Gelişmiş Arama
Ziyaret
6919
Güncellenme Tarihi: 2012/05/03
Soru Özeti
Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
Soru
Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
Kısa Cevap

Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve işin tüm yönlerini ölçme vardır. Acelenin yıkıcı sonuçları ve olumsuz getirileri, peygamberler ve iyi insanların özellikleri olan soğukkanlılık ve sabrı göz önünde bulundurmak, insanın bir işi düşünerek ve zamanla yapmasına, tüm hallerde huzur ve sükûnete riayet etmesine neden olur. İnsan zor da olsa bir müddet bu şekilde davranırsa, bu hal kendisi için normal olacak, acele sıfatı kendinde zail olacak ve vakar ve huzur meydana gelecektir.

Ayrıntılı Cevap

Acele, insan davranışlarında değişik şekillerde görünen beğenilmeyen bir fiildir; yani insanın bir işin öncüllerinin hazır hale gelmeden önce ona girişmesi ve bunun neticesinde işin başarısızca ve eksik olarak yerine getirilmesidir. Bu, insanın meyveyi yetişmeden ve istifade edilir hale gelmeden önce toplamınsa benzer. Bunun neticesi, meyvenin heder olması veya faydasının azalmasıdır. Yahut tohumun yok olması veya mahsulün azalması neticesini doğuracak olan toprağın hazır hale gelmesinden önce insanın tohum atmasını andırır. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Meyveyi yetişmeden önce toplayan kimse, tohumunu uygun olmayan bir toprağa atan kimse gibidir (böyle bir şahıs güç ve sermayesini telef etmiş ve bir netice elde etmemiştir).[1] Tecrübe, akıl ve din acelenin zarar ve yerilmiş olduğu hususunda hemfikirdir ve onu kınamıştır. Rağıb İsfahani, acelenin kaynağını heva ve heves bilmiş ve bu tespitin onun Kur’an’da yasaklanmış olmasının delili olarak değerlendirmiştir.[2] Müminlerin Önderi (a.s), acelenin ahmaklıktan kaynaklandığını belirtmiş ve şöyle buyurmuştur: İmkândan (iş yapma olasılığı) önce acele etmek ahmaklıktır.[3] Allah Resulü (s.a.a) de soğukkanlılık ve acelenin menşeini beyan etmiş ve soğukkanlılığın ilahi, acelenin ise şeytani olduğunu belirtmiştir.[4] Acelenin yıkıcı sonuçlarını göz önünde bulundurmak, bizim bu sıfattan uzak durmamızı ve onun karşısında bulunan huzur ve vakarı hayat prensibimiz yapmamıza neden olur.

Acele Etmenin Neticesi

Şeytani hasletler, kesinlikle yıkıcı ve zarar vericidir. Bu hasletlerin her biri çirkin ve yerilmiş olmakla kalmayıp onların çirkinliklerini artıran olumsuz neticelere de sebep olur. Bu doğrultuda dikkatimizi Müminlerin Önderinin (a.s) kısa cümlelerinde belirtilmiş olan acelenin bazı eserlerine yöneltiyoruz:

1. Pişmanlık: Aceleden sakın; zira o fırsatın elden gitmesi ve pişmanlığın başlangıcıdır.[5]

İrdelemeden ve düşünmeden önce başlayan işler, genel olarak başarısızlık ve kötü bir akıbete duçar olur ve pişmanlık getirir. Nitekim bu delil uyarınca, insan altın fırsatları ve işi yeniden yapma imkânını yitirir.

2. Başarısızlık: Aceleyle yapılmış bir işin başarıya ulaşması çok nadirdir.[6]

Acele etmek, insanın işin tüm yönlerini ölçmemesi ve bu yüzden bazı başarı amillerini elden vermesine ve neticede de hedeflenmiş başarıya ulaşmamasına ve başarısız olmasına neden olur.

3. Kayma ve Helak Olmak: Çok acele, insanın ayağını kaydırır.[7] Acele edip de helake duçar olmayan nadirdir.[8]

4. Gam ve Hüzün: İmkândan (işi yapma) önce acele etmek, hüzne sebep olur.[9]

Sevinç ve mutluluk insan hayatının gereklerindendir ve yersiz gam ve hüzün ile hedefe ulaşmak mümkün değildir ve insanın kendi eliyle hayat sevinç ve mutluluğunu hüzne dönüştürmemesi gerekir.

