Gelişmiş Arama
Ziyaret
3922
Güncellenme Tarihi: 2013/06/03
Soru Özeti
Kanıtla kabulün arasındaki fark nedir?
Soru
Kanıtla kabulün arasındaki farkı açıklar mısınız?
Kısa Cevap

 Kanıt ve kabul

Bu iki kavramı bir örnek üzerinden şu şekilde açıklayabiliriz: Farz edin bir şehirde bir grup kalp doktoru olsun, bu doktorlar özünde ve hakikatte bilgi ve birikim açısından bir düzeydede olabilir. İçlerinden ‘A’ şahsı yüksek düzeyde bir doktorda olabilir. Yani ‘A’ şahsı  şehirde var olan en bilgili, uzman ve tecrübeli kalp doktoru da olabilir. ‘B’, ‘C’, ‘D’ şahıslarıda sırasıyla bilgi ve birikim açısından ikinci, üçüncü ve dördüncü sırada olsunlar. Ama halk bu kalp doktorlarını nasıl tanır? Bu doktorların halkın yanında değeri ve itibarı nedir? Acaba halkın onlara verdiği değer ve itibar özde ve hakikatte olan değerleri ve itibarlarıyla aynı mıdır?

Birinci sınıf bir kalp doktoru olan ‘A’ şahsını toplumda birinci sınıf bir doktor olarak tanımakta mıdır? Veya bilgi ve birikim açısından ikinci sınıf bir doktor statüsünde olan ‘B’ şahsını toplum böylemi tanır? Bazen bu mümkün olabilir. Bazen ise bunun tam tersi gerçekleşebilir. Yani toplum bazı faktörler, reklamlar, akımlar, önyargılar sonucu kanıt makamında var olmayan ve kabul makamında gerçekle çelişen bir hüküm verebilirler. Dördüncü sınıf bir doktoru birinci sınıf, üçüncü sınıf bir doktoru ikinci sınıf hatta birinci sınıf bir doktoru dördüncü sınıf bir doktor bilebilirler. Böylesi durumlarda gerçekte vaki olan, kanıtlanabilir olanlar ve bizim kabulümüz farklılık taşır. Bizim nazarımızda olanla özünde olan farklıdır.[1]

Kabulle kanıt makamının farkı

Bizler her zaman zihnimizde oluşan tasavvurla gerçeğin birebir eşleştiğine inanırız. Eşyanın zihinde var olan görüntüsünün dış alemde olduğu gibi olduğunu kabul ederiz. Bununla birlikte uygulama noktasında zihinde gerçekleşen tasavvuru dış alemde vuku bulanla bir bilmemekteyiz. Yani düşündüğümüz her şeyin dış almede vuku bulacağına inanmayız. Hiçbir zaman Mülüman bir hekim (İslam Filozofu)  zihinde gerçekleşnen önermeler ve sonucun olduğu gibi dış alemde vücut bulacağını iddia etmez.  Aksine kabul makamının isbat makamından farklı olduğuna vurgu yapar. Kabul ve isbat makamı bazen mutabık olacağı gibi bazen ise tersi bir durum söz konusudur. Yani sebep sonuç ilişkisi zihne doğru yansıyacağı gibi tersi bir durumla sonuç zihinde sebebin yerini alabilir.[2]  Bunu engellemenin tek yolu şüpe götürmeyen, doğruluğu ispatlanmış bilgilerimizin aynasında tasavvurları ölçmek bir anlamda kabulü kanıtlanabilirliğe taşımaktır.

 

 

[1] Başvurunuz: Murtaza Mutahari, Mecmue asar, 17.c, 263.s, sadra, tahran, 1380.ş.

[2] Mecmue asar, 13.c, 865-866.s

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Niçin Hz. Mehdi (a.s) gaybet döneminde insanların hidayeti için bir kitap te'lif etmiyor?
    10828 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin:
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12909 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
    10228 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Bu tekniği yapanların iddiasına göre konsantrasyon egzesizi yapmak, bizi şaşırtıcı bir şekilde düşüncelerimizin arasında yolculuk yapmamızı sağlıyor. Onun, daha sağlıklı, ıztrapsız, endişesiz bir yaşam sağlaması, yorgunluğu gidermesi gibi birçok faydalar vardır. Ve bizi zihnin çeşitli safhalarına ve farkındalığa ulaştırıyor.Konsantrasyon, ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    34702 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    14536 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Neden İslam dininde evlat boşanma durumunda erkeğe verilir?
    3787 Koruma 2019/06/15
    Öncelikle bu soruda kast edilen ifadenin incelenmesi gerekir. Eğer kastınız evladın intisabı ise İslam dininde evladın intisabı erkeğe olduğu gibi kadınadırda. Bu konu tamamen açık ve nettir. Örneğin mahremiyet, miras, akrabalık,... erkeğe özgü değildir. Bütün bu bağlar kadın içinde söz konusudur.[1] Ama eğer kastınız ...
  • Dinin usul ve fürû’u Masum İmamların (a.s) hadislerinden mi alınmıştır? Eğer böyle ise lütfen kaynak gösteriniz. Değilse ne zaman ve kimin tarafından böyle bir ayırım yapılmıştır?
    9700 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Dinin usul ve fürû’unun şu anda ki şekli Masum İmamların (a.s) hadislerinden alınmamıştır. Din ilimleri alimleri, dini öğretileri bu şekilde bölümlere ayırmışlardır. Bu iki asıl’ın geçmişi hicri birinci yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Ama bu ismi (usul-u din) kimin verdiği tam olarak belli değildir. Böyle ilmi konular genellikle alimlerin ...
  • ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
    6249 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/06/18
    Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır. Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir. Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ...
  • Dine dayalı ahlakın manası nedir?
    11239 Yeni Kelam İlmi 2012/06/16
    Din ve ahlak arasındaki ilişki bağlamında ahlaki değerlerin temelleri hususunda iki genel bakış vardır: 1. Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur. 2. Ahlak din, iman ve Allah’a inanmayla bağlantı kurmaksızın gerçekleşmez. Batı toplumlarında bu konu geniş ...
  • Acaba Kuran-ı Kerim'de sırat köprüsüne işaret edilmiş midir?
    50484 Kur’anî İlimler 2009/05/13
    “Sırat köprüsü” kelimesi Kuran-ı Kerim'de geçmemesine rağmen bazı rivayetlerde bu kelime açıklanmıştır; örneğin İmam Sadık (a.s), Fecir Suresi’nin 14. ayetindeki “Mirsad” kelimesinin tefsirinde, onu cehennemden geçen bir köprü olarak beyan etmiştir.Konunun açıklığa kavuşması için, “sırat” kelimesi hakkında bazı noktaları açıklayacağız. “Sırat” yol anlamına gelmektedir ve bazı ayetlerde geçen “sırat-ı ...

En Çok Okunanlar