Gelişmiş Arama
Ziyaret
7114
Güncellenme Tarihi: 2012/04/04
Soru Özeti
İmamlar nezdinde Zürare’nin yeri ve şahsiyeti neydi?
Soru
İmamların nezdinde Zürare’nin azameti ne kadardı? Onun tüm rivayetleri kabul edilebilir mi?
Kısa Cevap

Zürare imamların (a.s) sahabelerinden olup onların nezdinde büyük bir yer ve makama sahipti. Kendisi icma ashabından sayılmaktadır ve imamların sahabeleri nezdinde kendisinin güvenilirliği ve doğru sözlülüğü hakkında icma ve görüş birliği vardır. Her ne kadar kendisini yeren bir takım rivayetler nakledilmişse de rivayetlerin bir arada değerlendirilmesiyle son tahlilde onun gerçek anlamda imamların en büyük sahabelerinden bir olduğu neticesine ulaşılabilir.

Ayrıntılı Cevap

Zürare b. A’yan Şibani İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık’ın (a.s) en büyük sahabelerinden biridir ve bu iki imamdan rivayet nakletmiştir.[1] Zürare’nin ailesinin soyu “Rum” diyarlarına uzanmaktadır. Babası Rum ahalisinden olup Beni Şiban’da köle olarak yaşamaktaydı ve Kur’an’ı öğrendiği için onlar tarafından özgürleştirilmiştir.[2] Şeyh Tusi’nin belirttiği üzere A’yan ailesi Şia’nın meşhur ailelerinden sayılıp birçok rivayet, kitap ve usul geride bırakmıştır.[3] Necaşi, Zürare’nin özellikleri hakkında şöyle yazmaktadır: “Kendi zamanında imamların sahabelerinin önde geleni ve büyüğü idi. O büyük bir kari, fakih, mütekellim, şair ve edip idi ve tüm iyi sıfatlar kendisinde toplanmıştı. Zürare’nin söylediği ve naklettiği her şey doğru ve sahihtir.”[4]  Kendisi icma ashabından sayılmaktadır ve imamların sahabeleri nezdinde kendisinin güvenilirliği ve doğru sözlülüğü hakkında icma ve görüş birliği vardır.[5] “Keşi” kitabında İbn. Kuluye’den ve onun da İmam Kazım’dan (a.s) naklettiği bir hadise yer vermektedir: “Kıyamet gününde Muhammed b. Abdullah’ın (s.a.a) ahdine vefa gösteren ve onu çiğnemeyen sahabeleri nerededir diye bir ilanda bulunulacaktır. Selman, Mikdad ve Ebuzer ayağa kalkacaktır. Ardından İmam (a.s) İmam Bakır ve İmam Sadık’a (a.s) kadar olan imamların ismini sayar ve İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık’ın (a.s) ahdine vefa gösteren ve onu çiğnemeyen sahabeleri nerdedir diye buyurur. İşte o zaman bir grup ayağa kalkar ve Zürare de onların içinde yer alır.”[6] Ama bazı rivayetlerde Zürare hakkında bir takım hususlar zikredilmiş ve İmam (a.s) onu yermiş ve kendisinden uzak ve rahatsız olduğunu belirtmiştir. Ebu Basir, İmam Sadık’tan «الذين آمنوا و لم يلبسوا إيمانهم بظلم‏»[7] ayeti hakkında sorar ve İmam ey Ebu Basir men ve sen bu zulümden Allah’a sığınmalıyız, bu ayetin örneği Zürare, Ebu Hanife ve arkadaşlarıdır.[8] İmam Sadık’ın (a.s) Zürare hakkındaki bu görüşü sonraları kendisi tarafından temelden inkâr edildi ve kendisinin Zürare’yi yerme hakkında söylediği rivayetlerin onun canını korumak için olduğunu gösterdi. Abdullah b. Zürare’nin İmam Sadık’tan naklettiği üzere İmam kendisine şöyle buyurur: “Babana (Zürare) selam söyle ve de ki benim kendisine yönelttiğimi eleştiriler gerçekte onu korumak içindir; zira düşmanlarımız kendisini övdüğümüz ve methettiğimiz her şahsa saldırmakta eziyet etmekte ve hatta muhtemelen onu öldürmektedir. Kendisinin bize olan mensubiyeti sebebiyle halk ve Ehli Beyt düşmanları tarafından rahatsız edilmemesi için ben onu yerdim. Allah’a yemin olsun ki Zürare benim en üstün ashabım ve babamın en üstün ashaplarındandır.”[9] Zürare hakkında nakledilen övücü ve yerici rivayetlerin arasındaki tezadı gideren bu tür rivayetler nedeniyle, tüm âlim ve fakihler Zürare’yi büyük saymış ve onu imamların en büyük (a.s) ashaplarından saymışlardır. Allame Hilli bu iki grup rivayeti bir araya getirerek şöyle demiştir: Keşi’nin naklettiği yerici rivayetlere rağmen (övücü rivayetlerin onlarla birleştirilmesiyle) bu şahsın rivayetleri benim için makbuldür.”[10] Allame Muhsin Emin de her iki grup rivayete dikkatle Zürare’yi büyük sayan ve şahsiyetini öven birçok âlimin ismini kitabında zikretmektedir.[11] Son olarak her ne kadar Zürare güvenilir şahsiyetlerden ve imamların büyük ashaplarından olsa da bir rivayetin kabulünün değişik hususlara bağlı olduğunu hatırlatırız. Örneğin eğer bir rivayet makbul olacaksa metin ve rivayetin söylenmiş olmasıyla ilgili meselelere ek olarak, senette mevcut olan tüm fertler güvenilir ve mutemet olma derecesinde olmalıdır. Senette salt bir güvenilir şahsın olmasıyla onun doğruluğuna hükmedilemez. Yalancı ve sahtekâr bir şahsın kendi haberini Zürare gibi şahsiyetlere isnat etmesi muhtemeldir. Dolayısıyla senetteki bireylerden biri sıfatıyla Zürare’nin güvenilir olmasını temel alarak söz konusu rivayet veya rivayetleri kabul etmek kesinlikle mümkün değildir.            

 


[1] Tusi, Muhammed b. Hasan, Rical-i Tusi, s. 337, İntişarat-ı Hayderiye, Necef, 1381 k.

[2] Amıli, Muhsin Emin, A’yanu’ş-Şia, c. 7, s. 46, Daru’t-Taaruf, Beyrut, 1406 k.

[3] Tusi, Muhammed b. Hasan, Fihrist-i Tusi, s. 209, el-Mektebetü’l-Mürtezeviye, Necef, Bi Ta.

[4] Necaşi, Ahmed b. Ali, Rical-i Necaşi, s. 175, İntişarat-ı İslamî, Kum, 1407 k.

[5] Keşi, Muhammed b. Ömer, Rical-i Keşi, s. 238, Danışgah-ı Meşhed, 1348 ş.

[6] Rical-i Keşi, s. 9, hadisin özeti.  

[7] En’am, 82.

[8] Rical-i Keşi, s. 146.

[9] Rical-i Keşi, s. 138.

[10] Hilli, Hasan b. Mazhar, el-Hulase, s. 76, Daru’z-Zahair, Kum, 1411 k.

[11] A’yanu’ş-Şia, c. 7, s. 51.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehl-i Sünnetin Bilal hakkındaki görüşü nedir?
    5848 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış Resulullah’tan sonra Medine’yi terketmiştir, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir. ...
  • Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
    17191 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Keramet (onurlu olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak olmak ve her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu) insan denir. Kerim (onurlu) sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında leim’dir. Onurluluk ve saygınlığın zirvesine varmak için insanın takvayla donanması gerekir. Takva kişinin ...
  • Günlük birçok meşguliyetle birlikte nasıl ibadet yapılabilir?
    10700 Yeni Kelam İlmi 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Mukaddes şeriat açısından, bankalar yahut borç veren kurumların kredilerinden yararlanmanın hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6287 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İslam ve imanın şartları nelerdir?
    11195 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/17
    İslamın ve imanın dereceleri vardır. Şehadetyni yani ‘Eşhedü en la ilahe illallah’ ve ‘Eşhedü enne Muhammeden Resulullah’ı söyleyen herkes Müslümandır ve bu İslamın ilk derecesidir. Dolayısıyla kendisinin ve çocuklarının bedeninin pak olması, Müslüman kadınla evlenmesi, Müslümanlarla yaptığı ticaretin doğru oluşu, mal, can ve ırzının haram ve özel ...
  • Daru’l-harp ne demektir ve nerelere Daru’l-harp denir?
    5740 Cihat 2020/02/12
     Öncelikle konunun ihtilaflı bir konu olduğunu belirterek başlamak yerinde olacaktır. Zira söz konusu kavramların ilk dönem İslam uleması tarafından  incelendiği zaman diliminde İslam toprakları bir bütün olarak yönetilmekte ve Müslümanlar bu topraklarda yaşamaktaydı. Ülkeler arasında günümüzde olan anlaşmalarda söz konusu değildi. Bu anekdot ışığında ilk dönem yapılan ...
  • Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
    10466 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    Şia inanıyor ki:1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) ...
  • Bir kimsenin keramet sergilemesi onun hak oluşu manasına gelir mi?
    5913 Pratik İrfan 2012/05/03
    İrfanda yaygın olan konulardan birisi, keramet ve olağanüstü işler yapma meselesidir. İrfan ve seyr-i sülûk yolunda keramet, mükaşefe ve olağan dışı işlerin meydana gelmesi, insanın bunlar ile mağrur olacağı ve bu hususları çok önemseyeceği hususlar değildir. Bunlar yüce Allah’ı şuhudi olarak tanımanın ilk ve çok düşük basamaklarıdır. ...
  • Selamun Aleyküm. “Emmen Yucibu’l-Muztar” duası nerede zikredilmiştir?
    28058 Pratik Ahlak 2012/08/12
    “Emmen yucibu el-muztarre iza duahu ve yekşifu’s-su” cümlesi Kur’an’da Neml suresinin 62. ayetinde zikredilmiştir: Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz! Her ne kadar yüce ...

En Çok Okunanlar