Gelişmiş Arama
Ziyaret
7546
Güncellenme Tarihi: 2012/02/15
Soru Özeti
Merhaba, duyduğuma göre, eğer insanlar Ali hakkında (a. s.) var olan bazı konuları ve kerametleri bilseler, Allah'ı inkar ederler ve (meazallah) O'nun Allah olduğunu söylerler. Acaba böyle bir şey doğrumudur? Bunu, kimin söylediğini bilmek istiyorum. Ben bir yerde, sıhhatinden emin olmadığım halde bu sözü peygamberimizden (s.a.a.) olduğunu söyledim. Şimdi bunu yapmakla peygamberimize yalan bir sözümü isnat ettim? Lütfen cevabı email adresime gönderin ve bu hususta bana yardım edin. Peygamberimize (s.a. a.) yalan bir sözü nisbet vermekten çok korkuyorum. Teşkkürler
Soru
Merhaba, duyduğuma göre, eğer insanlar Ali hakkında (a. s.) var olan bazı konuları ve kerametleri bilseler, Allah'ı inkar ederler ve (meazallah) O'nun Allah olduğunu söylerler. Acaba böyle bir şey doğrumudur? Bunu, kimin söylediğini bilmek istiyorum. Ben bir yerde, sıhhatinden emin olmadığım halde bu sözü peygamberimizden (s.a.a.) olduğunu söyledim. Şimdi bunu yapmakla peygamberimize yalan bir sözümü isnat ettim? Lütfen cevabı email adresime gönderin ve bu hususta bana yardım edin. Peygamberimize (s.a. a.) yalan bir sözü nisbet vermekten çok korkuyorum. Teşkkürler
Kısa Cevap

İşaret etmiş olduğunuz rivayet hadis içerikli kaynak kitaplarda yoktur. Ancak buna yakın mana içeren bazı hadisler, değişik kanallarla ve çeşitli kaynaklarda nakil edilmiş bulunmaktadır. Burada usuli-kafi kitabında geçen bu hadislerden birine kısaca işaret ediyoruz.

Ebu Basir şöyle diyor: Bir gün peygamberimiz (s.s.a.) oturmuştu. Aniden müminlerin emiri Ali (a.s.) geldi. Peygamberimiz (s.a. a.) onu muhatap alarak şöyle buyurdular: "Sen Meryem'in oğlu İsa gibisin. Eğer Hıristiyanların İsa hakkında söylemiş olduklarının aynısını, ümmetimden bazı guruplar da senin hakkında söyleyeceklerinden korkum olmamış olsaydı seninle ilgili bazı gerçekleri söyleyecektim ki insanlar arasından geçerken senin ayaklarının altındaki toprağı teberrük  etmeden geçemez olurdun."

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzda işaret etmiş olduğunuz hadisin aynısı kaynaklarımızda bulmadık. Ancak içerik olarak ona benzer değişik kanallarla ve çeşitli kaynaklarda bazı hadisler rivayet edilmiştir. Burada, “usul’i- kâfi” adlı hadis kitabında yer alan bu hadislerden birini aktarıyoruz.

Ebu Basir şöyle diyor: Bir gün peygamberimiz (s.s.a.) oturmuştu. Aniden müminlerin emiri Ali (a.s.) geldi. Peygamberimiz (s.a. a.) onu muhatap alarak şöyle buyurdular: "Sen Meryem'in oğlu İsa gibisin. Eğer Hıristiyanların İsa hakkında söylemiş olduklarının aynısını, ümmetimden bazı guruplar da senin hakkında söyleyeceklerinden korkum olmamış olsaydı seninle ilgili bazı gerçekleri söyleyecektim ki insanlar arasından geçerken senin ayaklarının altındaki toprağı teberrük etmeden geçemez olurdun."

