Gelişmiş Arama
Ziyaret
12803
Güncellenme Tarihi: 2013/08/25
Soru Özeti
Lütfen Kadının örtünmesinin sınırları hakkında bir hadis zikredin.
Soru
Lütfen Kadının örtünmesinin sınırları hakkında bir hadis veya kadının yüzünün açık olmasının caiz olduğunu açıklayan bir hadis zikredin.
Kısa Cevap

Nur suresinin 31’inci ayeti ve birçok rivayetlerde örtünmenin sınırları açıklanmıştır. Allah-u Teala, zikredilen ayette şöyle buyurmaktadır:  “Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını kontrol etsinler ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olanı dışında süslerini açmasınlar.[i] Başörtülerini, yakalarının üzerine salıversinler. Süslerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendilerinden olan kadınlar, köleleri, kadınlara ilgi duymayan erkekler ve kadınların örtülü yerlerine vâkıf olmayan çocuklar dışında kimseye açmasınlar. Gizledikleri süslerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birlikte Allah'a tövbe edin ki, kurtuluşa eresiniz.”

 

Usul-ü Kâfi kitabında örtünmenin sınırları hakkında çok sayıda rivayet beyan edilmiştir.

 

Mesude ibn-i Ziyad, İmam Sadık(a.s.)’a kadının örtmesi gerekmeyan ziynet yerleri hakkında sorulduğunda, İmam (a.s.)’ın verdiği cevabı şöyle nakletmektedir: “Yüz ve elleri”

 

Tabiî ki İslam dinine göre, kadının yüzünün açık olması, makyaj yapılmadığı ve süslenilmediği durumda caizdir.

 

 

[i]- İmam Sadık (a.s)'a, "Kadının vücudunda, mahrem olmayan kimsenin görmesinde herhangi bir sakınca olmayan yerler nerelerdir?" diye sorulduğunda şöyle dediği nakledilmiştir: "Yüzü, elleri (bilekten aşağı kısmı) ve ayakları (topuktan aşağı kısmı)." Bkz. es-Safî, el-Kâfî'den naklen.

 

Ayrıntılı Cevap

Kadının hicabı ve örtünmesi o kadar önemlidir ki Allah-u Teala, onu Kuran-ı Kerim’de zikretmiştir. Allah-u Teala, Nur suresinde bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını kontrol etsinler ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olanı dışında süslerini açmasınlar.[1] Başörtülerini, yakalarının üzerine salıversinler. Süslerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendilerinden olan kadınlar, köleleri, kadınlara ilgi duymayan erkekler ve kadınların örtülü yerlerine vâkıf olmayan çocuklar dışında kimseye açmasınlar. Gizledikleri süslerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birlikte Allah'a tövbe edin ki, kurtuluşa eresiniz.” [2]

 

Ulemanın çoğu, yüz ve bileklerden aşağı ellerin, tesettür hükmünden istisna edildiğine ve bu ayette de bu istisnaya dair işaretlerin olduğuna inanmaktadırlar; istisnaya dair bazı işaretler:

 

a) Yukarıdaki ayette açık ziynet yerinin istisna edilmesi, ister süs yeri olarak talakki edilsin ve isterde süsün kendisi olarak, yüzün ve elleri örtmenin gerekmediğine dair açık bir delildir.

 

b) Yukarıdaki ayette, baş, boyun ve sinenin örtülmesine işaret eden, başörtülerinin yakaların üzerine kadar örtülmesi emrinde, yüzün örtülmesiyle ilgili bir söz yoktur ve bu da başka bir karinedir.[3] Tarih de, yüze peçe takmanın, İslam’ın ilk yıllarında genele yaygın olmadığını göstermektedir.[4]

 

Masum imamlar da aynı şekilde birçok rivayetlerde, bu ayetin beyanı ve tefsirinde, tesettür ve örtünmenin ölçüsünü açıklamışlardır. Fuzeyl Yesar (İmam Sadık (a.s.)’ın yaranlarından birisi) şöyle demektedir: İmam Sadık (a.s.)’a: Kadının iki zira’sı ( bilekten dirseğe kadar olan kısım), Allah’ın, kendi kocalarından başkalarına göstermemelerini emrettiği ziynet yerlerinden midir? Diye sordum İmam Sadık(a.s.) şöyle buyurdu: “Evet, bedenin, başörtünden aşağıda kalan her yeri ziynet yeri sayılmaktadır.”[5]

 

Aynı şekilde Mesude ibn-i Ziyad, İmam Sadık(a.s.)’a kadının örtmesi gerekmediği ziynet yerleri hakkında sorulduğunda, İmam(a.s.)’ın verdiği cevabı şöyle nakletmektedir: “Yüz ve elleri”[6]

 

Ama şu iki noktaya dikkat edilmelidir:

 

1) İslam dinine göre, kadının yüzünün açık olması, makyaj yapılmadığı ve süslenilmediği veya örfe göre ziynet sayılmayacak ölçüde ve fesada da yol açmaması şartıyla çok az ve hafif süslenmesi durumunda caizdir.[7]

 

2) Açıklanan konularda yüzün ve ellerin örtülmesinin gereği yoktur. Ama bu onlara erkeğin bakmasının sakıncası olmadığı anlamına gelmemektedir. Çünkü bu ikisi arasında bir bağ yoktur ve biz burada sadece birinci konu üzerinde durduk.[8]

 

 

[1]- İmam Sadık (a.s)'a, "Kadının vücudunda, mahrem olmayan kimsenin görmesinde herhangi bir sakınca olmayan yerler nerelerdir?" diye sorulduğunda şöyle dediği nakledilmiştir: "Yüzü, elleri (bilekten aşağı kısmı) ve ayakları (topuktan aşağı kısmı)." Bkz. es-Safî, el-Kâfî'den naklen.

[2] Nur suresi, 31’inci Ayet,

[3] Açıklama: bu ayetin iniş sebebi hakkında şöyle söylenmiştir: Arap kadınlar, o zamanda, gerisi omuzlarına ve başlarının arkasına gelecek şekilde başörtüyü örtmekteydiler ve böylesi bir durumda da başörtüsü kulaklarının arkasına gelmekte ve sadece baş ve enseyi örtmekteydi. Ama boğazın altı ve yakanın üzerinde kalan sinenin birazı açık kalmaktaydı. İslam dini, bu durumu düzeltmiş ve başörtüsünün gerisini, ön tarafa getirerek yakanın ve sinenin üzerine atmalarını emretmiştir. Sonuç olarak yüz kısmı dışında kalan her yer örtülecek. 

[4] Numune Tefsiri, c: 14, s: 450–451.

[5] Usul-ü Kâfi, c: 5, s: 521, “Kadının Bakılması Helal Olan Yerleri” Babı.

[6] Vesail-üş Şia, c: 20, h: 25429, s: 203, “Lezzet Kastı Olmadan Kadının Bakılması Helal Olan Yerleri” Babı.

[7] İmam Humeyni’nin fetvalarından, c: 3, s: 256, soru: 33–34; Tevzuh-ul Mesail, c: 2, s: 929; konu: kadın ve süslenmenin açığa çıkartılması, soru: 598 (site: 651) (daha fazla açıklama, nikâh konusunda bu konunun fıkhi ve rivayi olarak incelenmesinde yer alır.)

[8] Daha fazla bilgi edinmek için şu kaynağa başvurulabilir: Tesettür konusu Mutahhari, Murteza, s: 164–235. 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Evrenin bütün sırlarından haberdar olan bir peygamberin ummi olması nasıl mümkündür?
    9913 Eski Kelam İlmi 2008/03/15
    Ummi okuma ve yazmayı birisinden öğrenmeyen kimseye denir. İslam Peygamberine de ummi denilmesi onun kimseden ders almadığı ve okuma ve yazmayı kimseden öğrenmediği içindir. Bu konu tarihi veriler açısından kesindir ve bu İslam Peygamber’ine bir üstünlük ve övgü sayılır ve aynı zamanda onun peygamberliğine ...
  • Mümin karı ve koca ölümden sonra da birlikte yaşayacaklar mıdır?
    71788 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    İnsanın ahiretteki yaşam şeklinin tüm detayları, masum zatlar (a.s) dışında hiç kimse için malum değildir. Bununla birlikte erkek ve kadın arasındaki evlilik ilişki ve sözleşmesi dünya hayatıyla ilgilidir ve mümin kadınlar ahirette de dünyadaki eşleriyle yaşama mecburiyetinde değildir. Elbette isterlerse onlarla yaşayabilirler. Aynı şekilde bu dünyada kocası bulunmayan veya ...
  • Bir damla şarap içmenin zararı nedir?
    11072 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Her ne kadar soruda bir damla şarap içmenin hükmüne değinilmemişse de anlaşıldığı kadarıyla bir damla şarap içmenin hükmü sorulmaktadır ve biz bu açıklamada ona cevap vereceğiz. Şia’nın bakışında tüm hükümler bir takım maslahat ve zararlara dayanır ve kutsal kanun koyucu bu maslahat ve zararlar esasınca hükümleri yükümlüler için belirler. ...
  • Erkeğin kısa kollu gömlek giymesinin hükmü nedir?
    4207 2019/01/23
    Taklit Mercilerin fetvası üzere erkeklerin avret yerlerini örtmesi vacip bunun dışında kalan yerleri örtmesi vacip değildir. Ancak giyim tarzı ve bedenin çıplaklığı namahremin günaha düşmesine yol açacağını bilirse hüküm değişir. Her halükarda sünnet erkeğin örfen örtüğü yerleri namahrem karşısında örtmesidir.[1] Buna göre erkeğin hicabı ...
  • Tevatürün iddia edildiği veya sahih senetlerle nakledilen hadislerin metnininin gulat ve müfevvizeler tarafından uydurulma ihtimali var mıdır?
    7462 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2010/12/29
    1. Gulat ve müfevvizeler çeşitli dönemlerde alimlerin bazı rivayetlerinde değişiklik yapıp hadis uydurmuş olsalarda, hadis kitaplarında yapılan eleme sonucunda bugün rivayetler mecmuası olarak elimize ulaşanlar takriben temiz mecmualardır. Kaldı ki guluvun ölçüsü elimizde olduğu için, guluvcu hadisleri (sahihde olsalar) diğerlerinden ayırmak zor bir iş değildir. 2. İlk ...
  • Şahitlerin şahitlikten vazgeçmeleri veya şahitlerin yalancı olduğu ispatlanılırsa kısas sakıt oluyor mu?
    7248 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Öldürme eylemini tesbit etmenin yollarından birisi şahitlerin şahitliğidir. Eğer akıllı, buluğ çağına ermiş ve adil iki kişi kasten yapılmış bir katle şahitlik ederlerse kasti öldürme olayı tesbit ediliyor ve dolayısıyla kısasta olanaklı olacaktır.[1] Eğer hâkim hüküm verdikten sonra hâkimin huzurunda (şahitliklerine dayanarak ...
  • Hz. Fatıma’nın (a.s) düğünü gibi Peygamber (s.a.a) zamanında yapılan düğünleri göz önünde bulundurulursa, şimdiki düğün merasimleri nasıl yapılmalıdır?
    33573 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Boş ve oyun meclisleriyle bağdaşır olması durumunda müzik, ezgi ve şarkı söylemek İslam’ın bakışında şüphesiz haramdır. Ama bu amel düğün veya diğer eğlencelerde istisnaya tabi tutulmuş mudur, tutulmamış mıdır? Peygamber zamanındaki düğünlerde def çalmak ve dans etmek hakkında elimize ulaşan tarihi rivayetlerin senedi zayıf olmasından ve bazı muteber rivayetlere ...
  • Kopya çekmek ve tez notuyla oynamanın hükmü nedir?
    3060 Yasa Ve Kanunlara Riayet Etmek 2019/12/09
    Kopya çekmek ve aynı sonucu doğuran eylemler haramdır. Buna bina tövbe etmeli ve Allah’tan bağışlanma dilemelisiniz. Ama eğer mesleğinizi yapacak gerekli bilimsel birikime sahipseniz bu alanda çalışmanızın da ve karşılında aldığınız paranın da sakıncası yoktur.Bu soruya Taklit Mercilerin vermiş olduğu cevaplar:[1]
  • “İslam dinini zamanın şartlarına göre sunmalıyız” cümlesinden maksat nedir? Lütfen bir örnekle açıklar mısınız?
    12001 Eski Kelam İlmi 2010/01/16
    İslam âlimleri geçmişte kendi zaman ve mekânlarının gereksinimlerine göre konuları ele almaktaydılar ve onların zamanında İslam dininin yeni sistemleri içeren bir düzen şeklinde konu edilmesine bir ihtiyaç yoktu. Ama bugün bu konuya ihtiyaç vardır. Üstat Mutahhari, Şehit Sadr ve bunun gibi âlimler bu önemli konuyu ele almışlardır. ...
  • Kuran, sünnet, akıl ve şuhut (sezgi) ahlak için nasıl kaynak sayılmaktadır?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/05/06
    Ahlak önermelerinin neye dayandığı hakkında çeşitli görüşler ve kaynaklar sunulmuştur ve bizim ahlak düzenimize göre bahsedilen bu kaynakların her biri, ahlakın bir kolunu güçlendirmekte ve hayat bahçesinin bir köşesini yeşertmektedir. Akıl, ahlakın asıl sütunlarını, ilkelerini bize açıklamaktadır. Örneğin şöyle demektedir: “Ahlak ...

En Çok Okunanlar