Gelişmiş Arama
Ziyaret
16071
Güncellenme Tarihi: 2011/12/20
Soru Özeti
Melekler ve cinler aşura gününde İmam Hüseyin’e (a.s) yardım etmek için geldiler mi? Geldilerse İmam neden yardımlarını kabul etmedi?
Soru
1-Alimlerden biri diyordu ki: Bir grup melek ve cin aşura günü İmam Hüseyin’e (a.s) yardım etmek için geldiler ama İmam onların yardımlarını kabul etmedi. Onların (savaşa gitmeden) İmam Hüseyin’e (a.s) yardım için geldikleri doğru mudur? Bunu ispat edebilecek herhangi bir delil ve belge var mı? 2- Böyle bir şey doğruysa, İmam Hüseyin (a.s) neden onların yardımını kabul etmedi?
Kısa Cevap

Masum İmamlar’dan (a.s) cinler ve meleklerin İmam Hüseyin’e (a.s) yardım etmek için geldikleri konusunda rivayetler vardır. Kaldı ki Allah, cinler, melekler veya başka vesilelerle peygamberlerine yardım etmiştir. Örneğin Kur’an’da Peygamberimize hitaben şöyle buyuruyor: Hani siz (Bedir meydanının zorluğundan) Rabbinizden yardım istemiştiniz de Rabbiniz, şüphe yok ki ben, birbiri ardınca bin melekle size yardım edeceğim, diye duanızı kabul etmişti.

İmam Hüseyin’in (a.s) bu yardımları kabul etmemesinin bazı nedenleri şunlardı: O zorlu şartlarda Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ümmetinin ıslah olmasının sadece şehadetle sınırlı olması, likaullah’a ulaşma isteği, İmam için şehadetin takdir edilmesi, İmamın şehadeti en değerli ve en güzel ölüm şekli olarak görmesi ve bu ilahi görevi doğal şekilde yerine getirmek istemesi.

Ayrıntılı Cevap

İmam Hüseyin’e (a.s) ilahi yardımın nazil olması.

Masum İmamlar’dan (a.s), cinler ve meleklerin İmam Hüseyin’e (a.s) yardım etmek için geldikleri konusunda rivayetler vardır. Örneğin Şeyh Müfid kendi senediyle İmam Sadık’tan (a.s) şöyle rivayet ediyor: İmam Hüseyin (a.s) Medine’den hareket edeceği zaman bir grup melek yardım için Onun huzuruna vardılar. Müslüman ve Şii cinlerden de geldiler. Ama İmam Hüseyin cinlere şöyle buyurdu: ‘Allah size mükafat versin. Ben kendi işimin sorumlusuyum, katlimin yeri ve zamanı bellidir.’ Cinler dediler ki: ‘Sizin emriniz olmasaydı düşmanlarınızın tümünü öldürürdük.’ İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurdu: ‘Biz bu işte sizden daha güçlüyüz, ama hak yoldan çıkanlar kendilerine hüccet tamamlanmış olarak çıksınlar, hak yolu kabul edenlerde bunu bilerek ve delille kabul etsinler diye böyle bir şeyi yapmıyoruz.’[1] Yine İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Babamın şöyle diyordu: İmam Hüseyin (a.s) Ömer b. Saad’la savaşa başladığında Allah, başının üstünde gölge edecek kadar Hüseyin’e yardım gönderdi. İşte burada İmama, düşmanlarına galip gelmekle Rabbine kavuşma arasında seçim yapma hakkı verildi. O Rabbiyle mülakatı seçti.’[2]

Rivayetlerde, meleklerin İmam Hüseyin’e (a.s) iki kere yardım için geldikleri, ancak birinci defasında savaşmak için kendilerine izin verilmediği, ikinci defa geldiklerinde ise İmam Hüseyin’in (a.s) şehid olduğu anlatılmaktadır. Onlardan biri şudur: ‘Dört bin melek İmam Hüseyin’le beraber savaşmak için nazil oldular, ama savaşma izni verilmedi. İkinci defasında izin aldılar ama geldiklerinde İmam Hüseyin şehid edilmişti...’[3]

Kısacası rivayetlerde böyle şeyler vardır ve doğrudur. Alimlerden kimse onu reddetmemiştir. Zira böyle bir şey  İslami öğreti ve itikatlarla çelişmez. Kaldı ki Allah yardımlarını melekler, cinler veya başka şekillerde, Peygamberlerine de ulaştırmıştır. Allah Teala Kur’an’da Peygamberimize (s.a.a) şöyle buyuruyor: Hani siz (Bedir meydanının zorluğundan) Rabbinizden yardım istemiştiniz de Rabbiniz, şüphe yok ki ben, birbiri ardınca bin melekle size yardım edeceğim, diye duanızı kabul etmişti.[4] Yine Ahzab savaşında ve başka yerlerde meleklerin ve cinlerin yardımları, ileride zikredeğeceğimiz nedenlerden dolayı gerçekleşmiyordu.

İmam Hüseyin (a.s), cinlerin ve meleklerin yardımlarını neden kabul etmedi?

İmam Hüseyin’in (a.s) aşağıdaki sebeplerden dolayı böyle bir yadımı istememiş olabilir:

1- Muaviyenin ve Yezid’in o dönemde meydana getirdikleri siyasi koşullar, din adına dine aykırı işler yapıldğı ve hakla batıl birbirine karıştırıldığı için Allah’ın dinini yeniden diriltecek tek yol İmam Hüseyin’in (a.s), evlatlarının ve ashabının şehid olmalarıydı.[5]

2- Rivayetlerden, hedefi Peygamberin ümmetini ıslah etmek[6] olan İmam Hüseyin’in (a.s) hedefine ulaşması için kendisine şehadetin mukadder edildiği anlaşılmaktadır.

3- İmam Hüseyin (a.s) şehadeti ölümlerin en güzeli, en değerlisi olarak görürdü. Mekke’den Irak’a doğru hareket ederken bu konuyu şöyle dile getiriyordu: ‘Ölüm süsü Adem oğullarına, genç kızların boynundaki gerdanlık gibidir.’[7] Yani ölüm, insanın boğazına yapışan bir şey değildir, ölüm gerdanlık gibi bir süstür. Öyleyse insan neden bu gerdanlığı Allah yolunda boynuna takmasın ki? İmam Hüseyin (a.s) için din uğrunda ölmek baldan daha tatlıydı.[8] Şehadet bir eksiklik değil ki melekler o eksikliği gidermek için yardıma gelsinler. Aksine şehadet bir kemaldir, tıpkı Hz. İbrahim’in (a.s) şehadeti kemal bildiği gibi bir kemaldir, zira O, her ne kadar Allah’ı anıp dua ediyorduysa da ateşte yakılmaktan korkmadı ve Cebrail’den yardım istemedi.[9]

4- Likaullah ve peygamberle görüşmek İmam Hüseyin (a.s) için bu dünyada kalmaktan -hem de o şartlarda- daha önemliydi ve atalarıyla görüşmeyi tercih ediyordu. Nitekim Mekke’deki hutbesinin devamında şöyle buyuruyor: ‘Yakub’un Yusuf’u görmek istediği gibi atalarımı ziyaret etme isteğim var.’[10]

5- Hz. İmam Hüseyin (a.s), mucize ve velayet kudretiyle meleklere ve cinlere ihtiyacı olmadan düşmanlarına galip gelme gücü olmasına rağmen mucize ve kerametten faydalanmak istemiyordu. Ama zahirde amel etmekle görevli olduğu kimselere karşı mucize göstermenin bir sakıncası yoktu. İmam Hüseyin’in (a.s) hem Müslümanların hem de adaletçi ve özgürlükçü kimselerin gözünde değer ve makamının yüksek olmasının nedeni normal, zahiri ve doğal hareket etmesinden dolayıdır. Orantısız bir savaşa ailesini götürmesi, onların esir olması ve kendisine hakaret edilmesi Onu ebedileştirmiştir. İmam Hüseyin (a.s) isteseydi kıyam etmeden ve mucizeyle Yezidi yıkamaz mıydı?



[1] -Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c.44, s.330, Müessessetü’l-Vefa, Beyrut, Lübnan.

[2] -Seyyid b. Tavus, Luhuf, s.141, Farsça çeviri: Mir Ebu Talibi, Seyyin Ebu’l-Hasan, Naşir: Delil-i Ma, Kum, 1. Baskı, H.Ş.1380

[3] -Şeyh Saduk, Emali (Muhammed Bakır Kemerei’nin çevirisi), s.638, İslamiyye, Tahran, 6. Baskı, 1376; bu hadisin benzeri Merhum Kuleyni’nin eseri Kafi’de de gelmiştir, el-Kafi, c.1, s.283-284.

[4] -Enfal/9

[5] -Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Azerehşi Diger Ez Asuman Kerbela, s.44-66, İntişarat-ı Müessese-i Amuzeşi ve Pejuheşi-i İmam Humeyni, 5. Başkı, 1380.

[6] -Biharu’l Envar, c.44, s.329.

[7] -Biharu’l Envar, c.44, s.366; Muhaddis-i Erdebili, Keşfu’l Ğumme Fi Marifeti’l Eimme, c.2, s.29, Naşir: Benî Haşim, Tebriz, 1. Baskı, 1381; Luhuf, s.110-111.

[8] -Cevadi Amuli, Abdullah, Şukufayi-i Akl Der Pertov-i Nehzet-i Hüseyni, s.28-30, Merkez-i Çap ve İntişarat-ı İsra, 5. Baskı.

[9] -Cevadi Amuli, Abdullah, s.27.

[10] -Luhuf, s.110-111.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar