Gelişmiş Arama
Ziyaret
4268
Güncellenme Tarihi: 2018/10/04
Soru Özeti
Sad suresi 26’ıncı ayetin tefsiri
Soru
Sad suresi 26’ıncı ayetin tefsiri
Kısa Cevap
 «يا داوُدُ إِنَّا جَعَلْناكَ خَلِيفَةً فِي الْأَرْضِ فَاحْكُمْ بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ ...» Sad suresinin 26’ıncı ayetinde Hz. Davut (a.s) hitap alınmıştır. Allah Teala bu ayette Hz. Davut (a.s)’a hitap ederek onu yeryüzünde halifesi ve vekili karar kılmıştır.[1] Böylece toplumsal bazda diğer ulvi peygamberler gibi insanları tevhide ve ahlaki değerlere sarılmaya davet etsin. Bu ayeti kerimede Allah Teâlâ Hz. Davut (a.s)’a vermiş etmiş olduğu Risâlet görevinin yanı sıra insanlar arasında ki ihtilafları çözme ve yargılama görevini vermiştir. İnsanlar aralarında ortaya çıkan anlaşmazlıklarda ona başvurmakta ve Hz. Davut (a.s)’da aralarında hükmederek hakkı onlara beyan etmekteydi.
«وَ لا تَتَّبِعِ الْهَوى‏ فَيُضِلَّكَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ» “Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah'ın yolundan saptırır.” Ayeti kerimede geçen bu cümleyle insanlar arasında hükmederken heva hevese ve nefse uymanın haktan ve hakikatten uzaklaşmaya yol açacağını bildirmektedir.  İnsanlar arasında anlaşmazlıkları giderme ve hüküm verme noktasında ayet özellikle hak kelimesi üzerinde vurgu yaparak verilecek hüküm ve yargının hak üzere olması gerektiğini aşikâr etmiştir. Böylelikle taraflar zulme maruz kalmaz ve hakları zayi olmaz.
Ayeti kerimede geçen «وَ لا تَتَّبِعِ الْهَوى» “heva hevesine uyma” tabiri bizlere insanın nefsani arzularının ve isteklerinin hakkın karşısında olduğunu ve ilahi çizgiden sapmaya yol açacağını göstermektedir. Öyleyse bu uzak durulması gereken bir paradigmadır.
Bu ifadede Hz. Davut (a.s) hitap alınmıştır. Oysaki o sahip olduğu ismet ve masumiyetten ötürü insanların anlaşamadıkları meseleleri çözerken ve neticelendirirken nefsani isteklerine meyletmekten beri ve uzaktı.
Bu noktada söylenmesi gereken: öncelikle bu ayet ilahi hükümlerin beyanı makamında olup vurgu ve tekitle birlikte olması doğaldır.
Saniyen yargılama, hüküm ve anlaşmazlıkların çözümü ilahi hukukun bir parçasıdır. Semavi dinlerde ezcümle Hz. Davut (a.s) hakkında vuku bulması ve netleştirilmesi tabiidir. Bu durum onun sahip olduğu ismet ve masumiyetle çelişmez. Zira ismet hasleti Masumdan iradesini selp etmez.  Masumda toplumun diğer ferleri gibi ilahi emir ve yasaklarda mükelleftir. Ama sahip olduğu ismet onu hakka muhalefet etmekten korur. Mükellef olmaktan ve teklife maruz kalmaktan beri kılmaz. Bilakis verilen görevler ve teklifler onun konumunu ve Risalet’ini bizlere gösterir.
Elbette bazı müfessirler[2] Allah Teâlâ’nın Hz. Davut (a.s)’a hak ve adalet üzere hükmetmesini emretmesini ve nefsin arzularına tabi olmaktan men etmesini diğerlerinin ikazı olarak yorumlamışlardır. Yani herkim insanların yönetiminde ve hükümetinde yer alırsa hak üzere hükmetmeli ve batıla tabi olmaktan sakınmalıdır. Yoksa Hz. Davut (a.s) sahip olduğu ismet üzere insanlar arasında her daim hak üzere hükmetmiş ve batıla tabi olmamıştır.
