Please Wait
6626
Şia’nın bakışında Kur’an dışında hiçbir kitaba yüzde yüz güvenilemez. Bu yüzden kitaplarda ve özellikle de hadis kaynaklarında beyan edilen konular iki yönden yani senet ve delalet açısından incelenmeli, eğer İslam’ın genel usulleri ve Kur’an öğretileriyle çelişmezse kabul edilmelidir. Hilyetü’l-Muttakin kitabındaki zaafları ve bazı rivayetler bağlamındaki problemleri kabul etmekle birlikte genel olarak şöyle söylemek mümkündür: Bu kitabın karı ve koca yaşantısı bağlamında ahlakî veya hukukî ilişkilerin niteliği hakkında masumlardan (a.s) naklettiği rivayetler karı ve koca arasında huzur sağlama ve sevgiyi güçlendirme hedefini gütmektedir. Bu, Kur’an’ın bakışı ve kadın hakkındaki değerleriyle hiçbir şekilde çelişmemektedir. Aksine Hilyetü’l-Muttakin’in açıklamalarında kadın daha çok övülmüş ve saygıyla anılmıştır.
Hilyetü’l-Muttakin’in kadın ve erkek hususundaki açıklamaları hakkında izahta bulunmadan önce kadın ve erkek ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim, Peygamberin (s.a.a) hadisleri ve imamların (a.s) rivayetlerinden yansıyan perspektifi bilmemiz lazımdır: Kur’an ve rivayetlerin perspektifinde kadın ve erkek bir cinsten olup her biri diğeri için ve birbirinin huzurunu temin etme gayesiyle yaratılmıştır. Yüce Allah o ikisi arasında özel bir ilgi yaratmıştır. Her biri diğerinin örtü ve ziynetidir. Biri diğerinin aracı değildir. Her ikisi de davranışlarının neticelerini elde edecektir. Eğer birinin diğerine yönelik bir hak taşıdığı tespit edilirse, ona yönelik vazifesi de vardır. Kadına tıpkı görevleri gibi bir takım değerli haklar verilmiştir.[1] Sorunuza gelince, şöyle söylemeliyiz: Şia ve Ehli Beyt’in bakışında Kur’an dışında hiçbir kitaba yüzde yüz güvenmek mümkün değildir. Bu yüzden kitaplarda ve özellikle de hadis kaynaklarında beyan edilen konular iki yönden yani senet ve delalet açısından incelenmeli, eğer İslam’ın genel usulleri ve Kur’an öğretileriyle çelişmezse kabul edilmelidir. Aksi takdirde ise kabul edilmesi mümkün değildir. Hilyetü’l-Muttakin kitabındaki zaafları ve bazı rivayetler bağlamındaki problemleri kabul etmekle birlikte genel olarak şöyle söylemek mümkündür: Bu kitaptaki konular[2] (kadın ve erken hakkında) üç çeşit perspektif sunmaktadır: A. Kadın cinsinin övülmesi ve methedilmesi. B. Erkeğin kadına yönelik saygılı bakış ve davranışı. C. Kadının erkeğe yönelik saygılı bakış ve davranışı.
A. Birinci perspektifin (kadın cinsinin övülmesi ve methedilmesi) bu kitaptaki delilleri şu tür hususların vurgulanması ve zikredilmesidir: 1. Hak Teâlâ kızlara oğlanlardan daha çok şefkatlidir. 2. Kız koklanan bir güldür. 3. Büyük İslam Peygamberi (s.a.a) kızların babasıydı. 4. Kız hayır, oğlan ise nimettir. Yüce Allah hayrı ödüllendirir, nimetten ise sorar. 5. Kızının ölümünü arzulayan ve bu halde ölen hiç kimsenin amellerine sevap yazılmaz ve kıyamette günahkârlardan olur.
B. İkinci perspektifin (erkeğin kadına yönelik saygılı bakış ve davranışı) delilleri de şu gibi hususlardır: 1. Kadınları sevmek, peygamberlerin (a.s) ahlakındandır. Kadınları çok sevmek İslam Peygamberinin (s.a.a) sünnetindendi. O, dünyada namaz, hoş koku ve kadın diye üç şeyi beğenmişti. 2. Kadınlara sevgi beslemek, imanın artmasına neden olur. 3. Sizin en hayırlınız kadına en iyi davranan kimsedir. 4. Allah’ın en sevdiği kulları, kadına çok ihsanda bulunan kimsedir. 5. Kadın güldür, hizmetçi değildir. 6. Kadının güzellik ve hoşnutluğunun korunması, onun şanına yakışmayan işlerin kendisine dayatılmamasıdır. 7. Bir gelin senin evine geldiği zaman, oturması için ayakkabısını al ve ayaklarını yıka ve evin sonuna kadar o suyu serp. 8. Kadının hakkı; onu doyurman, her mevsimin elbisesini alman, süslenme araçlarını temin etmen, ev araçlarını sağlaman ve bir kötülük yaptığında da onu bağışlamandır. 9. Kadının haklarını eda etmemekten Allah’tan kork. Ama ince elbise isteme gibi fesada neden olan hususlarda kadına uyma.
C. Üçüncü perspektif (kadının erkeğe yönelik saygılı bakış ve davranışı) hakkında bu kitapta şu tür hususlara yer verilmiştir: 1. Kadınların en hayırlısı kocası ve evlatlarına yönelik şefkati çok ve iffetli olandır. 2. Kocası için süslenmesi, fazla yalnız kalmaması ve cima isteminde kocayı ret etmesi durumunda meleklerin lanetine uğramış olacağı. 3. Eğer kadın kocasını karşılarsa veya ona eşlik ederse ve zorluklarda ona gönül verirse, bu kadın ilahî memurlardan olacak ve bir şehidin sevabının yarısını alacaktır. 4. Kadınların en kötüleri, kocasına kin duyan, kötü amelleri işlemede pervasız olan, başkaları için kendini süsleyen, kendisini kocasından gizleyen ve kocasın özrünü kabul etmeyenlerdir. 5. Eğer kadın ben kocamdan bir hayır görmedim derse, onun amelleri için bir sevap olmaz. 6. Kadın kocasına itaat etmelidir. Karısının mümin olması, erkeğin ona baktığında mutluluk duyması, kendisi olmadığı zaman eşinin mal ve haysiyetini koruması bir erkek için dünyevî ve uhrevî güzelliktir. Netice itibariyle, Hilyetü’l-Muttakin kitabında kadın ve erkeğin ilişkisi hakkında belirtilenler, kadının erkek karşısındaki görevleriyle sınırlı değildir. Buna ek olarak, kitapta erkeğin de görevleri belirtilmiştir. Artı, açıklamaların çoğu da kadınların haklarının eda edilmesi ve onlara saygı duyulması hususundadır.[3]