Gelişmiş Arama
Ziyaret
7195
Güncellenme Tarihi: 2010/03/07
Soru Özeti
İçtihat kaynaklarının aynı olması göz önüne alındığında neden bazı meselelerde bazı müçtehitlerin görüşleri birbirinden farklıdır?
Soru
İçtihat kaynaklarının aynı olması göz önüne alındığında neden bazı meselelerde bazı müçtehitlerin görüşleri birbirinden farklıdır?
Kısa Cevap

Müçtehitler arasında görüş ve fetvanın aynı olması birkaç şeye bağlıdır:

1- İçtihat kaynaklarının aynı olması.

2- İçtihadın bağlı olduğu öncül ilimlerde ekol birliği.

3- İçtihat kaynaklarından aynı şeyi anlamak.

4- Mevzuları olaylara uygulamada görüş birliği.

 

Şia fıkhında içtihat kaynakları müçtehitler arasında ortak olmasına rağmen ilmi meselelerde içtihat etmek için ihtiyaç duydukları temel ilmi ekolleri farklı olabilir ve doğal olarak kişilerin, ilmi güçleri, yetenekleri ve kavrama güçleri bir değildir. Bu yüzden onların kaynaklardan anladıkları şeylerde bir değildir. Bazı fetva farklılıkları bu nedenledir. Aynı şekilde uzmanlık isteyen mevzuların belirlenmesinde de bazı müçtehitlerin görüşlerinin farklı olması da fetvalarının farklı olmasına neden olabilmektedir.

 

Bütün bunlara rağmen ortak fetvalara oranla farklı mesele ve farklı fetvalar, çok az ve dikkate alınmayacak ölçüdedir.

Ayrıntılı Cevap

İçtihat kelimesi lügatte hem zorluklara tahammül ve çaba manasına gelen ‘Cehd’[1] kökündendir, hem de kudret ve güç manasına gelen ‘cühd’[2] kökünden gelmiş olabilir. Fıkhi ıstılahta ise istinbat etmek için azami ilmi çabayı göstermek, şer’i hükmü kaynak ve delillerden çıkarmak demektir. Dolayısıyla müçtehitlerin görüş ve fetva birliği birkaç şeye bağlıdır:

 

1- İçtihat kaynaklarının aynı olması.

2- İçtihadın bağlı olduğu öncüllerde ekol birliği.

3- İçtihat kaynaklarından aynı şeyi anlamak.

4- Mevzunun dikkatli bir şekilde belirlenmesi ve onda aynı görüşte olmak.

 

Şii fıkhında içtihat edilecek kaynakların (Kur’an, sünnet, akıl ve icma’) müşterek olması ve müçtehitlerin onları muteber bilmesine rağmen bu kaynakları anlama, istifade ve istinbat etmek için Arap edebiyatı, Masum (a.s)’ın zamanındaki konuşmaların örfü anlamını tesbit, mantık, usul-u fıkh, rical ilmi, Kur’an, hadis vs.[3] gibi diğer bütün  ilimlere de ihtiyaç vardır. Her fakih, bütün bu ilimleri bilmenin yanı sıra bu ilimlerden içtihat kaynaklarını anlamak amacıyla faydalanmak için onların bütün meselelerinde bir ekolünün olması gerekir. Örneğin, hadis ve rivayetlerden istifade için bir müçtehit rical ilminde kabul görmüş bir ekole göre bir rivayeti senet yönünden muteber bulmayıp ona isnat etmeyebilir ve bu meselede o rivayetin dışında başka rivayet ve deliller olmazsa o fakih bu meselede fetva veremez. Halbuki, başka bazı fakihler aynı senedi muteber bilip ona dayanarak fetva verebilirler. Yine müçtehitlerin yetenek, analiz ve tahlil güçleri de aynı değildir. Müçtehitlerden her biri ayet ve rivayetleri değişik şekillerde anlayabilirler. Aynı şekilde bir müçtehit belli bir mevzu ve mısdakı belli bir hükme ait bilebilirken başka bir müçtehit aynı görüşte olmayabilir.

 

Bu sayılanların her biri müçtehitlerin fetvalarının farklı olmasına neden olabilir. Ancak bütün bunlara rağmen müçtehitlerin fetvaları arasındaki farklılıklar pek azdır ve daha çok cüz’i meselelerdedir. Müçtehitlerin ilmihallerinde üç bine yakın mesele olması ve zaman ve insanların ihtiyaçlarına göre ortaya çıkan bir çok meseleden dolayı sayılmayacak kadar yeni güncel konu ve istiftaatlar dikkate alındığında onların fetva ve görüşlerinin genelde bir olduğu görülecektir.



[1] - en-Nihaye, c.1, s.319

2] - a.g.e.

[3] - Bkz: Mehdi Hadevi Tahrani, Mebani-i Kelami-i İçtihat, s.19 ve 20

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar