Please Wait
6649
Yapılan araştırama esasınca ayağa kalkmayı ve eli başa koymayı, aşağıda yer alan iki rivayet belgelemektedir:
1. Ehl-i Beyt Şairi “Du’bel Haza’i”den gelen meşhur bir rivayete göre: Du’bel Haza’i, İmam Rıza (a.s)’ın yanında meşhur kasidesini okudu ve;
“İmam Zaman (a.c.f)’ın zuhuru kesindir
Zuhuru Allah’ın ismiyle ve bereketleriyledir”
beytine geldiği zaman, İmam Rıza (a.s) elini başına koydu ve saygı unvanıyla yerinden kalkarak Allah-u Teâlâ’dan İmam Zaman (a.c.f)’ın zuhurunu diledi istedi.[1]
2. Ayağa kalkmanın ve eli başa koymanın felsefesi ve sebebini açıklayan bir rivayete göre (elbette bu rivayetin kendisi böyle yapmanın delili ve temel kaynağı olabilir): İmam Sadık (a.s)’a: “Kaim” isminin işitilmesiyle niçin ayağa kalkmamız gerekir? Diye sorulduğunda İmam şöyle buyurmuştur: O’nun gaybeti uzundur ve bu lakap (Kaim), o’nun devletinin hak olduğunun hatırlatılması ve gaybetinden dolayı hüzün ifadesidir. Çünkü o, Şialarına karşı şiddetli sevgisi ve merhametinden dolayı, O’nu bu lakapla anan herkese şefkatle bakar. Efendisinin (Asrın Sahibi) bakışları karşısında herkesin saygıyla ayağa kalkması, o hazretin saygınlığını gösterir. Buna binaen Şiaların bu lakabı işitmesiyle ayağa kalkması ve Allah-u Teâlâ’dan İmam Zaman (a.c.f)’ın zuhurunu çabuklaştırmasını talep etmesi gerekir.[2]
[1] Emini Necefi, Abdülhüseyin Ahmet, “el-Ğadir”, Tahran: Daru’l Kutübu’l İslamiye, c. 2, s. 361; Kummi, Şeyh Abbas, “Muntehi’l A’mal”, Çaphaneyi Ahmet, Dokuzuncu baskı 1377, Dördüncü bab, Altıncı bölüm, s. 1127.
[2] Safi Gülpeygani, Lutfullah, Müessesetü’s Seyyideti el-Masumiye 1419 Kameri, “Muntehabu’l Eser”, s. 640.