Yapılan bu açıklamaya şöyle bir tenkit söz konusudur: Ayeti kerimede Hz. Davut (a.s)’a hitabın sadece diğerlerinin ikazı için olduğuna Hz. Davut (a.s)’ın ismetini delil gösterip kendisini bu hitaptan beri görmek için yeterli bir delil değildir. Zira açıklandığı üzere ismet iradenin selbi anlamı taşımaz. Bilakis ismetle birlikte ihtiyarda söz konusudur. Diğer bütün insanlara olduğu gibi insanın ihtiyarı var olduğu sürece teklif var olmakla birlikte gereklidir de. Bunun tersi bir durum söz konusu olursa bu kişi hakkında vacip ve haram kavramları anlamını yitirir ve itaat ve isyan ayrımı söz konusu olmaz. Bu durumun kendisi ismeti boşa çıkarır. Zira bizler Hz. Davut (a.s) ismet sahibidir dediğimizde kastımız onun günah işlemeyeceğidir. Günah teklif varsa söz konusudur.[3]
«إِنَّ الَّذِينَ يَضِلُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ لَهُمْ عَذابٌ شَدِيدٌ بِما نَسُوا يَوْمَ الْحِسابِ» “Allah'ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır.” ayeti kerime’nin son pasajı genel olarak net bir şekilde vurgu yaparak ilahi görev ihlalini ve sapmayı yasaklamaktadır. Bu durum hukuki bir sorunun çözümü içinde geçerlidir, şiddetli azaplara sebebiyet veren büyük günahlar içinde. Bütün sapmaların ve günahların kaynağı, sebebi  gaflet, kıyamet gününün sorumluluğunun reddi ve amellerimizin Rabbin huzurunda hesaba çekileceğinin inkarıdır. İnsanın kıyamet günü hesap vereceğini unutması ve gaflet etmesi duçar olduğu bütün günahların, sapmaların ve sapkınlıkların sebebidir. Başka bir ifadeyle insanın heva hevesinin peşinden gitmesinin yasaklanma sebebidir. Zira heva ve hevese uymak insanın hesap gününden gaflet etmesine yol açar ve kıyamet gününü unutmak şiddetli azaplar doğurur. Burada unutmaktan kasıt o günün geleceğine ve hesap vereceğine itina etmemesidir.
Bu ayeti şerifin delaleti bütün sapmaların ve sapkınlıkların kaynağı kıyamet gününden gaflet edilmesidir. Daha açık bir ifadeyle bütün günahlar ve isyanlar hesap vereceğimize itina etmememizden kaynaklanır.[4]
 
 

[1] Elbette bazı müfessirler hilafet ve verasetin peygamberin halifesi olduğunu ilahi hilafet olmadığını iddia etmişlerdir ancak «إِنِّي جاعِلٌ فِي الْأَرْضِ خَلِيفَةً» “Ben yeryüzünde bir halife karar kılacağım.” Ayeti göz önüne alındığında bu görüşün doğru olmadığı anlaşılır. Seyit Muhammet Hüseyin Tabatabayi, El’Mizan Fi Tefsir’il-Kuran, 17.c, 194.s, islami yayınlar bürosu, Kum
1417.k.
[2] Alusi, Seyit Mahmut, Ruh’ul-Meani fi tefsir’il-kuran’ul-azim, 12.c, 179.s, dar’ul-kutup ilmiye, beyrut, 1415.k.
[3] El’Mizan Fi Tefsir’il-Kuran, 17.c, 195.s,
[4] Baş vurunuz: Hüseyni Hamedani, Seyit Muhammet Hüseyin, Envar Dirahşan, 14.c,115-116, lütfü kitap furuşi, tahran, 1404.k; El’Mizan Fi Tefsir’il-Kuran, 17.c, 194-196.s.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar