Gelişmiş Arama
Ziyaret
9095
Güncellenme Tarihi: 2010/04/07
Soru Özeti
Fetvanın dayanak ve kaynakları nelerdir?
Soru
Lütfen (müçtehitlerin) fetva kaynakları hakkında bilgi veriniz
Kısa Cevap

İçtihat zorluklara tahammül, çaba ya da kudret ve güç demektir. Fıkhi terim olarak ise kaynak ve delillerden şer’i hükümleri çıkarmak için azami ilmi çabayı sarf etmek anlamındadır.

Şii fıkhında fetvanın temeli içtihat kaynakları olarak bilinen Kur’an, sünnet, akıl ve icmadır. Ancak bu kaynaklardan, faydalanma ve istinbat etmek için Arap edebiyatı, Masumların (a.s) zamanındaki muhavere örfünü, mantık, usul-u fıkh, rical, Kur’an, hadis vs. ilimleri bilmek gerekir. Her fakih bu ilimleri bilmenin yanı sıra onların tümünde bir ekole de sahip olması gerekir ki, onlardan içtihat kaynaklarını anlama yönünde faydalanabilsin.

Ayrıntılı Cevap

İçtihat, hem zorluklara tahammül manasına gelen ‘Cehd’[1] kökünden, hem de kudret ve güç manasına gelen ‘cühd’[2] kökünden kullanılmıştır. Fıkhi terim olarak kaynak ve delillerden şer’i hükümleri çıkarmak için azami ilmi çabayı sarf etmek demektir. Şia fıkhında fetvanın temeli içtihat kaynaklarına (Kur’an, sünnet, akıl ve icma) dayanıyor ancak bu kaynakları anlama, bunlardan faydalanma ve istinbat etmek için Arap edebiyatı, Masumların (a.s) zamanındaki muhavere örfünü, mantık, usul-u fıkh, rical, Kur’an, hadis vb.[3] ilimleri bilmeye ihtiyaç vardır. Her fakih bu ilimleri bilmenin yanı sıra onların tümünde bir ekole de sahip olması gerekir ki, bu ilimlerden, içtihat kaynaklarından hüküm çıkarmak için faydalanabilsin. Örneğin, hadis ve rivayetlerden istifade etmek için bir müçtehit rical ilminde kabul görmüş bir ekole göre bir rivayeti senet yönünden muteber bulmayıp ona isnat etmeyebilir ve bu meselede o rivayetin dışında başka rivayet ve deliller olmazsa o fakih bu meselede fetva veremez. Halbuki, başka bazı fakihler aynı senedi muteber bilip ona dayanarak fetva verebilirler. Yine müçtehitlerin yetenek, analiz ve tahlil güçleri de aynı değildir. Müçtehitlerden her biri ayet ve rivayetleri değişik şekillerde anlayabilirler. Aynı şekilde bir müçtehit belli bir mevzu ve mısdakı belli bir hükme ait bilebilirken başka bir müçtehit aynı görüşte olmayabilir.

Şimdi daha fazla bilgi için müçtehitlerin fetva vermek için[4] onların asıl kaynakları olan Kur’an, sünnet, akıl ve icma’ya ve her birinin sahip olması gereken ekollere işaret edeceğiz:

1- Kitap (Kur’an-ı Kerim): Kur’an İslami kanunların ve hükümlerin ilk kaynağıdır. Bu, bütün Müslümanların kabul ettiği bir konudur. Ama Kur’an’dan ahkam ve fetvaların çıkarılması şu esaslara dayalıdır: Müçtehit Kur’an ilimlerinin bazı önemli konularında belli bir görüşe sahip olmalıdır.[5] Örneğin, vahyin yüce manaları bizlerin kavrayabileceği bir şey midir, değil midir? Vahiyde değişim ve tahrif olabilir mi, olamaz mı? gibi.

2- Sünnet (Masumun söz, davranış veya teyidi): Resulullah’ın (s.a.a) sünnetinin -ki söz, davranış ve teyidinin - itibar ve hüccetliğini ispat etmeye gerek varsa da Kur’an’ın nasslarına göre bunu ispat etmek zor değildir. İslam alimleri bunu kabul ettiklerinden üzerinde uzun uzadıya durmaya gerek yoktur.[6] Aynı şekilde Masum İmamların da (a.s) söz, fiil ve teyitleri sünnettir. İmamiyye alimlerinin inancı şudur: Hz. Peygamber (s.a.a) Masum İmamları (a.s) ümmeti için bir merci olarak düşünmüş ve onu defalarca açıklamıştır.[7] Nitekim buyuruyor: ‘Ben sizin aranızda iki ağır emanet bırakıyorum: Biri Allah’ın kitabı diğeri de Ehl-i Beyt’imdir. Onlara sarıldığınız sürece asla sapmazsınız.’ [8] Öyleyse Resul-ü Ekrem (s.a.a) veya Masum İmamlar (a.s) bir dini görevi belli bir şekilde yerine getiriyorlarsa ya da başkaları bazı dini vazifelerini onların huzurunda yerine getiriyor ve Onlar da (a.s) bunları teyit ediyorlar veya bu amellerin karşısında susuyorlarsa bir fakih bunlara yetinebilir.[9]

Sünnet, Kur’an’ı sınırlandırıp tahsis edebilir mi? Çeşitli durumlar sünnete etki edebilirler mi?[10] Bunlarda müçtehitlerin sünnetten hüküm çıkarabilmeleri için görüş sahibi olmaları gereken konulardandır.

3- İcma (Fakihlerin bir konudaki görüş birliği): Şii alimlerine göre icma Peygamberin (s.a.a) ve Masum İmamların (a.s) sözünü ispat edip ortaya çıkarırsa hüccet olur. Örneğin bir meselede Peygamberin (s.a.a) zamanındaki Müslümanların tamamı istisnasız bir akide ve görüşe sahip oldukları ve aynı şekilde amel ettikleri anlaşılırsa onu Peygamberden (s.a.a) aldıklarını gösterir. Veya Masum İmamlardan (a.s) birinin bütün ashabı bir meselede görüş birliğinde iseler bu onu İmamın (a.s) kendisinden aldıklarına delil olur. Böyle bir icma kesinlikle hüccettir.[11]

4- Akıl: İslami öğretilerde çok az şey akıl kadar övülmüştür. Bu övgü öyle bir şekildedir ki, akıl gerçekleri tanıma, çeşitli itikadi, ibadi, bireysel, toplumsal vb. alanlarda yanlışı doğrudan ayırma özelliklerine sahiptir. Bütün bunlardan -şeriatında belirttiği gibi- aklın zati bir itibar, önem ve hücciyetinin olduğu neticesine ulaşabiliriz.[12] Bundan dolayı Şii alim ve bilginleri eskiden beri aklın itibar ve hücciyetini kabul etmişlerdir.[13] Dolayısıyla Şia’ya göre aklın hüccet oluşunun manası şudur: Eğer bir konuda akıl kesin bir hüküm vermişse bu hüküm hüccettir.[14]

Yukarıda anlatılanlardan alınan sonuç şudur: Fakih ve müçtehid bu dört kaynağa dayanarak kendi içtihadi ekolüne göre fetva verir.

Ancak bilmek gerekir ki, içtihat kaynakları yukarıda beyan edilenlerle sınırlı değildir.

Daha fazla bilgi için Üstad Hadevi Tahrani’nin ‘Teemmülat Der İlm-i Usul’ adlı risalelerine başvurmanızı tavsiye ediyoruz.



[1] - en-Nihaye, c.1, s.319

[2] - a.g.e.

[3] - Bkz: Mehdi Hadevi Tahrani, Mebani-i Kelami-i İçtihat, s.19 ve 20

[4] - Fakihler bunlara ‘Edille-i Erbaa’ (dört delil) demektedir.

[5] - Muhammed İbrahim Cennati, Menabi-i İçtihat, c.1, s.76; daha fazla bilgi için bkz: Mehdi Hadevi Tahrani, Felsefe-i İlm-i Usul-u Fıkh, Defter-i Çaharrom, Mebadi-i Sudur-u ur’an-ı Kerim

[6] - Ancak onu Kabul etmeyen çok az sayıda kimsede çıkabilmiştir. Muhammed b. İdris Şafii, Kitab-ul Umm, c.7, s.250 ve 77’de buna işaret etmiştir.

[7] - Muhammed b. İdris Şafii, a.g.e. s.86

[8] - Bihar-ul Envar, c.23, s.118

[9] - Daha fazla bilgi için bkz: Felsefe-i İlm-i Usul-u Fıkh, 5 ve 6. Defter, Mebadi-i Sudur-i ve Delali-i Sünnet

[10] - a.g.e. s.75

[11] - Ebu-l Kasım Gürci, Tarih-i Fıkh ve Fukaha, s.68

[12] - Menabi-i İçtihat, c.1, s.243

[13] - a.g.e. 224

[14] - Şehid Mutahhari, Aşinay-i Ba Ulum-u İslami, c.3, s.19

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar