Gelişmiş Arama
Ziyaret
11471
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
İmamlarımız neden oniki tanedir? Ğaybette olan imamın döneminde kendimizi nasıl kurtarabiliriz?
Soru
İmamlarımız neden oniki tanedir? Ve (bundan dolayı) neden asırlarca kendi başımıza (imamsız) kalmak zorunda kalıyoruz? Bu asırda bir imama büyük bir ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bizim bir imamımız var bunu biliyorum, ama gayıptadır. Onun yokluğunda nasıl kurtuluşa erebiliriz?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

İmamet, ilahi bir makam olduğu için imamın kimler ve kaç kaç kişi olacağını Allah belirler. Allah’ın’da kimleri seçtiğini öğrenmemizin tek yolu Resul-u Ekrem’in (s.a.a) sözleridir. O da (s.a.a) çeşitli yerlerde imamların kimler ve kaç kişi olduğunu açıklamıştır. Peygaberimiz (s.a.a) bir hadisinde şöyle buyuruyor: ‘Bu iş (İslam) oniki imam gelmeyinceye kadar bitmeyecektir.’ Hadisi Ehl-i Sünnetin büyük alimleri nakletmişlerdir.[1] Yine Şia ve Ehl-i Sünnet şöyle naklediyorlar: ‘Allah Resulü (s.a.a) Emir-ul Müminin Ali’inin (a.s) Ğadir’de imamete tayin ettikten ve ikmal ayeti[2] nazil olduktan sonra birinci ve ikinci halife Resulullah’ın yanına gelerek ‘Bu velayet ve vasilik senden sonra yanlızca Ali’ye mi aittir?’ diye sorduklarınd Resulullah (s.a.a) ‘Kıyamete kadar Ali’ye ve benim vasilerime aittir.’ diye buyurdu. Onlar ‘Senin vasilerin kimlerdir?’ diye sorduklarında Resulullah şöyle buyurdu: ‘Ali, ümmetimin içinde benim kardeşim, vezirim, varisim, vasiyyim ve halifemdir. Benden sonra bütün müminlerin üzerinde yetkisi vardır. Ondan sonra oğlum Hasan, Ondan sonra oğlum Hüseyin ve Hüseyin’den sonra Onun ardı arkasına gelen dokuz evladıdır.’[3]

İmamların oniki kişi olduklarına dair delil ise Şia ve Ehl-i Sünnet kaynaklı Resulullah’tan (s.a.a) nakledilen çeşitli rivayetlerdir. Bu hükmün felsefe ve nedenine gelince diyoruz ki: İslam’da bir çok mesele var ki onların hikmetlerini bilemiyoruz ve bir çeşit taabbüdi (aklın muhakemesine bağlı olmayan; emrolduğu için yapılan) hükümdür. Namaz rekatlarının sayısı, kadın ve erkeğin namazı sesli ya da sessiz kılması vs. gibi hikmetini bilmediğimiz bir çok mesele var. Sizin sorunuzda taabbüdi olarak kabul etmemiz gereken meselelerdendir. Onu belirlemek Allah’ın elindedir. Bu kutsal nurlar yaratılmadan önce Peygambere bildirilmiş, O da (s.a.a) çeşitli yerlerde bunu açıklamıştır. Ancak hikmeti ister bilinsin, ister bilinmesin İslamî buyrukların hepsinin uygulanması gerekir. Zira bu buyruklar Hâkim-i Mutlak koymuştur ve Hâkim-i Mutlak’ta kabih bir iş yapmaz. Sonuçta konulan bütün kanunlar insanların kemale ermesi ve ilerlemesi için olup icra edilmesi gereklidir.

Sorunuzun ikinci bölümünde diyorsunuz ki, ‘Neden asırlarca yalnızız (imamsızız), imamın gaybet döneminde nasıl kurtuluşa erebiliriz?’

Cevap olarak diyoruz ki: Rivayetlerden Allah’ın, yeryüzünü ve kullarını hiçbir zaman hüccetsiz bırakmadığını anlıyoruz;[4] yanlızlığın manası yoktur.

İlahi hüccetler her zamanda feyizin nazil olmasına vasıta olmuşlarıdır. Bir hadis-i şerifte Peygamberimizden bu sorunun benzeri sorulduğunda şöyle buyurdular: ‘Onun (Veliyy-i Asr’ın) gaybet döneminde kullara verdiği feyiz bulutun arkasındaki güneşin verdiği ısı ve ışık gibidir.’ Bu güzel benzetmeden bir çok nükte çıkarmak mümkündür. Örneğin, Güneşin bulutların arkasında olması nasıl ki onun ısı ve ışığına engel değilse imamında gözlere görünmemesi Onun (a.s) feyiz ve hidayetlerinden yararlanmayacığımız anlamına gelmez. Kendi yerinde bahsedildiği gibi tarih boyunca sayısız insan Ondan feyiz almışlardır. İmam (a.s), kendisi Şeyh Mufid’e yazdığı mektupta bu noktaya şöyle işaret ediyor: ‘Biz sizin işlerinizi gözetiyoruz (ilgileniyoruz), sizi unutmuyoruz. Böyle olmasaydı bela ve tehlike tufanlarında yok olup giderdiniz.’[5] Esasen Onun (a.s) varlığı insanların kendilerini ıslah edip zuhura hazırlanmaları için bir ümit ve tesellidir.

Ancak unutmamak gerekir ki, Güneşin ışığından yeterli derecede faydalanabilmek için ışığın önündeki engelleri kaldırmamız ve kendimizi ışığa karşı tutmamız gerekir. Kısacası böyle yüce bir güneş varken (her ne kadar gaybet bulutunun arkasında olsada) yalnızlık ve ümitsizliğin manası yoktur.

İmam-ı Zaman’ın (a.s) varlığının faydaları hakkında daha fazla bilgi için bkz: 168. Soru (Site: 1375), 654. Soru (Site: 705) ve 534. Soru (Site: 582).


[1] - Kutay b. Said Carir, o da Husayn’dan, o da Câbir b. Semüre’den onun şöyle dediğini naklediyor: "Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular...
-Rufae b. Heysem el Vasiti (ve
söz onundur), o da Halid’den yani İbn-i Abdullah b. Tahhan’dan, o da Husayn’dan, o da Câbir b. Semüre’den onun şöyle dediğini naklediyor: "Babamla beraber Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) huzuruna vardık. Resûlullah şöyle buyurdular: ‘Bu iş (İslam) on iki halife gelmeyinceye kadar bitmeyecektir.’ Sonra bir şey dedi ki ben onu anlayamadım. Babamdan ‘Ne dedi?’ diye sorduğumda dedi ki: ‘Hepsi Kureyştendir.’ diye buyurdu.’ Bu hadis, Sahih-i Müslim (c.9, s.333-335 ve 337); Sünen-i Ebi Davud (c.11, s.351-352); Müsned-i Ahmed (c.42, s.309)  Müsannif-i İbn-i Ebi Şeybe (c.7, s.492) vb. gibi çeşitli kitaplarda rivayet edilmiştir.

 2 - Maide/3

3- Ğayet-ul Meram, bab:58, h.4; bir başka hadiste Nisa suresinin 1. ayetinin tefsirinde kendisinden sonraki vasiylerinin isimlerini tek tek saymıştır, Ğayet-ul Meram, c.10, h.4; İsbat-ul Hudat, c.8, s.133; Bihar, c.36, s.260, 298   

4]- Hüseyin b. Muhammed, Mualla b. Muhammed’den, o da bazı dostlarımızdan, babam Ali b. Raşid’in şöyle dediğini aktarır: Ebu’l Hasan (a.s) buyurdu ki: ‘Yeryüzü hiçbir zaman hüccetsiz kalmamıştır ve andolsun Allah’a ben o hüccetim.’ Kafi, c.1, s.178   

[5] - Bihar, c.53, s.774

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia, Ömer b. Hattab’ın küfrünün iblisin küfrü ile eşit olduğuna inanmakta mıdır?
    10262 شیعه و خلفا 2012/08/12
    Belirtilen rivayet evvela senet ve metin açısında zayıftır ve delil teşkil etmeyen mürsel rivayetlerden sayılmaktadır; zira Ayyaşi ile Ebu Basir arasındaki senet ve vasıta belli değildir. Eğer bazı mürsel rivayetlerin kabul edildiği söylenirse, Ayyaşi senetsiz mürsel rivayetleri delil teşkil edecek şahıslardan değildir. İkincisi rivayette Ömer b. Hattab’ın küfrü ...
  • Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir mi?
    2902 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/12
    Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir.[i] [i] Tevzuh’ul-Mesail (El’Mehşil-İmam’ul-Humeyni) 1.c, 750.s 1373.m. ...
  • Dünyadaki insanlara baktığımızda insanların çoğunluğunun kötülüğe ve ...
    7198 Yeni Kelam İlmi 2007/09/18
    İnsan fıtratı gereği Allah’ı ve hakkı aramakta, dine ve ahlaka eğilim göstermektedir. İnsanların çoğunluğu da bu yaratılışlarında bulunan bu çağrıya olumlu cevap vermektedirler. İnsanlar hakkın peşindedirler. Ama bazen o eğilimlerini somutlaştırırken hata ediyorlar. Gerçek şu ki iç ve dış bazı faktörler, onların hakkı tanımalarına ve ona yönelmelerine ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9004 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • Ayat namazı kılarken Bismillahirrahmanirrahim’i surenin bir ayeti sayarak bir bölüm olarak okuyabilir miyiz?
    6335 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • İran bankalarından banka karı almak helal midir?
    5224 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    İran İslam Cumhuriyeti’ndeki bankalara yatırılan emanetin mahiyeti şu şekildedir: Müşteri, parasını sermaye yatırmak için emanet olarak kısa veya uzun vadeli bir şekilde bankaya yatırır ve anlaşma uyarınca bir işlemde kullanması için bankayı vekil kılar. Bu durumda banka işlemleri faizsiz gerçekleşir ve bu işlemden elde edilen kar ...
  • Filistin İsrail’in asıl yeri değil midir?
    10473 tarihi Yerler 2012/08/21
    Yahudiler ve Siyonistler Filistin’in ilk sakinleri değildi. Bilakis onlar bu bölgeye gelmeden uzun bir zaman önce Filistin’de kalanlar vardı. M.Ö. 3500 yılında Sami kavimleri Hicazın merkezinden Filistin gibi bölgelere göç etmiş idi. Kenan Arapları gibi kavimler de Filistin’i kendilerine yurt edinmiş idi. Filistin’i yurt edinen ilk sakinler ...
  • İbn-i Arabi’nin Zamanın İmamı Hz. Mehdi (a.s) hakkında ki görüşü nedir?
    42324 تاريخ بزرگان 2010/04/07
    İbn-i Arabi’nin eserlerini incelediğimizde onun Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki inancı ortaya çıkar. Ahir-uz zamanda zuhur edecek Hz. Mehdi’nin (a.s) asker ve komutanları hakkında Fütuhat-ı Mekkiyye’nin 366. babında şöyle yazar: “Allah’ın yeryüzünde yaşayan ve zuhur edecek halifesi vardır. Onun zuhuru dünya zulüm ve kötülükle dolduğu zaman gerçekleşecek ve ...
  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    7828 Eski Kelam İlmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Nasıl Resulü Ekrem (s.a.a)’i rüyada görebiliriz?
    3868 Pratik Ahlak 2019/01/22
    Mefatih’ul-Cenan adlı eserde evliyayı rüyada görmek için tavsiye edilen ameller ve zikirler beyan edilmiştir. Ama teveccüh etmek gerekir bu yollar tek başına istediğimiz şahsı görmek için yeterli sebep değildir. Yani bu amelleri ve zikirleri yerine getiren herkes Resulü Ekrem’i (s.a.a) rüyasında görecek diye bir şey yoktur. Bu ...

En Çok Okunanlar