İmam Ali (a.s) acelenin başka neticelerini de belirtmektedir. Biz fırsatın sınırlı olması nedeniyle onlardan sarf-ı nazar ediyor ve sizi bu hususta “Gureru’l-Hikem” kitabında bulunan bölümü okumaya davet ediyoruz. Belirtildiği gibi, acelenin karşısında soğukkanlı olmak ve düşünerek, irdeleyerek ve işin tüm yönlerini inceleyerek girişimde bulunmak yer alır. Bir hadiste Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: İnsanları acele helak eder, eğer insanlar daha fazla bir düşünceyle işleri yapsalardı, hiç kimse helak olmazdı.[10] Bu rivayetten istifade edildiği üzere, insanların duçar olduğu zarar ve ziyanların çoğu, aceleden kaynaklanmaktadır. Bu hususta İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: Her kim uygun olmayan bir zamanda bir işe girişirse, onun tamam olması da zamansız olacaktır.[11] Belirtilen hususlardan insan saadetinin, onun giriştiği her işte son derece dikkat ve dirayet göstermesi ve her türlü aceleden uzak bir şekilde işin yönlerini incelemesi, her türlü önyargı, acil girişimden sakınması gerektiği neticesini alıyoruz. Acelenin tedavi yolu da işaret edilen zararları hatırlamak, onun karşısındaki peygamber ve iyi insanların özellikleri olan vakar ve huzurun değerini anımsamak, sonra karar vermek, düşünmeden ve irdelemeden bir işe girişmemek ve soğukkanlılığı hiçbir surette elden vermemektir. Bir şahıs bir müddet çabalayarak ve zahmet ederek bu şekilde davrandıktan sonra vakar ve huzur kendinin âdeti olacak ve aceleci olmaktan uzak duracaktır. Son olarak dikkat edilmesi gereken şey şudur: Acele, hız ve zamanında girişimde bulunmaktan farklıdır. Hız, insanın gerekli öncül ve koşulların hazır hale gelmesinden sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işe koyulmasıdır. Bu yüzden iyi işlerde fırsattan istifade etmek, din önderleri tarafından tavsiye edilmiştir:

1. Allah Resulü (s.a.a): Beş şeyi beş şeyin yanında ganimet say; gençliğini yaşlılıktan önce, sağlığını hastalanmadan önce, servetini yoksullaşmadan önce, fırsatları meşguliyetten önce ve yaşamını ölümden önce ganimet say.[12]

2. Müminlerin Önderi (a.s): Fırsatlar tıpkı bulutların geçmesi gibi elden gidecektir.[13]

3. Müminlerin Önderi (a.s): Soğukkanlılık, iyi işler dışında her şeyde övülmüştür.[14]

4. İmam Bakır (a.s): İyi bir işi yapmaya niyetlendiğinde hemen onu yapmaya koyul; zira sonraları ne olacağını bilemezsin.[15]

5. İmam Sadık (a.s): Her kim hayırlı bir işi yapmaya niyetlenirse, acele etsin ve onu geciktirmesin; zira kul bazen iyi bir amel işler ve Yüce Allah ben seni bağışladım ve senin sonraki kaymalarını da görmezlikten geleceğim, diye buyurur.[16]

 


[1] Nehcü’l-Belağa, s. 52, hutbe. 5, İntişaratu’l-Daru’l-Hicret, Kum, Bi Ta.

[2] Rağıb İsfahani, Hüseyin b. Muhammed, el-Müfredat Fi Ğeribi’l-Kur’an, s. 548, ed-Daru’ş-Şamiye, Beyrut, 1412 k.

[3] Amedi, Abdulvahid, Gureru’l-Hikem, s. 266, İntişarat-ı Defter-i tebliğat, Kum, 1366 ş.

[4] Tabersi, Ali b. Hasan, Mişkatu’l-Envar, c. 1, s. 333, Kitabhane-i Haydariye, Necef, 1385 k.

[5] Ğureru’l-Hikem, s. 267.

[6] a.g.e.

[7] a.g.e.

[8] a.g.e.

[9] a.g.e.

[10] Berki, Ahmed b. Ahmed, el-Mehasin, s. 215, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Kum, 1371 k.

 Ahmed b. Ahmed, el-Mahasin, s. 215, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Kum, 1371 k.

[11] Saduk, Muhammed b. Ali, el-Hisal, c. 1, s. 100, İntişarat-ı Camia-i Müderrisin, Kum, 1403 k.

[12] Tusi, Muhammed b. Hasan, el-Amali, s. 525, İntişarat-ı Daru’s-Sakafe, Kum, 1414 k.

[13] Ğureru’l-Hikem, s. 473.

[14] a.g.e.

[15] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, Kâfi, c. 2, s. 142, h. 3, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365 ş.

[16] a.g.e.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar