Gelişmiş Arama
Ziyaret
16849
Güncellenme Tarihi: 2010/08/26
Soru Özeti
Daru'l-hasret, ve yevmu'l-hasret'nin farkı nedir? Bu iki kavramın sözcük manaları arasındaki fark bellidir, ben kıyametteki bu iki aşamadaki incelemenin farkı hakkında bilgi edinmek istiyorum.
Soru
Daru'l-hasret, ve yevmu'l-hasret'nin farkı nedir? Bu iki kavramın sözcük manaları arasındaki fark bellidir, ben kıyametteki bu iki aşamadaki incelemenin farkı hakkında bilgi edinmek istiyorum.
Kısa Cevap

Kur'an ve hadislerde daru'l-hasret tabiri geçmemiştir. Sadece yevmu'l-hasret ifadesi (elden çıkan şeylere üzülmek anlamında) Kur'an'da bir defa ve hadislerde defalarca geçmektedir. Kur'an ve hadislerde yevmu'l-hasret'ten maksat kıyamet günüdür. Çünkü kıyamette cennetlik olanlar olduklarından daha iyi olabileceklerini ve daha yüce derecelere ulaşabileceklerini düşünerek ve cehennemlikler de günah işlemeyip bu duruma duçar olmamayı arzu ettikleri için hasret ve pişmanlık duyarlar.

Ayrıntılı Cevap

Kur'an-ı Kerim'de, insanın asıl yurdu olan kıyamet değişik isimlerle anılmıştır: El-Vakia, er-Racife, es-Sahhe, yevmu'l-fasl, yevmu'nedem, yevmu'nuşur, yevmu'l-hak, yevmu'l-mes'ele, yevmu'l-hesap, yevmu'l-muhasebe, yevmu't-tilak, yevmu'l-hasret gibi adlar kıyamet için Kur'an'da zikredilmiştir.

Hasretin anlamı:

Hasret sözcüğünün Arapçadaki asıl anlamı "açıklık" ve "ortaya çıkmak"tır[1]. Bazılarına göre kıyamette gerçekler ve sırlar ortaya çıktığı için (O, bütün sırların ortaya çıkacağı gün onu tekrar diriltmeye kadirdir.)[2]  ona hasret günü denilmiştir[3]. Hasretin diğer anlamı da pişmanlıktır (insanın yitirdiği ve telafi etmesi mümkün olmayan şeyler için pişmanlık duymasına hasret denir). O gün insan gerçeklerin ortaya çıkması yüzünden şiddetle pişman olur; bu yüzden kıyamete hasret günü denilmiştir. Bu mecazi olarak hasret sözcüğünü anlamının lazımında kullanım türündendir. Yine bu sözcük Arapçada hareket edememek anlamında da kullanılır. İnsan kıyamette hareket edemediği, artık bir iş yapamadığı, işlerinin son bulduğu ve sonuç verdiği için, Kur'an'ın ifadesiyle her şeyin artık bittiği[4] ve geçmişini telafi etmesi mümkün olmadığı için kıyamete hasret günü denilmiştir. Yine bu sözcük hayranlık ve şaşkınlık anlamında da kullanılmıştır ve kıyamete hasret günü denilmesi insanın orada göreceği şaşırtıcı olaylardan dolayı hayrete düşmesi ve şaşkınlık yaşaması içindir.

Daru'l-hasret ifadesi ise, ister Kur'an'da ister hadiste yani temel dini kaynaklarda yer almamıştır. Ancak yevmu'l-hasret ifadesi hem Kur'an'da hem hadislerde geçmektedir.

Kur'an'da şöyle okuyoruz: "Sen onları, gaflette oldukları ve iman etmedikleri bir halde işin bitmiş olacağı pişmanlık günü hakkında uyar." [5]

Allame Tabatabai bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: Ayetin akışından anlaşılıyor ki, o günde işler son buluyor ve herkes dünyadaki işlerinin sonucundan haberdar kılınıyor artık iyice anlıyor ki zarar etmiştir ve kazanabilecekleri şeyleri kazanamamıştır… Bu zararın sebebi dünyada gaflet içinde olmasıdır. [6]

Hasret günü, insanlar Allah'ın itaatini hakkınca yerine getirmedikleri için hasret ve pişmanlık duyarlar.[7] Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Yazıklar olsun gafil insana ki ömrü onun aleyhine geçmektedir ve geçirdiği günler onun bedbahtlık ve mutsuzluğa doğru götürür."[8]

Yukarıdaki ayetin tefsirinde Şia ve Ehl-i sünnet kaynaklarında az farkla bir hadis nakledilmiştir. İmam Sadık (a.s)'a bu ayetin tefsiri hakkında sorulduğunda şöyle dedi: Cennetlikler cennette ve cehennemlikler cehennemde yerleştiklerinde Allah tarafından bir nidacı şöyle nida eder: "Ey cennet ve cehennem ehli! ölümün ne biçim olduğunu biliyor musunuz? Onlar hayır, derler. Ölüm mor bir koç olarak cennet ve cehennemin arasında durur ve sonra herkesin yakına gelip ölüme bakması istenir. Herkes yakına gelince Allah'ın emriyle ölümü boğazlarlar ve şöyle derler, Ey cennetlikler! Ebedi olarak cennette kalacaksınız ve artık ölüm yoktur ve Ey cehennemlikler! sürekli olarak cehennemde kalacaksınız artık ölüm yoktur. Sonra imam şöyle buyurdu: İşte Allah'ın "Sen onları, gaflette oldukları ve iman etmedikleri bir halde işin bitmiş olacağı pişmanlık günü hakkında uyar." buyurmasının anlamı da işte budur. Yani cennetliklerin işi cennette ebedi kalmak ve cehennemliklerin işi de cehennem de ebedi kalmakla son bulur.[9] Bazı kaynaklarda hadisin devamında şöyle yer alır: "Bunun üzerine cennetlikler öylesine sevinirler ki eğer orada ölüm olsaydı sevinçten ölürlerdi. Cehennemlikler de öylesine feryat ve figan ederler ki eğer ölüm olsaydı onlar da üzüntüden ölürlerdi." [10]

Evet o dünyada bütün günahkarlar niçin iyi işler yapmadıkları için hasret duyarlar, iyiler de keşke daha fazla iyi iş yapsalardı diye hasret duyarlar. Cennetlikler Allah'ı anmadıkları anlar için teessüf eder ve kendilerini kınarlar.[11]

Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Kıyamette iki kişi herkesten daha fazla hasret duyar 1- Dünya da ilim öğrenebileceği halde ilim öğrenmeğe çalışmayan kimse 2- Başkasına ilim öğretip ve ilim öğrenen kişinin ondan yararlanmasına sağlamasına rağmen kendisi (öğreten) ilminden yararlanmayan ve bir kar elde edemeyen kişi.[12]

Evet dünyada tembellik ve başı boşluk ahirette hasret duymayı gerektirir.[13]



[1] El-Ayn c. 3 s. 134; Lisanu'l-Arap c. 4 s. 189

[2] Et-Tarik: 9

[3] Reczu'l-Cenan c. 13 s. 83

[4] Meryem: 39 وَ أَنْذِرْهُمْ یَوْمَ الْحَسْرَةِ إِذْ قُضِیَ الْأَمْرُ وَ هُمْ فی‏ غَفْلَةٍ وَ هُمْ لا یُؤْمِنُون‏. "Sen onları, gaflette oldukları ve iman etmedikleri bir halde işin bitmiş olacağı pişmanlık günü hakkında uyar."

[5] Meryem: 39

[6] El-Mizan, c. 14 s. 51

[7] Et-Tibyan c. 7 s. 127

[8] Nehcü'l-Belağa, (Feyzu'l-İslam bas. Hutbe, 63 s. 153

[9] Biharu'l-Envar, c. 8 s. 346; bu hadisin benzeri, Sahih-i Buhari'de c. 5 s. 236 yer alır.

[10] Biharu'l-Envar, c. 8 s. 345

[11] Kenzu'l-Ummal c. 1 H. 1806

[12] Nehcü'l-Fesahe, c. 1 s. 245

[13] Gureru'l-Hikem, H. 10626

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hüccetiye Encümeni’nin inancı nedir? Bugün bu grup aktif midir?
    10482 Fıkıh Tarihi 2010/08/22
    Hüccetiye Encümeni, 19 Ağustos 1953 yılı darbesine eş zamanlı olarak Şeyh Mahmut Zakirzade Tevalayî Halebî tarafından Bahaîlik fırkasıyla mücadele etmek gayesiyle tesis edildi. Bu encümen hiyerarşik girift bir teşkilatsal yapı ve eğitim, araştırma, yazma, irşat, yurt dışıyla ilişkiler ve konferans komitelerine sahipti.
  • Spor yapmak amacıyla dans etmenin sakıncası var mı?
    7202 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/10/12
    Taklit mercilerin bürolarından yapılan istiftalardan alınan cevaplar şöyledir:Rehber Ayetullah Hamanei: Dans etmek, şehveti tahrik veya haram fiile yol açar ya da fesada sürükler veyahut kadın, namahrem erkeklerin içinde dans ederse haramdır.
  • Şiaya göre büyük günahın konumu nedir?
    24899 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Büyük günah konusunda Müslüman fırkalar arasında çoğu siyasi olan ifrat ve tefritler vardır.Bunun en belirgin örneği Mürcie ve Hariciler’dir. Mürcie, zalim yöneticileri temize çıkarmak için zahiri imanı veya Müslümanlık iddiasını ve görüntüyü korumayı yeterli görmekte, büyük küçük hiç bir günahın hatta Ehl-i Beyt’in ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15165 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17102 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Kur’an’ın bakışında iblis ile şeytanın farkı nedir?
    60252 Tefsir 2010/08/08
    Kur’an-ı Kerim ayetleri esasınca, İblis çok ibadet etme neticesinde melekler arasına giren cinlerden biridir. Ama Âdem’in yaratılışından sonra Yüce Allah’ın emrine karşı gelmesi ve Âdem’e secde etmemesi nedeniyle ilahî dergâhtan kovulmuştur. Ama şeytan ise insanlardan yahut cinlerden veyahut hayvanlardan olan her isyancı ve aksi varlığa denir. İblis’i şeytan olarak ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13774 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Neden cennetin kilidi namazdır?
    9080 Teorik Ahlak 2012/03/12
    İnsanın yaratılış hedefi Yüce Allah’a kulluk etmek ve O’nu tanımaktır. İnsan ancak Allah’a tapmanın gölgesinde kemale ve ilahi yakınlık makamına erer. Namaz, aşkın yaratıcıya ibadet ve kulluk etmenin en güzel göstergesidir. Beş öğün namaza bağlılık, ruhun erdemliliğine ve gücüne sebep olur, insanı günaha ve çirkin davranışlara bulaşmaktan ...
  • Kadın hangi durumda erkekle eşit miktarda miras alabilir?
    23408 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/08
    Genel olarak iki yerde kadınla erkek mirastan eşit miktarda pay alabilirler: 1- Anne ve baba (bir çok yerde), 2- Ölenin anne tarafından akrabaları Çalışan kadın sayısı erkekten çok olması, mirasın az ya da çok olmasını gerektirmez. Elbette toplumun manevi açıdan ilerleyebilmesi ...

En Çok Okunanlar