılığında da ücret almanın sakıncası olmaz, ancak mekruhtur. Fakat hediye ...
  • Ahbariler ve Usuliler kimlerdir?
    19010 Tarih Felsefesi 2012/05/03
    Ahbarilik, hadis ashabına denir ve Şiilikte onlar Ahbarî olarak adlandırılır. Bu grup içtihadı geçersiz bilmekte ve sadece habere (rivayetler ve hadisler) uymaktadır. Ahbariler karşısında olan Usuliler ise birçok İslam fakihinin içinde bulunduğu ve Usulî olarak adlandırılan gruba denir. Bu grup, İslam’ın şer’i hükümlerini belirlemede Kur’an, sünnet, akıl ...
  • Rububiyet yalnız Yüce Allah’a mı özgüdür?
    16440 Teorik İrfan 2010/05/04
    Rububiyet Arapça bir sözcük olan rab kökünden türemiştir, rab; sahip ve eğitici anlamındadır. Allah bütün yaratılış aleminin sahibi olması hasebiyle, bu alemin yöneticiliğini de Ona aittir. O, kendisinden başka her şeyin rabbidir. Yaratılış aleminin tüm varlıkları Allah’ın bir simge ve mazharıdır ama bu mazharların da bir takım temelleri ve ...

En Çok Okunanlar