Gelişmiş Arama
Ziyaret
17975
Güncellenme Tarihi: 2013/08/26
Soru Özeti
Ahd duası gibi bazı duaları belirlenen ölçüden az veya çok okumanın özel bir etkisi var mıdır?
Soru
Eğer bir kimse, Ahd duasını okurken kırkıncı günden önce ve ya belli bir süre okunması belirlenen her hangi bir duayı tamamlamadan önce ölürse, nasıl bir etkisi olur? Ahd duasını kırk günden fazla okumanın özel bir etkisi var mıdır?
Kısa Cevap

Her güzel amel, fiili ve öznel olmak üzere iki tür güzellikten oluşmaktadır. Yani hem doğru olan ve hem de ilahi niyet ve Allah rızası için yapılan bir iş Allah katında kabul olur. Rivayetlerde niyetin, üzerinde durularak amellerin ruhu diye tabir edilmiştir. Birçok defalar mümin birisi iyi bir iş yapmaya niyet etmektedir ama bu işi yapmaya muvaffak olamamaktadır; eğer bu işi yapma niyetinde sadık ise, masum imamlar (s.a.)’dan gelen rivayetlere göre Allah-u Teala bu amelin sevap ve etkilerini ona verir. Ahd duası hakkında da, eğer bu kimse hepsini okuma niyetini taşıyorsa ve tamamlamadan önce de ölürse, Allah-u Teâlâ bu duanın sevap ve etkilerini ona verecektir. Bu gibi müstehap duaların çok okunması sevabın artmasına neden olmaktadır.

 

Ayrıntılı Cevap

İslam dininde her amel ve işin iki yönü varıdır ve bir amelin kabul olması bu iki noktaya dikkat etmekten geçer:

 

—Amel ve işin kendisi doğru ve beğenilen olmalıdır; örneğin başkalarına yardım etmek, dua okumak ve …

 

—Bu doğru amel, sahih ve halis niyetle yapılmalıdır; örneğin, bir kimse dua okuyorsa bunu Allah rızası için yapmalıdır. Eğer bir kimseye yardım ediyorsa, bunu insanların övgüsü için değil Allah’ın emrine uymak ve O’nun rızasını kazanmak için yapmalıdır.

 

Birinci noktaya Hüsn-ü Fiili (eylemin güzel olması) ve ikinci noktayı da Hüsn-ü Faili (niyetin güzel olması) denmektedir. İslam dininde amellerin kabul olmasında, niyet ve onun etkisi üzerinde çok durulmaktadır. Peygamber Ekrem (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: “Ameller niyetlere bağlıdır”.[1]

 

Masum imamlar (a.s.)’dan da, niyetin ameldeki önemini vurgulayan birçok rivayetler nakledilmiştir. İmam Sadık (a.s.) Peygamber Ekrem (s.a.a.)’den şöyle nakletmektedir: “Müminin niyeti amelinden daha iyidir”.[2] Allame Meclisi (r.) bu rivayetin tefsirinde İmam Muhammed Bakır (a.s.)’dan şu rivayeti nakletmektedir: “Bunun illeti, müminin hayırlı birçok işi niyet etmesi ama onları yapmada başarılı olamamasıdır”.[3]

 

Yani müminin niyetinin hayırlı ameller için olan kapsamı amellerinden daha geniştir. Ahd duasını kırk gün okumak[4] veya bir miktar malı bir fakire vermek gibi bir ameli niyet edebilir ve ne zaman öleceğinden haberi yoktur veya infak edecek kadar parası bulunmamaktadır. Ama eğer niyetinde sadık olursa Allah-u Teâlâ bu işi yapamamasına rağmen, ona bu amelin sevabını ve karşılığını verir; çünkü Allah bol bağış sahibidir ve kerimdir.

 

İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Fakir bir kul Allah’ım! Fakirlere bağışta bulunmam için bana servet ve mal ver der, Allah-u Teâlâ bu kulun niyetinde sadık olduğunu bildiği için, ona bu amelin sevap ve karşılığını verir; çünkü Allah bol bağış sahibi ve kerimdir”.[5]

 

Eğer bir kimse bu gibi dualarda onları okuma niyetini taşırsa ve bir kısmını veya hiçbir yerini okumadan ölürse, Allah-u Teâlâ onun sevap ve karşılığını mutlaka ona verir. Aynı şekilde bu gibi duaları çok okumak iyi ve beğenilmektedir ve daha fazla sevap alınmasını sağlar. Tabii ki bu gibi ameller söylendiği gibi yapılırsa daha iyi olur.

 

Okunması tavsiye edilen anlamlı dualardan birisi de İmam Zaman (a.s.)’ın Ahd duasıdır ve bu dua hakkında İmam Sadık (a.s.)’dan şöyle nakledilmiştir: Kim bu duayı kırk sabah okursa, İmam Zaman (a.s.)’ın yaranlarından olur ve eğer zuhurdan önce ölürse, Allah-u Teâlâ onu kabrinden çıkartarak İmam Zaman (a.s.)’ın yaranlarından karar kılar. Bu duada yukarda söylediğimiz kuralın dışında değildir yukarıdaki hadislere göre, eğer bir kimse kırk gün bu duayı okuma niyetini taşırsa ama her hangi bir delile göre başarılı olamazsa Allah-u Teâlâ onun sevap ve karşılığını ona verir.

 

 

[1] Sahih-i Buhari, Vahyin Zuhuru bölümü, c: 1; sahih-i Müslim, h: 1907.

[2] Usul-u Kâfi, c: 3, Mustafevi Tercümesi, s: 133.

[3] Aynı kaynak.

[4] Mefatih-ul Cinan, Ahd duası; Bihar-ul Envar, c: 53, s: 95–96; Bihar-ul Envar, c: 91, s: 41–42.   

[5] Usul-u Kâfi, c: 3, Mustafevi Tercümesi, s: 133.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar