Gelişmiş Arama
Ziyaret
16169
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
Masumlar (a.s) gece ve gündüz kaç saat uyumaktaydılar? Gerçek bir mümin için en uygun uyku vakti nedir ve süresi ne kadardır?
Soru
Masumlar (a.s) gece ve gündüz kaç saat uyumaktaydılar? Gerçek bir mümin için en uygun uyku vakti nedir ve süresi ne kadardır?
Kısa Cevap

Uyku, ilahi ayetlerden biri olup evrendeki varlıkların yaşamlarındaki zorunlu ihtiyaçlardan sayılmaktadır. Ama çok uyumak ömrü tüketir ve İslamî rivayetlere göre ilahi gazabı peşi sıra getirir. İmamların (a.s) uykularının ne kadar olduğu hususunda bir rivayet mevcut değildir. Hakeza insanın uykusunun kaç saat olması hakkında psikolojik olarak belirli bir sınır tayin etmek olanaksızdır. Değişik insanlar doğalarına göre değişik ölçülerde uykuya ihtiyaç duyar. Rivayetler evvela mutedil uyku ölçüsünü altı ile sekiz saat arası olarak beyan etmiş ve ikinci olarak gecenin başı ve şekerleme uykusu gibi belirli zamanları en iyi uyku vakitleri olarak bildirmiş ve de güneşin doğuş ve batış saatleri, seher vakti ve günün son saatleri gibi gece ve gündüz saatlerinde uyumayı da men etmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Uyumak ve rüya görmek ilahi ayetlerden olup evreni yöneten şuurlu ve irade sahibi bir kudretin varlığının göstergesi ve insanın zorunlu ihtiyaçlarından biridir. Nitekim Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık.[1] Dinlenme tabiri, uyku halindeyken inansın cismani ve ruhsal faaliyetlerinin önemli bir bölümünün durdurulmasına latif bir işarettir. Bu geçici durdurulma, pörsümüş azaların dinlenme ve yeniden yapılandırılmasına, ruh ve cismin takviye edilmesine, insan esenliğinin yenilenmesine ve her türlü yorgunluk ve rahatsızlığın atılmasına ve netice itibariyle de yeniden faaliyet yapmak için hazırlanmaya neden olmaktadır. Uykunun insan sağlığında önemli bir rolü vardır. Bu delil uyarınca ruh doktorları, hastalarının uykularını normal bir şekilde düzenlemeye çabalarlar. Çünkü bu düzenleme olmaksızın onların ruhsal dengelenmeleri mümkün değildir. Tabii olarak uyumayan fertler pejmürde, gamlı ve üzgün olurlar. Bunun aksine düzenli uyuyanlar ise uyandıklarında sevinç ve olağanüstü bir güç hissederler.[2] Elbette çok uyumanın ömrü tüketmeye neden olduğuna dikkat etmek gerekir. Nitekim bazı rivayetlerde Allah’ın gazaplanmasına yol açtığı nakledilmiştir. Men La Hahziruhu el-Fakih kitabında İmam Kazım’dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: Yüce Allah çok uyuyan kulu düşman bilir.[3] Bir başka rivayette de Hz. Musa (a.s), Yüce Allah’tan en kötü kullar hakkında sorar ve ona şöyle hitap edilir: Geceleyin ölü gibi uyuyan ve gününü boşa harcayan kul, en kötü kuldur.[4] Ama masumların (a.s) gece ve gündüz kaç saat uyudukları hakkında elde kesin bir bilgi mevcut değildir. Bir insanın tabii uyku miktarı hususunda da kesin bir cevap verilemez. Çünkü insanların tabii uyku miktarı eşit değildir ve bunun için belirli hiçbir sınır tayin etmek de olanaksızdır. Herkes kendi tecrübesiyle ve cismani ve ruhi faaliyetlerine bakarak ihtiyaç duyduğu uyku saatini anlar.[5] Bilimsel araştırmalar, insanın uyku ihtiyacının girift bir mesele olduğunu göstermektedir. Mesela insanların bir gurubu 5, 7, 8 saat ve yaklaşık %14’ü ise 10 saat uykuya ihtiyaç duymaktadır.[6] İslamî rivayetlerde evvela mümin bir insan için 6 ila 8 saat mutedil uyku saati olarak tanıtılmıştır. Çünkü mümin için gece ve gündüz programlarını tanıtan diğer bazı rivayetlerde gece ve gündüzün dörtte biri ve bir takım diğer rivayetlerde de gece ve gündüzün üçte biri insanın dinlenmesine ayrılmıştır.[7] Bunun miktarı da gece ve gündüz 6 ila 8 saat olmaktadır. Elbette uyku, insanın yaşı ile orantılı olarak da farklılık gösterir ve insan ne kadar çok yaşlı olursa ve manevi kemallere ne kadar daha çok ulaşırsa uykusu daha azalır. İkinci olarak şekerleme uykusu zamanı (öğle ezanından bir saat önce) ve gecenin başındaki uyku[8] gibi değişik saatler, en iyi uyku vakitleri olarak tanıtılmış ve güneşin doğuş ve batış saatleri[9], gecenin sonu[10] (seher vakti) ve günün son saatleri gibi vakitler de gece ve gündüz en kötü uyku zamanları olarak bildirilmiştir.


[1] Nebe, 9.

[2] Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, c. 26, s. 19, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, 1369.

[3] Şeyh Saduk (r.a), Men La Yahziruhu el-Fakih, c. 3, s. 103, Bi Ca, Bi Ta.

[4] Mustafavi, Seyid Cevad, Beheşt-i Zindegi, c. 3, s. 99, Berhan Bi Ta, Be nak az Sefinetü’l-Buhar, madde-i novm.

[5] Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, c. 26, s. 20, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, 1369

[6] Pak Nejad, Seyid Rıza, Evvelin Danışgah ve Ahirin Peyamber (s.a.a), s. 183, Kitapfuruşi İslamiye, 1351.

[7] Nehcü’l-Belağa, Kelimatu’l-Kısar, hikmet. 390.

[8] Meclisi, Muhammed Bakır, Hilyetu’l-Muttakin, s. 126, Defter-i Neşr-i Berguzide, 1375.

[9] a.g.e.

[10] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Sünenü’n-Nebi (s.a.a), s. 141, h. 150, İntişarat-i İslamiye, 1378.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • hatmi salavat nedir?
    16260 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Hatim her hangi bir şeyi bitirmek sona erdirmek anlamındadır. Bunun temel özellik ve nitelliği yapılacak bu işin bir başlangıcı ve bir de sonu var olmasıdır. Hatmi salâvat ta bu anlamdadır. Kuranı baştan sona kadar okuyarak hatim edilmesi gibi. Kuranı baştan sona kadar okuyarak bitirmek şeklinde yapılan eyleme ...
  • Neden Tövbe suresi besmele ile başlamamıştır? Acaba bu surenin bazı ayetleri silinmiş midir?
    34497 Kur’anî İlimler 2012/04/04
    Tövbe suresinin besmele ile başlamaması hakkında müfessirler bazı nedenler saymışlardır: Bu sure ve Enfal suresi, her ikisi bir sure olarak hesap edilir. Zira Enfal suresi, verilen sözler hakkında ve Tövbe suresi ise bu sözlerin yerine getirilmemesi hakkındadır. “Besmele” emniyet, sevgi ve rahmet ...
  • İnsanlara rahmet ve azap etmeyi Allah-u Teâlâ’nın istemesiyle alakalandırılmasının anlamı nedir?
    9321 ثواب و عقاب 2012/06/11
    Çeşitli ayetlerde Allah'ın iradesi kulların izzet, zillet, bağışlama, azap ve ödül sebebi olarak tanıtılmış ve başka ayetlerde hidayete erme, izzet, mutluluk ve rızık, takva ve ihlâsla birlikte çalışma ve ceht koşuluna bağlı kılınmıştır. Bu iki gurupta yer alan ayetlerin birbirleriyle hiçbir çelişir tarafı yoktur ve birbirlerini ...
  • Hz. Musa (a.s) ulü’l azm bir peygamber olmasına rağmen neden Hz. Hızır’ın ilmi ondan daha fazlaydı?
    3371 پیامبران و کتابهای آسمانی 2019/04/08
    Hz. Musa (a.s) ulü’l azm peygamber ve risaletin öncülerinden olmasına rağmen Hz. Hızır’dan bazı noktaları öğrenmesi bu büyük peygamberin ilmi eksikliği olarak görülmemelidir. Bunun açıklığa kavuşması için aşağıdaki noktalara dikkatiniz çekmek isteriz: Hz. Musa (a.s) ile Hz. Hızır ilk defa karşılaştıklarında Hz. Hızır Hz. Musa ...
  • Namahrem bir erkeğe örtülü fotoğraf vermenin hükmü nedir?
    5754 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    Büyük taklit mercilerinin bürolarından aşağıdaki cevaplar elde edilmiştir. Dikkatinizi bu cevaplara çekiyoruz.Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu: Zatı itibariyle sakıncasızdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu: ...
  • Anne ve babanın isteğine amel etmenin ölçüsü nedir?
    9653 نیکی به پدر و مادر 2012/09/09
    Anne ve babaya yapılan eziyetler; onları kızdırmak, incitmek ve hatta ikisinden birisi dahi olsa da anne ve babanın hatırını kırmaktan ibarettir. Bu konuda ayet ve rivayetlerin incelenmesiyle şöyle bir netice alınabilir: Anne ve babanın isteklerine amel edilmesi farz olan hakların ölçüsü, ahlaki açıdan bu hakların yerine getirilmesiyle ...
  • Acaba cennetlik olan bir kimse hurilerle evlenecek mi ve her bir hurinin tek bir kocası mı olacak? Acaba kadınlar için de erkek türünden huriler var mı?
    14855 بهشتیان 2015/06/18
    Allah’ın nimetlerinden birisi iyi işler ve Allaha olan imanın mükafatı olarak cennet ve cennetin nimetleridir. Cennete girmek için erkek ile kadın arasında fark yok. Cennette Allah’ın mükâfatlarından birisi “Huru’l Ayn”dir. Kur’an’ı kerim ve rivayetlerde bu nimete işaret etmişlerdir. Genel müfessirlerin söylediğine göre cennette evlilik yok ve “Hurul ...
  • bankaya kısa veya uzun vadeli yatırılan paraların ve yatırılan paraya taalluk eden karın humusuyla alakalı hüküm nedir? Hakeza ödünç paranın (karzu'l-hasane) birikmiş olanı bankaya yatırılmış kısmının humus bağlamındaki hükmü nedir?.
    5179 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Konuyla alakalı taklidi metciilerin defterlerinden soruldu ve aşağıdaki cevaplar alındı:Ayetullahu'l-uzma Hamenei'nin (Allah gölgesini davam ettirsin) defteri: Yatırılan paranın aslı hakkındaki hüküm eğer kazancın karinden ise “humus senesinin” başında humusu verilmelidir. Ama yatırılan paranın karı hakkındaki hüküm ise humus senesinin başına kadar yıllık ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin anayasası nasıl yazıldı?
    8390 Düzenler 2010/12/04
    İran İslam Cumhuriyetinin anayasası, halkın dini ve milli misakı olup, devletle İran halkının mahiyet, görev ve hakları hakkında olup İslam dini şeriatı esası üzerine yazılmıştır. İran İslam cumhuriyeti halka dayalı dini bir sistem olduğu için anayasasıda halkın katılımı ve İslam dini şeriatı esası üzerine yazılması gerekmekteydi. Bu yüzden ...
  • Fena (yok olma), irfanda ne anlama gelmektedir?
    9719 Teorik İrfan 2008/05/04
    Arapça olan fena kelimesi, sözlükte yokluk ve yok olma ve irfani terimlerde ise, kulun beşeri yönünün, hakkın ilahlığında mahvolacağı şekilde hakta kaybolması anlamına gelmektedir. Allah’a giden yolun peşinde olan ve giden salikler, Allah’a ulaşma yolunu merhalelere ayırmışlar ve fena merhalesini Allah’a olan yolculuğun en son noktası olarak kabul etmişlerdir.Örneğin ...

En Çok Okunanlar