Gelişmiş Arama
Ziyaret
78243
Güncellenme Tarihi: 2009/07/08
Soru Özeti
Bakara suresinin 228. ayeti erkeğin kadından üstün olduğunu söylemektedir. Bu durum, Allahın adaletiyle çelişmez mi?
Soru
Bakara suresinin 228. ayeti erkeğin kadından üstün olduğunu söylemektedir. Bu, Allahın adaletiyle çelişmez mi?
Kısa Cevap

Söz konusu ayet boşanmış kadınlar hakkında olup ric'i talak yani, boşandıktan sonra erkeğin kadının iddeti dolmadan karısına dönmesi hakkındadır ve genel bir kaideye, yani kadınların haklarıyla vazifelerinin arasında bir eşitliğin olduğuna işaret etmektedir.

 

Bu ayete ve Kur'an'ın diğer ayetlerinin üslubuna baktığımızda üstünlüğün takvada olduğunu görmekteyiz. Kur'an, ahkam ve vazifelerde kadınla erkek arasında eşitliği kabul etmemekte ve adaletin taraftarıdır. Bu esasa dayanarak ailenin idaresini erkeklere yüklemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Söz konusu ayet-i kerime ric'i talak hakkında olup şöyle buyurmaktadır: “…Kocaları, (onlarla) aralarını düzeltmek ve uzlaşmak isterlerse, bu süre içerisinde onları geri almaya tam olarak hak sahibidirler. Kadınların yükümlülükleri kadar (erkekler üzerinde) hakları da vardır. Ama erkekler, onlara karşı bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah, üstündür ve hikmet sahibidir.” [1]

 

Ayet, İslama göre kadının hak ve vazifelerinin birbirleriyle uyumlu olduğuyla ilgili önemli bir kurala işaret etmektedir (nitekim erkeklerinde hak ve vazifeleri birbirleriyle uyumludur); yani kadınların hakkıyla vazifeleri arasında eşitlik vardır. Bunun terside aynıdır, yani, birine bir hak verilirse karşılığında o hak ölçüsünde vazife de verilmektedir. İşte bu temel kural kadınla erkek arasında ki adaletin kaynağıdır.

 

İslam kadınla erkeğin eşit olduğu iddiasında değildir, İslam kadın erkek arasında adaletin olduğu iddiasındadır. Zira kadınla erkek arasındaki ruhi, cismi vs. farklılıkların olduğunu kimse inkar edemez. Bu farklılıklar onların vazifelerinin de farklı olmasına neden olmaktadır. Bu adaletin ta kendisindir. Farklılıklarla birlikte eşit vazifelere sahip olsaydılar bu adalete aykırı olurdu. [2]

Yukarıda söylenenler ve başarılı ve mutlu bir ailenin iyi bir idareciye ihtiyacı olduğu göz önüne alındığında ve konuya bağnazlıktan uzak bir şekilde baktığımızda cismi, ruhi, vs. durumlarından dolayı erkeğin aile reisi olması gerekir. [3]

 

Demek ki İslama göre erkekler bir yönden kadınlardan üstün olsalar da, bu üstünlük ve derece onlara çeşitli görevleri de yüklemiştir. Bu görevler kadınlardan istenmemiştir.

 

Ne ilginçtir ki, ayetin sonunda “ Allah yüce ve üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir ” diye buyrulmaktadır. Bu nurlu sözler ilahi kanun ve tedbirin herkesin toplumda, yaratılış kanununun belirlediği ve bedensel yapısına uygun olan vazifesini yerine getirmesi gerektiğine işarettir. [4]

 

Sonuç olarak diyoruz ki, bu ayet ve Kur ' an ' ın diğer ayetlerinin üslubuna baktığımızda, kadın ve erkeğin salih amellerinin sevaplarında farklılık olmadığını, [5] ölçünün takva olduğunu, [6] bu yönlerden kadınla erkeğin arasında bir fark olmadığını görüyoruz. Ayetin erkeklerin üstün olduğundan kastı yalnızca ailenin yönetim ve himayesinin erkeğe ait olduğudur, yoksa onun her yönden üstün olduğunu kastetmiyor.

Daha fazla bilgi için bkz: Kur'an ve Erkeklerin Kadınlara İçin Kavvam/Dayanak Olmaları, 2554. soru (site: 2713)



[1]   - Bakara/228

[2]   - Kadınla erkeğin arasında ki adaletin manası, onların her yönden eşit oldukları ve beraber hareket edecekleri anlamında değildir. Kadınlar farklı görevler için yaratılmıştır, bu nedenle hisleride farklıdır. Yaratılış kanunu hassas annelik vazifesini ve güçlü nesilleri yetiştirmeyi kadına yüklediği için duygu ve hisleride ona daha çok vermiştir. Öte yandan bu kanun ağır toplumsal vazifeleri erkeğe yüklerken düşünce payını da ona daha çok vermiştir. Eğer adalet istiyorsak, zorluklara dayanabilme gücü ve düşünmeye ihtiyaç duyulan toplumsal vazifeleri erkeklere, duygu isteyen işleride kadınlara vermek gerekir. Dolayısıyla ailenin idaresi erkeğe, yardımcılığıda kadına verilmişitir. Ve bu, kadınların bedensel yapıları el verdiği sürece onların toplumsal işlerde görev almayacağı anlamına gelmez. Hassas annelik görevinin yanı sıra diğer önemli işleride üstlenebilir. Yine bu, kadınların maneviyatta, ilimde ve takvada erkeklerden daha daha önde olmayacağı mamasına gelmez.

Boşama hakkı (bazı özel şartlarda boşama hakkı kadına veya hakim-i şer'e verilebilir) veya iddet süresinde eşine dönme ya da yargı görevinin erkeklere verilmesi gibi kanunların kaynağı bundan dolayıdır ve söz konusu gerçeğin direkt sonucudur. Bkz: Tefsir-i Nümune, c.2, s.158

[3] - Bunlar kadın-erkek haklarının eşit olduğunu iddia eden herkes tarafından kabul edilmektedir. Zira kadın-erkek haklarının eşit olduğunu savunan ülkelere baktığımızda yüksek makam ve mevkideki yöneticilerin tamamına yakınının erkek olduğunu görmekteyiz.

[4] - Tefsir-i Nümune, c.2, s.161

[5] -Nahl/97

[6] - “Ey İnsanlar! Şüphe yok ki biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve sizi aşiretler ve kabileler haline getirdik tanışın diye; şüphe yok ki Allah katında derecesi en yüce olanınız en fazla çekinenizdir.” Hucurat/13

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Istakoz, deniz kabukları ve ahtapot yemek haram mıdır?
    59266 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/09
     Istakoz[1] ve deniz kabuklarını yemek haramdır. Dini kaynaklar uyarınca helal ve haram olan hayvanların birbirlerinden ayırt edilmesi için bir takım genel kurallar açıklanmıştır. Bu kurallar deniz ve kara hayvanları hakkında birbirinden farklıdır. Kuşların da kendilerine özgü hükümleri vardır…
  • Bir şahıstan veya bankalardan aldığımız borca ve her ay taksitini ödediğimiz paraya humus düşer mi?
    5865 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Dikkatinizi buna benzer bir soruya İmam Humeyni (r.a) ve Ayetullah Hamaney tarafından verilen cevaba çekiyoruz: 868. Soru: Birkaç yıl önce bir bankadan borç aldım ve onu bir yıllığına banka hesabıma aktardım. Bu borçtan faydalanamadım ve her ay ...
  • Kız ve oğlan elçilik ve nişanlılık aşamasından sonra ve nikahtan önceki ilişkileri nasıl olmalıdır?
    12259 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Hikmet sahibi Allah kadın ve erkeği birbiri için yaratmıştır. İslam’a göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar; zira birbirlerine sükunet vermekte, cinsel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarını gidermekteler. İslam, her iki tarafında ...
  • Hz. Ali'nin (a.s) dilenciye yüzüğünü vermesi haliyle, ayağından ok çekildiğinde bunu fark etmemesi hali arasında bir çelişki yok mudur?
    15833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2009/04/18
    Sorunuza şu şekilde cevap verebiliriz: 1- İnsan, ilahi rızaya uygun ameller yaparak kemale erişebilme gücüne sahiptir. Yani insan-ı kâmil makamına ulaşarak bütün mükemmellikleri kendisinde toplayabilir. 2- İnsan-ı kâmil makamına ulaşmak demek, bu makama ulaşanların çeşitli halleri olmayacağı anlamına gelmez. Bize ve birçok Müslüman'a göre İmam Ali (a.s), Müslümanlar için mükemmel bir örnektir ve ...
  • Cude’nin Hz. Hasan’dan (a.s) olma bir evladı var mıydı?
    19559 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cude, Eş’as b. Kays Kindi’nin kızıdır. Eşas, İslam’ın ilk yıllarındaki meşhur şahıslardan olup o dönemin tehlikeli münafıklarından sayılmaktaydı. Belazeri’nin yazdığına göre Cude babasının hilesiyle İmam Hasan Mücteba (a.s) ile evlenmiştir.[1] Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eşas, Müminlerin ...
  • Sehl bin Sa’d Saidi kimdi?
    9033 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Sehl bin Sa’d Ensari Saidi, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) tanınmış sahabelerinden olup Peygamberimiz vefat ettiği zaman 15 yaşındaydı. Onun asıl adı ‘Hazn’ idi, ama Peygamber (s.a.a) adını ‘Sehl’ diye değişti. Künyesi ‘Ebu’l Abbas’ idi. Uzun bir ömür sürdü. Medine’de ölen son sahabe olduğu söylenmektedir. Kimisi hicri 88 yılında, kimisi ...
  • Kuranı kerimde, kalpteki itminan ile iman ilişkisi nasıl konu edilmiş?
    12615 Tefsir 2010/12/18
    Lügatte imanın anlamı şöyle beyan edilmiştir: yalanlamanın karşıtı olup tasdik etmektir. Istılahta ise anlamı şöyledir. Dille ikrar ve itiraf etmektir, kalpte bir kararlılık ve sözleşmedir, organlarda da ameldir. "İtminan" ve tümenine ise lügatte kararsızlık ve ıstırabın ardından gerçekleşen (kalpsel veya zihinsel) rahatlık ve huzurdur.
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    8033 کلیات 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    8041 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    20774 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...

En Çok Okunanlar