Gelişmiş Arama
Ziyaret
14225
Güncellenme Tarihi: 2012/06/09
Soru Özeti
Şeytanla arkadaşlık etmek insanı Allah\'ı anmaktan nasıl gafil eder?
Soru
Allah Teala, Zuhruf suresinin 36. ayetinde buyuruyor: ‘Kim Rahmanın zikrinden yüz çevirirse ona bir Şeytan musallat ederiz, artık Şeytan, ona arkadaş olur.’ İnsanın bir hatasında dolayı Rahman olan Allah bir Şeytanı ona nasıl musallat eder?
Kısa Cevap

Soruda gelen ayetin manası şudur: İlahi hükümlerden yüz çevirmek ve kulluk yolunda Allah'ı anmaktan gafil olmak şeytanla arkadaş olmayıda peşinden getirir. Allah'tan yüz çevirmek yalnızca bir hata ve küçük günahla değil, büyük ve küçük günahların neticesinde zamanla ortaya çıkan bir durumdur. Başka bir ifadeyle günahlar insanı Allah'ı anmaktan gafil eder ve bunun doğal sonucu Allah'tan uzaklaşmak ve Şeytanla arkadaş olmaktır. Bununda Allah'ın rahmaniyetiyle tezaddı yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Bu konuda dikkat edilmesi gereken şey ayetin maksadının, Allah'ın insanın bir hatası yüzünden Şeytanı ona musallat etmesi, olmadığıdır. Ayette şöyle buyurulmaktadır: 'Kim Rahmanın zikrinden yüz çevirirse ona bir Şeytan musallat ederiz, artık Şeytan, ona arkadaş olur.'[1] Ayette geçen 'Zikir'den maksat Kur'an[2] olduğundan manası şöyle olur: Allah'ı anmayan ve Kur'an'ın hükümlerinden yüz çevirip amel etmeyen kimseyle bir şeytan beraber olur. İmam Ali (a.s) ayetin tefsiri hakkında şöyle buyuruyor: 'Kim günah işlerse Allah'ı anmaktan yüz çevirir. Ve kim Allah'ın itaatine emrettiği kimseye uymazsa daima onunla beraber olacak bir şeytan belirlenir.'[3]

Emirü'l-Müminin'in bu tefsirine göre Allah'ı anmaktan uzaklaşmak sadece bir hata değil ki şeytanı musallat etmek Allah'ın rahmaniyetiyle tezat teşkil etsin. Aksine bu konu uzun bir zaman içinde ve birçok günah işlendikten sonra gerçekleşmektedir.

Ayet Tefsir-i Nümune'de şöyle tefsir edilmiştir:

'Önceki ayetlerde her şeyi maddi ölçülere göre değerlendiren dünyaperestlerden bahsederken, söz konusu ayette dünyaya bağlanmanın sonuçlarından biri olan Allah'tan uzaklaşmaktan bahsederek şöyle buyurmaktadır: 'Kim Rahmanın zikrinden yüz çevirirse[4] ona bir Şeytan musallat ederiz, artık o, arkadaş olur ona.'[5]

Evet Allah'ın zikrinden gafil olmak, dünya lezzetlerine dalmak ve dünyaya bağlanmak Şeytanın insana musallat olmasına, onunla daima arkadaşlık etmesine ve boynuna halat bağlayarak onu canının istediği yere götürmesine neden olur. Bu yüzden ayetten cebir sonucu çıkmaz. Zira bunlar insanın kendi amellerinin karşılığıdır. Özellikle dünya lezzetlerine dalmanın ve çeşitli günahlara bulaşmanın ilk eseri insanın kalbine, gözüne ve kulağına perde çekilmesi, onu Allah'tan uzaklaştırması ve şeytanların ona musallat olması şeklinde kendini gösterir. Ve bazen öyle bir yere gelinir ki artık geri dönüş yoluda kapanır. Çünkü şeytanlar ve şeytani düşünceler her taraftan onu kuşatmıştır. Her ne kadar Allah 'bütün sebeplerin sebebi' olsa da bunlar insanın kendi amelinin karşılığıdır. Nitekim bunlar başka ayetlerde Şeytanın süslemesi: 'Şeytan, onların yaptıkları şeyleri bezemişti onlara'[6] ve onun dostluğu: 'Ve o, bugün de onların dostudur.'[7] şeklinde gelmiştir.

'Nukayyiz' (Musallat ederiz) kelimesi lügatte hem şeytanların istilası, hem de onların arkadaşı olması manasına gelmektedir. Bununla birlikte 'Şeytan ona arkadaş olur' cümlesi 'Nukayyiz'den sonra gelerek, şeytanların böyle kimselerden asla ayrılmadığı manasına vurgu yapmaktadır. Rahman kelimesi onların, Allah'ın genel rahmetinden yüz çevirdiklerine ve Onun zikrinden gafil olduklarına güzel bir işarettir.

Böyle kimseler şeytanlarla arkadaş ve onların fermanına mahkum olmanın dışında bir sonuca mı ulaşacaklar?

Ayrıca bazı müfessirler 'Şeytanlar'dan maksadın, insani şeytanlarıda içine alacak şekilde geniş bir manası olduğu ihtimalini de vermiş, onların Allah'ın zikrinden gafil olanlara musallat ve arkadaş olan 'Dalaletin önderleri' kimseler olduğunu söylemişlerdir. Bu uzak bir ihtimal değildir.[8]

 

[1] -Zuhruf/36

[2] -Tabersi, Fazl b. Hasan, Mecmau'l-Beyan Fi-Tefsiri'l-Kur'an, c.9, s.74, İntişarat-ı Nasır Hüsrev, Tahran, HŞ.1372.

[3] -Saduk, Muhammed b. Ali, Hisal, c.2, s.634, İntişarat-ı Camiay-ı Müderrisin, Kum, HK.1403.

[4] -Ayette 'Ya'şu' (Yüz çeviriyor) kelimesinin kökü 'Aşv' (vezni Naşr gibidir) olup 'İla' ile müteaddi olursa  zayıflayan gözün bir şeyin vasıtasıyla hidayet olmak demektir. Ama 'An' ile muteaddi olursa  yüz çevirmek manasına gelir. Ayette bu ikinci kısım kastedilmektedir. (Lisanu'l-Arap, Aşv maddesi).  

[5] -'Nukayyiz' (Musallat ederiz) kelimesinin kökü 'Kayz' (vezni Feyz gibidir) olup yumurtanın kabuğu demektir. Sonradan bir şeyi bir şeye musallat etmek manasına gelmiştir.

[6] -Nahl/63

[7] -Nahl/63

[8] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.21, s.64, Daru'l-Kütübü'l İslamiyye, Tahran, HŞ.1374.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7666 Yeni Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Bahailik konusu ve onların tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?
    11742 Eski Kelam İlmi 2008/02/16
    Bahailik fırkasının kurucusu, Mirza Hüseyin Ali Nuri’dir. O, Muhammed Bab’ın, Molla Hüseyin Beşruyeyi’nin tebliği vesilesiyle ortaya çıkmasından sonra Muhammed Bab’ın anlayışına yönelerek onun görüşlerini kabul etmiştir. Muhammed Bab’ın ölümünden ve onun yerine geçen kardeşi Yahya Subh-u Ezel’i kabul etmemesinden sonra Muhammed Bab’ın, zuhurunu vaat ettiği kimsenin (Men ...
  • Acaba iki yıldır süt veren bir kadına emzirme kefaretinin yanı sıra geciktirme kefareti de farz mıdır?
    12992 Orucun Kazası Ve Kefaretleri 2013/01/14
    Ayetullahe'l-uzma SİSTANİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Bebek emziren kadının sütü az olduğunda, eğer oruç tutması emzirdiği bebeğe zarar verecek olursa, oruç tutmak ona farz değildir. ister bu kadın bebeğin öz annesi olsun, isterse dadısı olsun veya ücretle süt veren bir kadın olsun, fark etmez. Ancak ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6875 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    6158 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Cenabet olan kimse gusül almadan banyodan çıkarsa bütün bedeni necis sayılır mı?
    29968 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sorunun cevabını vermeden önce şu noktayı hatırlamamız gerekir: Cenabetten maksat necasetle bütün bedenin necis olması değildir. Cenabet gerçekte manevi necasettir. Meni bedenin tümünü değil yanlızca bedenin değdiği yeri necis eder, yıkamakla ve necasetin gidermesiyle değdiği yer pak olur. Örneğin cenabet olan ...
  • Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) diri midirler? Eğer diriyseler bunun manası nedir?
    9429 دانش، مقام و توانایی های معصومان 2012/07/24
    Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’inin (a.s) diri olması, hakiki hayat konusunda Kur’an’daki anlamı içerir ve özellikle şehitler hakkında buna vurguda bulunulmuştur: "وَ لا تَحْسَبَنَّ الَّذينَ قُتِلُوا في‏ سَبيلِ اللَّهِ أَمْواتاً بَلْ أَحْياءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ". Aynı şekilde birçok rivayette de imamların diri oluşu hakkında bu anlama ...
  • Nahiye-i mukaddese ziyareti Şia'da muteber kabul edilir mi? Bunu teyit eden delil ve akide nedir?
    11085 Pratik Ahlak 2011/09/27
    Nahiye-i Mukaddese ziyareti mutlak ziyaretnameler türündendir. Yani onu her zaman (Aşura günü ve diğer günlerde) ve her yerde okuyarak Hz. Hüseyin (a.s)'ı ziyaret etmek mümkündür. Bu ziyaret peygamberlere, din önderlerine ve pak İmamlara selam ile başlar, sonra Hz. Hüseyin ve onun vefalı yaranlarına selamlamakla devam eder, daha sonra Hz. ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7859 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3293 Hadis 2020/01/20

En Çok Okunanlar