Gelişmiş Arama
Ziyaret
9041
Güncellenme Tarihi: 2008/02/18
Soru Özeti
On ikinci İmam’ın gaybete çekilmesi, Şia’nın, imametle ilgili olan bütün görüşlerinin tekrar gözden geçirilmesini gerektirmez mi?!
Soru
On ikinci İmam’ın gaybete çekilmesi, Şia’nın, imametle ilgili olan bütün görüşlerinin tekrar gözden geçirilmesini gerektirmez mi?!
Kısa Cevap

Yukarıdaki, gaybete çekilmenin imamet görüşüyle çelişmesi sorusunun genel ve örneksiz bir şekilde konu edilmesinden dolayı imamın bazı görevlerini zikrederek, onun gaybetle uyumlu veya uyumsuz olduğunu incelememiz gerekmektedir.

İmamet, vahyin nazil olması dışında, nübüvvetin bir devamıdır; peygamberin bütün görevlerini üstlenmektedir ve bunların en önemlileri ise şunlardır:

 

1)       İlahi hükümeti kurmak ve insanları zalim yöneticilerin elinden kurtarmaktır. Toplumsal bir hükümetin kurulması, insanlar tarafından kabul gören birisinin önderliğinde olması gerekmektedir; çünkü toplumun önderinden, bütün zamanlarda ve şartlarda hükümeti ele geçirmeye çalışması istenemez. Peygamber(s.a.a.) de hicretten önceki dönemlerde hiçbir zaman böyle bir girişimde bulunmamıştır; bu da onun nübüvvetine herhangi bir zarar getirmemekte ve o zamanki şartların buna müsait olmadığına işaret etmektedir. Aynı şekilde, on ikinci imam(a.s.)’ın gaybet dönemi de İslam’ın ilk başlarında olduğu gibi, çok karışık ve fitnenin bol olduğu bir dönemdir. Bu yüzden on ikinci imam(a.s.)’dan kıyam etmesini istemek akıllı bir iş değildir. Diğer bir taraftan da onun en büyük özelliğinin, adalet için kıyam edeceği olmasıdır. Sonuç olarak o hazretin gaybete çekilmesi, onun ilk göreviyle hiç çelişmemekle beraber insanların da dinden uzaklığının ve İslami bir hükümeti kabullenmedeki gevşekliklerinin bir göstergesidir.

2)       İlahi öğretileri açıklamak ve insanları irşat etmek. İmam(a.s.)’ın bu ikinci görevi bazen direk ve bazen de dolaylı olarak gerçekleşmektedir. İslam Peygamberi de, kendisinin insanlara ulaşma imkânının olmaması gibi zorluklardan dolayı, takvalı ve İslam dinini bilen kimseleri, ilahi öğretileri açıklamak ve insanları irşat etmek üzere bazı bölgelere göndermiştir. Bu da aynı şekilde İmam-ı Zaman(a.f.)’ın, gaybet-i sugra(kısa gaybet) döneminde özel vekilleri ve gaybet-i kubra(uzun gaybet) döneminde de genel vekilleri ataması yoluyla gerçekleşmiş

Bunlar imamın görevlerinin bir kısmıdır ve on ikinci imamın gaybete çekilmesiyle bunların hiçbir çelişkisinin olmadığı açıklığa kavuşmuştur. Ama imamın fayda ve bereketleri, onun görevlerinden daha fazladır ve gaybette olan veya olmayan imamla da sınırlı değildir.

İmam, âlemin canı ve yeryüzü ile göğün yörüngesidir. Peygamber(s.a.a.)’in ailesi birçok defa, eğer yeryüzünde imam olmazsa, yeryüzü ehlini yutar diye buyurmuşlardır.

İmam, yeryüzü ile göklerin arasındaki irtibatı sağlayan ve ilahi bereketlerin inme kaynağıdır. Onun duası kabul ve niyetleri baştanbaşa hayır ve berekettir. Bu konu, hidayet imamlarının ziyaretlerinde, üzerinde durularak vurgulanmıştır.

Allah kullarının, başta şeytan olmak üzere yeminli birçok düşmanları vardır. İmam(a.s.) da, insanların nefislerine olan ilahi etkileme gücüyle, onları bataklıklara düşmekten kurtarmakta ve hidayet etmektedir. Bunların hepsi gaip imamın faydaları ve bereketlerinden birer parçadırlar ve genel olarak Peygamber(s.a.a.)’in meşhur olan bir hadisinde bulutların arkasındaki güneş tabiri altında ifade edilmiştir; yani insanlar imamlarını görmeden, sürekli onun varlığının feyzinden yararlanmaktadırlar.

Ayrıntılı Cevap

Sorulan soru genel ve belli bir noktada odaklanmamıştır. İmam(a.s.)’ın gaybete çekilmesinin, imamet görüşüyle hangi yönden çeliştiği açıklanmamıştır. Bu yüzden imamın görevlerinin gaybetle olan çelişkisini ve uyuşmazlığını veya uyumluluğunu konu edebilmek için, bu görevleri ayrı bir şekilde incelememiz gerekmektedir.

İmamet, nübüvvetin bir devamıdır[1] ve imam bir nebinin bütün özelliklerine sahiptir. Sadece ayetlerin vahiy edilmesi kesilmiştir. Sonuç olarak imam da peygamber gibi üç asıl görevi üslenmektedir:[2]

1.       Hükümet kurmak ve insanları zalim sultanların elinden kurtarmak.

2.       İlahi öğretileri açıklamak ve onları insanlara ulaştırmak.

3.       İnsanları doğru yola hidayet etmek.

Yukarıdaki üç başlık, imamın genel görevlerini göstermektedir. Ama eğer toplumsal şartların uygun olmaması ve İslam ümmetinin gevşek olması, imamın karşılıklı ve toplumsal olan bazı görevlerini yerine getirememesine sebep olursa, eksikliğin imam tarafından olmadığı açıktır ve bu imamet felsefesiyle çelişmemektedir.

Kıyam etmek ve hükümet kurmak toplumsal bir harekettir ve uygun bir ortama ihtiyacı vardır. Eğer rehberin görevi, her şartta hatta Müslümanların maslahatına uygun olmayan durumlarda dahi kıyam ederek hükümeti ele geçirmek olduğunu söylersek, boş bir söz söylemiş oluruz. Çünkü İslam Peygamberi(s.a.a.), Medine’ye hicret etmeden önce Mekke’deyken, toplumsal şartlardan dolayı, İslam’ın zahiri yönlerini yerine getirmeye dahi muvaffak olmamıştır ki nasıl kıyam ederek hükümet kursun! Bu konu da aynı şekilde, Peygamber(s.a.a.)’in hafif veya gevşek davrandığı anlamına gelmez. Tam tersine o zamanki toplumsal ortamın İslam hükümetini kabul etmeye müsait olmadığını göstermektedir.

Bu durum, sadece Peygamber(s.a.a.)’in zamanına özel değildir. İnsanların dinden uzaklaşmaları ve onu hafife almalarının birinci imam(a.s.)’ın dışında, diğer imamların imamet dönemlerinde de olduğunu bilmekteyiz. Birinci imam(a.s.) döneminde de, o hazretin ömrünün sonlarında, İslam hükümetini ayakta tutamamalarına sebep olmuştur ve bu durum imametin felsefesine hiç zarar vermemektedir.

Gaybet-i Kubra dönemi de, yapılan açıklamalara göre, imamın bu göreviyle herhangi bir çelişkisi yoktur. Aslında ilahi hükümleri, İslam hükümeti adı altında uygulama imkânı olduğu zaman gaybetin sona ereceği gündür. Hatta on ikinci imamın(a.c.) en önemli özelliğinin[3], ilahi adaleti temsil eden hükümeti yeryüzünde uygulayacağı olduğunu söylemek de mümkündür. Sonuç olarak imamın gaybete çekilmesi, İslami hükümetin kurulması yönünden, imamet felsefesiyle çeliştiği söylenemez.

İmamın ikinci görevi:

Peygamber(s.a.a.), İslam’ın ilk yıllarında, kendisinin direk olarak her yere gitmesi ve bütün kabileler ve halk tabakalarıyla görüşmesinin mümkün olmamasından dolayı, dini öğretileri açıklamak üzere Kuran hafızları ve din konusunda bilinçli olan kimseleri değişik bölgelere göndermiştir.[4] İlahi öğretileri yaymada, bu Peygamber(s.a.a)’in güzel bir sünneti ve hatırasıdır.

On ikinci imam da aynı şekilde bu yöntemi gaybet-i sugra(kısa gaybet) döneminde uygulamıştır. Özel vekiller insanların dini konulardaki ilmi ihtiyaçlarını ve sorunlarını gidermişlerdir. Bu yöntem, gaybet- sugra döneminden sonra da devam etmiştir. Sadece şeklinde biraz değişiklik olmuştur; yani İmam zaman(a.c.), isim getirmeden genel olarak bazı özelliklerin taşınması şartıyla, vekilleri atamış ve insanlara da yeni gelişmeler karşısında onlara başvurmalarını emretmiştir.[5]

Ama bazen bu vekillerin de çözemeyeceği sorunların olması mümkündür. Böylesi durumlarda İmam zaman(a.c.), ya zamanın değerli kimseleriyle görüşerek ya da başka yollardan doğru yolu insanlara gösterir. Bu konu için, İslam fıkhında olan “icma’-i duhuli”[6] görüşüne veya İmam zamanı(a.c.)’ görme şerefine ulaşan kimseleri anlatan kitaplara kısaca bakmamız yeterlidir.

İmamın üçüncü görevinin de gaybetle çelişmediği hususunda, aynı şekilde önceki söylenen konular geçerlidir. Bu yüzden yeni bir açıklama yapmaya gerek yoktur.

Yukarıdaki konuların dışında, önemli iki noktanın da zikredilmesi gerekmektedir:

A)      İmam(a.s.), cismi olarak gaybete çekilmemiştir. Çünkü onun da diğer insanlar gibi normal bir yaşantısı vardır. Sadece ömrü, Allah’ın izniyle diğerlerine göre uzundur ve bu da akıl ve yaşama kanunlarına ters değildir. Sonuç olarak on ikinci imamın, unvan olarak gaybete çekildiğini söyleyebiliriz; yani İmam(a.s.), zuhur zamanına kadar kendisini genel olarak dünya Müslümanlarının önderi ve imamı olarak tanıtmayacaktır.

B)      İmamet felsefesi hakkında söylediklerimiz, sadece imamın görevleri ile sınırlıdır. Ama İmam(a.s.)’ın, imamet görevi dışında sağladığı başka faydaları da vardır ve bunlar onun sayesinde bizlere gelen ve şahit olduğumuz ilahi lütuf ve rahmetlerdir. Örnek olarak şunları söyleyebiliriz:

—Âlemin canı olması: Peygamber(s.a.a.) ailesinin sözlerine göre İmam(a.s.) âlemin canı[7] ve onun varlığı ve yokluğunun eksenidir. İmam hakkında rivayetlerde şöyle gelmiştir:

“ Eğer yeryüzü imamsız olursa, üzerindeki bütün insanları içine yutar.”[8]

—O yüce bereketlerin insanlara inmesi ve ilahi feyizlerin gelmesindeki vasıtadır. Bu yüzden rivayetler ve on iki imamların ziyaret namelinde şöyle gelmiştir:

“Gökyüzü sizin vesilenizle yağmur yağdırmakta ve yeryüzü sizin hatırınıza ağaçları yetiştirmekte ve ağaçlarda sizin için meyve vermektedir.”[9]

—İnsanların nefislerine etkide bulunmada[10] ve onları şeytanın karşısında sapıklığa düşmekten korumaktadır. Bunu Ramazan, Muharrem ve Sefer gibi mukaddes ve mübarek olan aylarda, dünyanın dört bir yanında görmekteyiz.

Bütün bu söylenenler gayip olan imamın faydalarından bazı seçmelerdir. Hz. Peygamber(s.a.a.)’in buyurduğu gibi insanlar imamdan, bulutların arkasındaki güneşten faydalandıkları gibi faydalanmaktadırlar.[11]

Tabiî ki Peygamberin bu buyruğu çok ince ilmi konuları içermektedir ve daha ayrıntılı bilgi edinmek için bu konudaki daha açık kitaplara[12] müracaat edilebilir.[13]

 

Kaynaklar:

1- Akaid Öğretimi; Misbah Yezdi

2- İslam’da Şia, Allame Tabatabi

3- Delailu’l-İmame Muhammed b. Cerir Taberi

4- İslam Tarihinden Kesitler, Cafer Subhani

5- Usulu’l-Fıkh, Muhammed Riza Muzaffer

6- Vesailu’ş-Şia Şeyh Hurr Amuli

7- Usul-i Kafi, Muhammed Kuleyni

8- Kamilu’z-Ziyarat, İbn-i Kuleveyh Kummi

9- Bidayetu’l-Mearif el- İlahiye Seyyid Muhsin Harrazi

10- İmam Mehdi Seyyid Muhammed Kazvini

11- Biharu’l-Envar Seyyid Muhammed Bakır Meclisi

12- Sire-i Pişvayan, Mehdi Pişvai



[1] Amuzeş-i Akaid, Muhammed Taki Misbah Yezdi, s: 306

[2] İslam’da Şia, Seyyid Muhammed Hüseyin Tabatabai, s:176

[3] Delail-ul İmamet, Muhammed ibn-i Cerir Taberi

[4] İslam Peygamberi tarihinden kısımlar, Cafer Subhani, s: 307

[5] Vesail-üş Şia, Şeyh Hürri Amili, c:18, s: 101

[6] Usul-ul Fıkıh, Şeyh Muhammed Rıza Muzaffer, s: 358

[7] İmamların Hayatı, Mehdi Pişvai, s: 719

[8] Usul-u Kâfi, Muhammed ibn-i Yakup Kuleyni, c:1, s: 179

[9] Kamil-uz Ziyarat, İbn-i Kuluye Kummi, ikinci ziyaret

[10] Bidayet-ul Maarif-il İlahiye, Seyit Muhsin Harazi, c:2, s: 153

[11] Bihar-ul Envar, Muhammed Bakır Meclisi, c: 52, s: 93

[12]Doğumdan Zuhura Kadar İmam Mehdi, Seyit Muhammed Kazım Kazvini,

[13] Daha fazla bilgi için şu kaynaklara müracaat edilebilir:

Şianın Görüşünde İmam Mehdi(a.s.), s: 168; Gaybet Zamanında İmam-ı Zamanın Varlığının Faydaları,

s: 654; İmamın Uzun Ömürlü Olmasının Faydaları, s: 221

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5579 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Neden Kadir Gecesi’nde vücuda safran sürülmesi yasaklanmıştır?
    30683 Pratik Ahlak 2010/05/06
    1) Safranın; yiyecek, ilaç ve süs olmak üzere üç özelliği vardır. Safranın rivayetlerde yasaklanan yönü, süs ve ziynet olarak kullanıldığı takdirdedir. 2) Bedene safran sürmek haram değildir ama bu rivayete göre eğer bir kişi Kadir gecesinde bedenine ...
  • Raf’ı hadisi nedir?
    8159 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i yada teklifi sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.
  • Kadınlar ailede nasıl cihat edebilir?
    3316 Hadis 2020/01/20
  • Anne ve babanın emir ve yasakları birbiriyle çakışırsa evladın görevi nedir?
    12676 Pratik Ahlak 2010/02/01
    Kur’an’da tevhide davet ve şirkten sakındırmadan sonra anne babaya saygı emredilmiştir. Onlar birbirlerinin tersi olan emirler verirse ve evlat her iki isteği yerine getiremezse bu konuda iki grup rivayet vardır. Bir grupta anneye iyilik ve ihsana öncelik tanınmış, diğer grup da evladın üzerinde en ...
  • Toprağa secde etmenin felsefesi nedir?
    17980 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/10/24
    Secdenin hakikati alçakgönüllülük, baş eğmek ve meyildir. Secde farzlardan biridir; çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler rükû ve secde edin…” Burada bir noktaya dikkat edilmesi gerekir ve bu nokta Şia’nın toprağa toprak için secde etmemesidir; zira yüce Allah’tan başkasına secde etmek tüm Şia âlimlerinin görüş ...
  • Varisleri annesi, babası, eşi ve dört kız olan erkeğin mirasında her varise düşen pay nedir? Eğer varisler anne, hanımı ve iki kızı olursa her birine düşen pay ne kadar olur?
    9812 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/04
    Kur’an-ı Kerim de geçen ayetler ve Masum imamlarımızdan bize ulaşan rivayetler doğrultusunda fakihlerimiz mirasın dağıtımında gözetilmesi gerekilen kanunları ilmi-hal kitaplarında açıklamışlardır.Konunun açığa kavuşabilmesi için mirasın dağıtımında varislerin sahip oldukları sınıflarının, genel ve özel miras kanunlarının bilinmesi ve belirli bir düzeyde matematik ...
  • İslam’a ve Şia’ya göre İnsan hangi alanlarda ihtiyar ve hürriyete sahiptir?
    8190 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Dini metinlere başvurduğumuzda ayet ve hadislerin manalarında dikkat ettiğimizde insanın muhayyer olduğu görüşü ortaya çıkar. Bu sözden insanın her yönlü muhayyerliğe sahip olduğu ve hiçbir etkenin onun davranış ve işlerine etki yapmadığı anlamı kastedilmiyor. Maksat sadece şu ki bütün bu faktörlerin, koşulların varlığının ve ilahi iradenin egemenliğinin yanı sıra yine ...
  • Haram aylarda ne zamandan başlayarak diyet artar?
    5231 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Değerli taklid mercilerin'in konuyla ilgili fetvaları şöyledir: "Eğer bir kimse haram aylarda (Recep, zilkade, zilhicce ve muharrem) aylarında bir kimseyi öldürürse diyetin asıl miktarına ek olarak diyetin üçte birini de vermelidir… Ancak bu artış birinin azaları konusunda yapılan cinayet ve kesmelerde geçerli değildir. Yine katil kendi akrabasından birini öldürmüş olsa ...
  • İsmet perdesinin yırtılmasına, belanın nüzulüne, duanın müstecap olmamasına ve … neden olan hangi günahlar Kumeyl Duası’nda zikredilmiştir?
    12578 Pratik Ahlak 2012/08/26
    Genel olarak bütün günahlar ismet perdesinin yırtılmasına sebep olur; bütün günahlar belanın nazil olmasına, duanın müstecap olmamasına, rızkın ve bereketin insandan alınmasına vb. neden olur. Aslında bu durum günahın tabii bir etkisidir ve bizim dini kaynaklarda işaret edilen bir konudur. Ama bazı rivayetlerde bazı günahlara has olarak ...

En Çok Okunanlar