Gelişmiş Arama
Ziyaret
9022
Güncellenme Tarihi: 2012/04/04
Soru Özeti
Kur’an’da burucun manası nedir?
Soru
Kur’an’da burucun manası nedir?
Kısa Cevap

Buruc kelimesinin zikredildiği ayetlerde Yüce Allah şöyle buyuruyor: Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir. Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik.” Bu kelime hem muhkem ve çevrilmiş burç ve kale anlamını ifade eden eski manası ve hem de tüm dünyada özel süslemeler ile kendini gösteren gökdelenlere denmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Burç kelimesinin (Arapçada) çoğulu olan“buruc”, kalelerin dörtkenarında inşa edilen yüksek yapı ve binaya denir ve bu burçlarda düşmana karşı koymak için onların temelleri sağlam yapılır. Bu kelimenin manasının kökü, zuhurdur ve “et-teberücu bizzinet” ziyneti zahir kılmak anlamına gelir.[1] Aynı şekilde ortada ve zahir olan her şeye denir. Daha çok saraylarda kullanılması, sarayların bakanların gözünde zahir ve açık olmasından kaynaklanır.[2] İşte bu mana ayetin maksadıdır; çünkü şöyle buyuruyor: «وَ لَقَدْ جَعَلْنا فِی السَّماءِ بُرُوجاً وَ زَيَّنَّاها لِلنَّاظِرِينَ ...»[3] Ve  «وَ السَّماءِ ذاتِ الْبُرُوج» ayetinde burçlar (güneş ve ay)[4] vesilesiyle korunan göğe ant içilmiştir.[5] Bundan dolayı, buruc kelimesinin zikredildiği ayetlerin zahiri manası şudur: Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir. Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik.[6] Elbette bir grup müfessir burucu nücüm ilminde bilinen on iki burç olarak yorumlamıştır.[7] «أَيْنَما تَكُونُوا يُدْرِكْكُمُ الْمَوْتُ وَ لَوْ كُنْتُمْ فی‏ بُرُوجٍ مُشَيَّدَة»[8] ayeti şerifesi gerçekte bir örnektir ve Kur’an insanın aracılığıyla kendisini olumsuzluklar ve tehlikelerden koruduğu şeyler hakkında bir örnek vermek istemektedir. Bunun manası, kendisinden kaçmak için en muhkem sığınaklara sığınılsa da ölümden hiç kimsenin kaçamayacağıdır.[9] Muhkem burçlar da dâhil olmak üzere hiçbir şey, ölümü engelleyemez; bunun delili de açıktır: Ölüm sanıldığının aksine dışarıdan insana sızmamaktadır, bilakis insanın içinden kaynaklanmaktadır; çünkü bedenin değişik organlarının kabiliyeti ister istemez sınırlıdır ve bir gün sona ermektedir. Elbette tabii olmayan ölümler dışarıdan insana gelmektedir, ama tabii ölümler içeriden kaynaklanır. Bu yüzden sağlam burçlar ve muhkem kaleler bile ona karşı koyamaz. Muhkem kalelerin tabii olmayan ölümleri bazen engellediği doğrudur, ama netice itibariyle bir zaman sonra tabii ölüm insana varır.[10] Özetle, bu kelime hem Kur’an’da zikredildiği şekliyle muhkem ve çevrilmiş burç ve kale anlamını ifade eden eski manası ve hem de tüm dünyada özel süslemeler ile kendini gösteren gökdelenlere denmektedir.  

 


[1] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, tercüme, Musevi, Seyid Muhammed Bakır, c. 5, s. 6, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1374 ş.

[2] a.g.e. c. 2, s. 413.

[3] Hicr, 16.

[4] Tarihi, Fahrettin, Mecmeu’l-Bahreyn, Muhakkik ve Musahhih: Hüseyni, Seyid Ahmed, c. 2, s. 276, Neşr-i Kitabfuruşi Mürtezevi, Tahran, çap-ı sevvom, 1416 k.

[5] Tercüme-i el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 20, s. 413.

[6] a.g.e. c. 12, s. 202, Mecmeu’l-Bahreyn, c. 2, s. 276.

[7] Âlusi, Seyid Mahmud, Ruhu’l-Maani Fi Tefsiri’l-Kur’ani’l-Azim, tahkik: Atiye, Ali Abdülbari, c. 15, s. 294, Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, Beyrut, çap-ı evvel, 1415 k.

[8] Nisa, 78: “Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır.”

[9] Tercüme-i el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 5, s. 6.

[10] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 4, s. 19, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17011 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    5973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11448 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • İnsan olağan üstü işler yapabilir mi? Bu tür işleri yapmanın faydası nedir?
    10290 Teorik İrfan 2009/09/07
    Sizin işaret ettiğiniz şey, insanın ruhi güç kazanmasının sayesinde gerçekleşir; bu ruhi güç bazen dinin emirlerine uyarak ve şer’i riyazetler çekerek kazanılır; yani insan Allah’a yakınlaşarak İsm-i A’zama sahip olur. Bu güç sayesinde maddi alem üzerinde etkili olabilir ve iradesiyle bir takım işler yapar. Ancak bazen de ...
  • Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
    10556 Tefsir 2015/05/20
    Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6091 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ziyaret-i Aşura’da ki ‘Beri’tu ilellah ve ileykum minhum’ (Önce Allah’a sonra size onlardan dolayı beri oluyorum) cümlesinde Allah’a ve masumlara beri olmak ne demektir?
    6433 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Beraet lügatte birinden veya bir şeyden ayrılmak, uzaklaşmak manasına gelmektedir. Bu manalar eğer ‘İla’ ile birlikte olmazsa beraet için kullanılır. Ama ‘İla’ ile birlikte olursa bizarlık manasının yanı sıra sığınma manası da vermektedir. Buna göre ziyaretteki sığınma cümlesinin manası şöyle olur: Hak Teala’ya ve siz Ehl-i Beyt’e (a.s) ...
  • Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) cariye ve kölelere sahip olmaları kölelik sistemini benimsemek değil midir?
    19729 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    Kölelerle evlenme, onlarla mahrem olma, mukatebe (kölelerin özgürlük anlaşması) vs. hükümlerin Kur’an’da gelmesi Peygamber (s.a.a)’in zamanında köleliğin olduğunu ispat etmektedir, ama belirtmek gerekir ki, İslam’ın köleleri azat etmek için çok kapsamlı projeleri vardır. Bu projenin neticesinde bütün köleler zamanla özgürlüklerine kavuşmuşlardırlar. ...
  • Derslerimin Cuma namazına denk gelmesi nedeniyle Cuma namazını kılamamaktayım. Bunu telafi etmek için ne yapmalıyım?
    9607 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/11/17
    Değerli kullanıcı! İmam Zaman’ın (a.c.f) gıyabı döneminde Cuma namazı taklit mercilerinin çoğunluğunun fetvasına göre seçimli bir farzdır; yani yükümlü Cuma gününde şartlar mevcut ise Cuma namazını veya öğle namazını kılmada özgürdür. O halde eğer bir kimse Cuma namazını kılarsa, öğle namazını kılmasına gerek kalmaz. Elbette ...

En Çok Okunanlar