Bazıları, “Peygamber, amcasının oğlu olan Ali için örneklik bakımından İsa'dan daha düşük bir mertebeye razı olmuyor" dedikler. Bu esnada şu ayeti kerime nazil oldu: " Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne göresin, senin kavmin (seni susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar. “Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı?” dediler. Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur. İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları’na örnek kıldığımız bir kuldur. Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler yaratırdık.." [1] Ravi, devamında şöyle diyor: Haris Bin Amır Fihri sinirlendi ve dedi; Allahım! Eğer bu hüküm doğruysa ve senin katında, Beni Haşim tıpkı padişahlığın geleneği gibi, ümmetin riyasetini birbirinden miras almaları mukadder kılınmışsa, gökten üzerimize taş yağdır veya üzerimize elim bir azap indir. Allah (c.c.), Haris'in söylediğini Peygamberimize (s.a.a.) bildirdi ve bu ayet nazil oldu: “Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir”[2] Peygamberimiz (s.a.a) onu muhatap alarak şöyle buyurdu: “Ey Amır! ya tövbe et yada buradan git.” O, şöyle yanıt verdi; Ey Muhammed! Sahip olduğun şeyden bir kısmını kureyşliler için ayır zira Beni Haşim arap ve acemin nezdinde kerem sahibi ve saygındırlar. Peygamberimiz (s.a.a.) buyurdu: "Bu benim elimden olan bir durum değildir. Bunun Allah'ın elinde olduğunu bilinmesi gerekir."O dedi; Ey Muhammed! Günlüm tövbe etmeyi kabul etmez ama senin yanından gidecem. Sonra devesini getirmelerini istedi ve binip uzaklaştı. Medine yakınlarına geldiğinde başına bir taş parçası iniverip başını yarıp geçti. Bu sırada Peygamberimize (a) vahiy geldi: “Soran birisi, yükselme yollarının sahibi Allah tarafından kâfirlere kesinlikle inecek olan ve hiç kimsenin uzaklaştıramayacağı azabı sordu”.[3] Sonra Peygamberimiz (s.a.a) etrafındaki münafıklara hitaben şöyle buyurdu: "Sizde dostunuzun arkasından gidin. Onun istediği, başına geldi. Allah u Teala şöyle buyurmaktadır: Onlar (peygamberler Allah'tan) fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı ümitsizce hüsrana uğradı."[4][5] Ayriyeten uygun olan, Kur'an ve masumlardan (a) olan her ibareyi önceden araştırıp ondan sonra nakletmek gerekir.

Ancak kurandan veya masumlardan (a.s.) her hangi bir söz naklediliyorsa, söylenmeden önce dikkatli ve gerekli miktarda incelendikten ve araştırıldıktan sonra nakil edilmesi gerekir olması dikkate şayandır. Ama söz konusu olan bu has konu bağlamında şunu söylemek mümkündür: Nakil ettiğiniz şey bir anlamda manayı nakil etme anlamındadır, hadisin kendisi değil. Bu bağlamda da yapılan nakil eğer hadisin manasına veya anlamına zarar vermiyorsa bir mahzuru yoktur. Bu durumda peygambere (s.a.a.) yalan isnat ettiniz denilemez. Ama bir hususla alakalı bir şeyi nakil ettikten sonra, nakil ettiğiniz şeyin sahih olmadığı ortaya çıkarsa, yanlış yaptığınızı muhataplarınıza bildirmelisiniz.



1 “Ve lemma duribebnü meryeme meselen iza kavmüke minhü yesiddun Ve kalu e alihetüna hayrun em hu ma darabuhü leke illa cedela bel hüm kavmün hasimun İn hüve illa abdün en'amna aleyhi ve cealnahü meselel li beni israil Ve lev neşaü le cealna minküm melaiketen fil erdi yahlüfun”, ( Zuhruf, 57-60).

[2]  Ve ma kanellahü li yüazzibehüm ve ente fihim ve ma kanellahü müazzibehüm ve hüm yestağfirun” (Enfal,33)ç

[3]  Seele sailun bi'azabin vaki'in, Lilkafirne leyse lehu dafi'un, Minallahi ziylme'arici”, (Mearic, 1-3).

[4]Vesteftehu ve habe küllü cebbarin anid”, (İbrahim,15).  

[5] Küleyni, "El'kafi" Tahran: Daru’l-Kutubil-İslamiyye,1365 h.ş.,c.8,s.57

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İnsanın günaha tekrar yönelmemesi için terkettiği günahtan ne kadar uzak kalması gerekiyor?
    7434 Pratik Ahlak 2010/06/12
    Bu konuda herhangi bir ayete ve  rivayete rastlamadık, ancak insan kırk gün amellerini ihlasla yerine getirir ve onları Allah rızası için yaparsa Allah hikmetini onun kalbine yerleştirir, diline akıtır, şeklinde rivayetler vardır.Bu bağlamda şu ...
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5793 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...
  • Ramazan ayında toplardamara enjeksiyon yapılmasının hükmü nedir?
    6229 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Muhterem taklit mercilerinin bu husustaki görüşleri farklıdır. Tam bir cevap verilmesi için taklit merciinizi belirlemelisiniz. Bununla birlikte muhterem mercilerin görüşlerini aşağıda belirtiyoruz.İmam Humeyni, Ayetullah Behçet ve Ayetullah Hamaney: Eğer iğne besin ve güçlendirici bir özelliğe sahipse, farz ihtiyat gereği bu tür enjeksiyondan sakınılmalıdır. Ama tedavi yönü bulunuyorsa ve ...
  • Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
    64352 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu ...
  • Kur’an’ın Allah tarafından geldiği söylenirken bundan maksat nedir? Acaba sadece Kur’an’ın muhtevası mı Allah katındandır yoksa lafız ve sözcükleri de Allah tarafından mıdır?
    7584 Kur’anî İlimler 2007/11/01
    Kur’an’ın Allah tarafından olduğu sözü çeşitli aşamalarda söz konusu edilebilir. Her aşama diğerine göre daha derin bir anlamı ifade etmektedir.A. Kur’an’ın anlam ve içeriği Allah tarafındandır.B. Bununla birlikte Kur’an’ın bütün sözcükleri de Allah tarafındandır.C. Bu sözcüklerle oluşan ayetlerdeki bileşimlerde de Allah katından gelmiştir.D. Sureler halinde tecelli ...
  • Cünüp olan kimse cenabet gülsü yerine yaptığı teyemmümle camiye girip orada bir süre durabilir mi?
    9905 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/12
    Bir kişi cünüp olur ve gusül yerine teyemmüm etmekle görevli olursa cemaat namazına katılmak veya vaizleri dinlemek için camiye gidebilir. İmam Humeyni (r.a) bu konuyla ilgili bir sorunun cevabında şöyle demiştir: “Guslün bütün sonuçları gusül yerine geçerli olan teyemmüm için de söz konusudur. Sadece, zamanın ...
  • Kur’an-ı Kerim ile istihare nasıl yapılmalıdır? Başka bir tabirle istihare zamanında ayetlerin mefhumunu nasıl anlamak gerekir?
    137714 Tefsir 2011/08/21
    1. İstihare türlerinin en yaygın olanlarından birisi, değişik yöntemleri olan Kur’an-ı Kerim ile istiharedir. Birinci Tür: Kur’an’ı alacak ve şu duayı okuyacaksınız: "اَللّهُمَّ اِنّى تَفَأَّلْتُ بِکِتابِکَ، وَ تَوَکَّلْتُ عَلَیْکَ، فَاَرِنى مِنْ کِتابِکَ ما هُوَ مَکْتُومٌ مِنْ ...
  • Üzeri kutlu isimlerle nakşedilmiş bir yüzük kanalizasyona düştüğünde vazife nedir?
    7165 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Üzerinde Allah’ın veya Peygamberin (s.a.a) veyahut bir imamın isminin yazıldığı bir kâğıt veya saygı gösterilmesi gerekli olan herhangi başka bir şey tuvalete bağlı kanalizasyon kuyusuna düşerse, onu dışarıya çıkarmak ve yıkamak her ne kadar zor olsa da farzdır. Dışarı çıkarmak mümkün değilse, tümüyle yok olduğundan emin olmayana ...
  • Gençlerin dinden kaçmalarının nedenleri ve eserleri nedir?
    10142 Pratik Ahlak 2011/04/21
    Din insanın saadet ve kurtuluş reçetesidir. Dindarlık birey ve topluma sayısız eserleri olan tüm hayat boyutlarını içeren dinsel öğreti ve değerleri kurumsallaştırmaktır. Gizli ve açık bir takım etkenler dindarlığı tehdit etmektedir ve bu tehditlerden birisi de dinden kaçmaktır. Elbette hiç kimse tamamıyla din ile ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23222 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar