Gelişmiş Arama
Ziyaret
18085
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
hatmi salavat nedir?
Soru
hatmi salavat nedir?
Kısa Cevap

Hatim her hangi bir şeyi bitirmek sona erdirmek anlamındadır. Bunun temel özellik ve nitelliği yapılacak bu işin bir başlangıcı ve bir de sonu var olmasıdır. Hatmi salâvat ta bu anlamdadır. Kuranı baştan sona kadar okuyarak hatim edilmesi gibi. Kuranı baştan sona kadar okuyarak bitirmek şeklinde yapılan eyleme kuranı

bitirdi (devr etti) deniliyor. Bu eylemin bir diğer adı da hatimdir.

Ayrıntılı Cevap

İslami meselelerden birisi duadır. Dua bazen kendi arzularına ulaşmak gayesiyle yapılıyor. Ancak bilinmelidir ki dua yoluyla kendi arzularına varabilmek kendisine has şartları vardır. Bu şartlardan birisi bazen has bir zikir veya has bir duayı sayısal olarak belli sayıda okunması gerekir. Ta bu zikir veya dua istenilen neticeyi versin. Bu şarta “sayısal düstur” denilmektedir. bilinmelidir ki, bu amellerin kendileri zati itibariyle müstahaptir ama bu amellerden beklenen neticeyi alabilmek için belirtilen sayıyı korumak noktasında müsamaha ve gevşeklik yapmak kesinlikle men edilmiştir. Zira imam sadıktan (a.s.) nakil edilerek şöyle buyurmuşlardır: “biliniz ki, Allah ın isimleri, hazine konumunda sayı da bu hazinenin sınırları menzilesindedir. Eğer ona doğru atılan adımlarınız az veya ileri ve geri olsa hazineye kavuşmazsınız”.[1]

Peygamber ve ehlibeytine salâvat getirmenin çok fazileti vardır. Bu faziletin önemliliğini anlamak için Allah u Teâlâ’nın bunu kendisinin ve meleklerinin daimi olarak yaptıkları bir iş saymakta olduğuna ve müminlere sizde bunu kendi programlarınızın arasına sokun şeklindeki emre dikkat etmek yeterdir. Allah şöyle buyuruyor: “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve teslim olun”.[2] [3]

Salâvatın, duaların kabul görülmesinde çok etkili olması salâvatın işlevliliğindendir. Bu bağlamda şöyle denilmektedir: yapılan dualardan önce ve sonra Muhammed (s.a.a.) ve âline salâvat göndermek duanın kabul görülmesine neden oluyor”.[4] İmamdan (a.s.) şöyle nakil edilmiştir ki, “ilahi terazide Muhammed (s.a.a.) ve ehlibeytine salâvat göndermekten daha ağır hiçbir şey bulunmamaktadır”.[5]

Bazen arzu edilen ihtiyaçların giderilmesi için gönderilen salâvatla ilgili aşağıdaki konuların etkili olduğu söz konusudur:

1-   Has kelimeler ve has şekiliyle salâvat göndermek: örneğin eğer bir kimse ölmeden önce zamanın imamıyla buluşmak ve onu ziyaret etme tevfikini elde etmek istiyor ise aşağıdaki nitelikte salavat göndermelidir. “allahumme salli ala muhammedin ve âli muhammedin ve acil ferecehum”.[6]

2-   Bazen has bir sayı (nicelik) söz konusudur: örneğin bir insanın otuzu uhrevi otuzu dünyevi olmak üzere altmış ihtiyacı ve arzusu var ve hepsinin yerine gelmesini istiyor ise yukarıdaki salâvatı yüz defa göndersin. Buradaki yüz sayısının has bir anlamı ve rolü vardır. Dolayısıyla bu ihtiyaçlarının giderilmesi ve arzusunun yerine gelmesi için göndereceği yukarıdaki salâvat, yüzden ne bir sayı eksik ve ne bir sayı fazla olmamalıdır.[7]

Bu durumda ve buna benzer yerlerdedir ki “hatmi salâvat” anlam kazanıyor. Yani salâvat gönderen kimse bu durumlarda belirtilen miktarda yani yüz salâvat gönderdiğinde “hatmi salâvat” yapmış sayılır. Her halükarda rivayetler esasınca salâvat göndermenin birçok faydası vardır. Bazı rivayetlerde has bir sayı ve miktar belirtilmiş ve birçok rivayetlerde de her hangi bir sayı belirtilmemiştir. Sayısı belirtilmemiş durumlarda sayının belirtilmesi salâvatı gönderen kimsenin kendisine bırakılmıştır. İnsanın kendisi nezir veya yemin yoluyla üzerinde has bir miktarı farz edebiliyor. Yahut nezir etmeden müstahap şeklinde hedeflediği hedefe varmak için belli bir sayıda salâvat göndermeyi kendisi için seçebilir. Toplumda salâvat göndermesinin yayılması için toplantılar yoluyla veya toplantılar yapmadan insanlara belli bir sayıyı önererek salâvat gönderilebilinir. Ancak bu yöntemde dikkat edilmesi gereken çok önem arz eden nokta şudur: ortaya atılan bu proje ve programlar salâvatın değerinin azalmasına neden olacak durumlara veya camiada bidatlerin yayılmasına neden olacak şeylerin zuhur edilmesine sebep olmamalıdırlar.   Yani bu durumlar daha önemli konuların ve vacip olan farzları gölgede bırakacak ve onları unutturacak şekilde veya yersiz ve boş masraflara neden olacak duruma getirilmemelidir.  



[1] HASAN ZADE, Hasan, “nur-i Ali nur-i der zikr ve zakir ve mezkur”, naşir: daru teşayu, 6. Baskı, 1376 şemsi, s. 52.

[2] Ahzab, 56.

[3] Ahzap 56.

[4] MELİKİ TEBRİZİ, Mirza Cavad hazretleri, “el-murakabat”, mütercim; İbrahim Muhaddis Bander Rigi, daru’l-ahlak, 1376, s. 243.

[5] a. g. e.

[6] KUMMİ, Abbas, “miftahu’l-cinan”, daru usve, s. 35.

[7] a. g. e.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar