Gelişmiş Arama
Ziyaret
22738
Güncellenme Tarihi: 2010/05/04
Soru Özeti
Şeytanla nefs-i emarenin farkı nedir?
Soru
Şeytanla nefs-i emarenin farkı nedir?
Kısa Cevap

Nefis diye nitelenen insanın gerçek mahiyetinin çeşitli boyutları vardır. Kur’an onlara üç mertebede (emmare, levvame, mutmaine diye) işaret etmiştir.

Nefs-i emare, hayvanî isteklerin insana hakim olduğu nefis demektir. O, insanı hep kötülüklere ve şehevi isteklere emreden nefsanî bir halettir.

Şeytan, lügat ve ıstılahta her tuğyan ve isyan eden varlığa denir. Bu insanda olabilir, cinde, hayvanda.

İblis ise aslı cin olan belli başlı bir şeytandır. O, fazla ibadet ettiği için meleklerin safına çıkmıştı. Ancak Allah’ın emrine (Âdem’e secde etme konusunda) karşı geldiği için ilahi rahmetin dergâhından kovulmuş ve insanları vesveseyle doğru yoldan çıkaracağına dair yemin etmişti.

Netice itibarıyla nefs-i emmare, gerçekte şeytanın aletlerinden olup, insana musallat olmanın yollarından ve şeytanın askerlerinden biridir.   

Dolayısıyla İblis’in vesvesesi dış şeytan, nefs-i emarenin tahrik ve istekleri iç şeytan olarak insanı uçuruma sürüklemekteler. Başka bir ifadeyle insanda ki hayvanî zemin ve yöneliş dikkate alındığında nefs-i emmare, şeytanın vesveselerinin etkisinde kalır ve şeytan da merhale merhale ilerler. Sonunda insan bir yere gelir ki, artık o da şeytanın hizbinden sayılır.

Ayrıntılı Cevap

Sorunun cevabını verebilmek için önce birkaç mukaddemeyi zikretmemiz gerekir:

1. Mukaddeme: Nefs ve mertebeleri

İnsanın gerçek mahiyetinin üç boyutu (hayvanî, insanî ve ilahî) vardır. Kur’an-ı Kerim’den de insanî ruh ve nefsin üç merhalesi olduğu açıkca anlaşılmaktadır:[1]   

a) Nefs-i Emmare veya hayvanî boyut: Hayvanî boyut şehvet, gazap ve nefsanî isteklerde özetlenir.[2] Kur’an bu kalbi istek ve nefsanî halete ‘nefs-i emmare’ adını vererek şöyle buyuruyor: ‘Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder.’[3]

Bundan dolayı ona ‘Emmare’ (kötlüklere emreden) denilmiştir. Bu merhalede akıl ve imanın asi nefsi kontrol etme kudreti yoktur. Hatta birçok yerde ona teslim olmakta ve asi nefis onları yenilgiye uğratmaktadır.

Mısır Azizi’nin karısının[4] sözlerinde bu merhaleye değinilmiştir: ‘(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder.’[5]

b) Nefs-i Levvame: İnsan nefsin bu mertebesine, eğitim, terbiye ve mücadeleden sonra ulaşır. Bu merhalede garizelerin tuğyanından dolayı kimi zaman günah işlenebilir, ama insan hemen pişman olur, kendisini kınamaya başlar, günahını telafi etmeye çalışır ve can u gönülden tövbe eder. Kur’an-ı Kerim bu merhaleye ‘kendisini kınayan nefis’ (nefs-i levvame) diyerek şöyle buyuruyor: ‘Ve andolsun kendini kınayıp duran nefse.’[6]

 

c) Nefs-i Mutmaine: Bu mertebe, tam bir nefis tezkiyesinden sonra ulaşılan mertebedir. Bu mertebede asi garizeler akıl ve imanla mücadele gücünü kendilerinde görmezler. Çünkü akıl ve iman öylesine güçlenmişlerdir ki, nefsanî isteklerin onların karşısında fazla güçleri yoktur. Bu makam peygamberlerin, evliyaların ve onların mektebinde iman ve takva dersi almış, yıllarca nefis tezkiyesi yapmış ve büyük cihadı son merhaleye ulaştırmış gerçek takipçilerinin makamıdır. Kur’an bu merhaleye ‘Nefs-i Mutmainne’ adını vererek şöyle buyurmaktadır: ‘Ey iyiden iyiye inanmış, şüpheden kurtulmuş can. Dön Rabbine, ondan razı olarak ve rızasını kazanmış bulunarak.’[7]

 

2. Mukaddime: İblis ve Şeytan.

 

a) İblis: Belli başlı bir şeytan olup aslı cindir. Çok ibadet ettiği için meleklerin arasında yer almıştı. Ama Allah’ın emrine karşı geldiği için onlardan ayrılmış ve o kutsi makamdan düşmüştür. Çünkü Rabbine itaat etmemiş ve fasık olmuştu.[8]

 

b) Şeytan: ‘Şetane’ maddesinden olan şeytan muhalefet ve uzak olma demektir. İster cin, ister insan, ister hayvan olsun azan, haddi aşan herkese şeytan denir.[9] Nitekim Kur’an şöyle buyurmaktadır: ‘İşte biz, böylece her peygambere insan ve cin Şeytanlarını düşman ettik.’[10]

 

İblis, emre karşı geldiği, asi ve bozguncu olduğu için ona şeytan denmiştir.

 

3. Mukaddime: Nefs-i emmare’yle şeytanın arasındaki ilişki.

 

Nefs-i emmare, gerçekte şeytanın aletlerinden olup, insana musallat olma yollarından ve şeytanın askerlerinden biridir.

Buna göre İblis’in vesvesesi dış şeytan, nefs-i emarenin tahrik ve istekleri içteki şeytan olarak insanı uçuruma sürüklemekteler.  

Şeytanın bütün çabası insanı doğru yoldan çıkarmak, gerçeğe ulaşmasını engellemektir. O bu amaç için Allah-u Teâlâ’nın izzetine de and içmiştir. Kur’an şöyle buyuruyor: ‘Gerçek demişti, yüceliğine andolsun ki onların hepsini azdıracağım.’[11]

 

Ayetin orjinalındaki ‘azdıracağım’ manasına gelen ‘İğva’ kelimesi ‘Ğayy’ kelimesinden türemiş olup rüşd’ün zıddıdır. Rüşd, gerçeğe ulaşmak demektir.[12]

 

Şeytan, insanları saptıracağına dair Allah’ın izzetine and içmiştir.[13] O, insanı saptırmak için merhale merhale ilerler ve insanı telkinlerinin etkisi altına alır. Ve bir yere gelinir ki, insanın kendisi şeytan olur ve onun vesilesiyle başka insanlarda yoldan çıkarılır.

 

Şeytanın vesveseleri sonucu hayvanî isteklerine teslim olan insan nefs-i emmarenin esiri olmuştur.

 

Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Nefs-i Emmare, münafık gibi insana yağcılık yapar, dost gibi görünerek insana musallat olur ve onu diğer merhalelere götürür.’[14]  

 

Şeytan zayıf imanlı insanları vesvese eder, şehevi istek ve nefs-i emmareleriyle onların kalplerini kendine yuva yapar. Neticede onlarla temas eder, tokalaşır ve onların arkadaşı olur. Bir insanın kalbi Şeytana yuva oldumu onu orada ağırlamanın yanı sıra artık onun yardımcısı da olur.[15]    

 

Hz. Ali (a.s) böyleleri hakkında şöyle buyuruyor: ‘Şeytan onların gözleriyle bakar ve onların diliyle konuşur.’[16]

                                                              

Buraya kadar anlatılanlardan şöyle bir sonuç alıyoruz: Şeytan ve nefs-i emmare ikisi beraber insana düşmandırlar. Bu yüzden hem Kur’an şeytanı insanın açık düşmanı olarak tanıtıyor ve insanın da onu düşman bilmesini tavsiye ediyor,[17] hem de Masum İmamların (a.s) rivayetlerinde nefs-i emmare (heva ve heves) düşman olarak tanıtılmıştır. Peygamberimizin (s.a.a) buyurduğu ‘En tehlikeli düşman nefsindir.’[18] Hadis-i Şerifinde nefsin bu merhalesine işaret edilmiştir.

 

Nefsin ‘en tehlikeli düşman’ diye nitelenmesinin sırrı onun içte olmasından dolayıdır. Dış düşman bu iç düşmanın yardımı olmadan bir şey yapamaz. İç düşman mahremdir, o her yeri bilir. Bu konumundan faydalanarak insanın isteklerini şeytana bildirir.

 

Öte yandan dışarıdan kötülüğü emreden İblis’in mesajını içeri iletir. Bu yüzden nefs-i emmarenin kendiside şeytanın askerlerinden sayılıyor. Nitekim onun birçok vasıfları şeytanın ordusunda vardır.[19] Dolayısıyla nefs-i emmare, insanda mevcut olan hayvanî istekler göz önüne alındığında şeytanın vesveselerinin etkisinde kalmaktadır. Şeytan’da merhale merhale ilerler ve bir yere gelinir ki kişinin kendiside Şeytanın hizbinden olur.[20]   



[1] - Tefsir-i Nümune, c.25, s.281

[2] - Ayetullah Cevadi Amuli, Hak ve Teklif Der İslam, s.89

[3] - Yusuf/53

[4] - Bazı müfessirler, bu cümleden Hz. Yusuf’un (a.s) kastedildiğini söylüyorlar, ama müfessirlerin çoğu bunu kabul etmemekteler (Tefsir-i Nümune, c.9, s.433-434

[5] - Yusuf/53

[6] - Kıyamet/2

[7] - Fecr/27-28

[8] - el-Mizan (Farsça tercümesi), c.8, s.26

[9] - el-Müncid Fi’l Lugat; Tefsir-i Nümune, c.1, s.192

[10] - En’am/112

[11] - Sad/82

[12] - el-Mizan (Farsça tercümesi), c.1, s.316

[13] - Sad/82

[14] - Gurer-ul Hikem

[15] - Ayetullah Cevadi Amuli, Mebadî-i Ahlak Der Kur’an, s.115

[16] - Nehc-ul Belağa, 7. hutbe

17] - ‘Şüphe yok ki o, size apaçık bir düşmandır.’ (Bakara/168)

[18] - Bihar-ul Envar, c.67, s.64

[19] - Ayetullah Cevadi Amuli, Tefsir-i Tensim, c.8, s.516

[20] - ‘Şeytan, üstlerine saldırmıştır, üst olmuştur da onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur.’ Mücadele/19

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar