Gelişmiş Arama
Ziyaret
8516
Güncellenme Tarihi: 2011/12/07
Soru Özeti
İlkin: Cennetliklerin tümü gençtirler, ikinci olarak: Nasıl oluyor da bütün Peygamberler ve İmamlar içerisinden yalanız imam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s.) Cennet ehlinin seyitleri olabilirler?
Soru
Cennetliklerin tümü genç oldukları halde nasıl Peygamber ve İmamlar (s.a.) içerisinden yalanız imam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s.) cennet ehlinin seyidi olabilirler?
Kısa Cevap

Hasan ile Hüseyin (a.s.) Peygamberin (s.a.a) bu iki torunu cennetliklerin seyidi ve büyükleridirler. Cennette olanların hepsi gençtirler ama gençlikte şehit olanların ve genç iken bu dünyadan rihlet edip cennete gidenlerin gençliği yaşlı olarak vefat edip cennete gidenlere oranla daha fazla cilve edecek. Elbette onların bu siyadeti (ayrıcalıkları) diğer peygamberlerinin ve Allah’ın velisi olan kimselerinin insanlara karşı sahip oldukları siyadetleriyle tazat teşkil etmiyor.

Dikkat edilmelidir ki bu ikisinin cennetliklerin üzerinde olan seyitlikleri diğer imamların ve peygamberin karşı ve üzerlerinde değil, bilakis cennetliklere karşı ve onların üzerindedir.

Ayrıntılı Cevap

Peygamber (s.a.a.) ve Allahın evliyaları ki imam Hasan ile imam Hüseyin (a.s.) onların belirginliklerindendir cennette olan diğer cennet ehline oranla has bir değere sahiptirler. Bu itibarla bütün bunları cennette olanların seyidi ve büyükleri olarak sayabiliriz. Allahın dergâhına yakın olanların bir kısmında bazen bazı nitelikler bulunmaktadır ki bu nitelikler onların siyadetini ve büyüklüklerini daha yüceltiyor olabilir.

Eğer hz. Zehra (s.a) için cennet ehlinden olan kadınların büyüğüdür deniliyor, eğer dördüncü İmama abidlerin seyidi (seyidul Abidin) lakabı veriliyor ise bu Fatime erkeklere ve imam Seccad (a.s.) da abid olmayan kimselerin seyidi değildir anlamına gelmiyor. Belki bu Hz. Zehra’nın kadın olma niteliği ve imam Secad’ın da (a.s.) diğer tüm toplumsal faaliyetlerden mahrum bırakıldığı dönemde hep ibadet ve secde etmekle meşgul olduğu o durumu göz önünde bulundurarak bu konum ve lakap kendilerine verilmiştir.

Artık bu esasa göre şu soruyu soramayacağız: Acaba imam Seccad (a.s.) sahip olduğu bu lakaptan dolayı o yalanız bütün secde ve ibadet edenlere karşı seyit ve onlara oranla daha büyüktür, hata dedesi Hz. Muhammet  (s.a.a) ve müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s.) bile bu makamdan mahrumdurlar?

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in (a.s.) diğer cennet ehline karşı sahip oldukları seyit ve büyüklük de bu bağlamda değerlendirilip ve tevcih edilebilinir. Zira bu değerli zat İslamın zuhur bulduğu ilk günlerde dünyaya gözlerini açtılar. Onların gençlikleri İslamın gençliğiyle denkleşmiştir. Müslümanlar içinde ne peygamber döneminde ne ondan sonraki dönemde genç ve çocuklardan hiçbirisi onlar kadar değerli değildir. Onların sahip oldukları takva ve kişilikleri hiç kimseyle kıyaslanmayacak derecede yücedir. Bundan dolayıdır ki onlar bu lakabı hak kazanmışlar. Oysaki onlar cennet ehlinin hem gençlerinin hem yaşlılarının seyidi ve büyüğüdürler.

Açıklandığı açıklama doğrultusunda dikkatinizi aşağıdaki iki rivayete çekeceğiz:

1-      Aba Abdullah (imam Sadık (a.s)) şöyle buyuruyor: “Hüseyin’in kabrini ziyaret etmek için acele ediniz onun hakkına cefa ve sitem etmeyin. Zira o evrenin cennetliklerinin tümünün seyididir. O genç şehitlerin seyididir”.[1]

Eğer yukarıdaki rivayette dikkat ederseniz şehitlerin seyidi lakabının -ki imam Hüseyin’in meşhur lakabı ve şehit olurken de orta yaşlı idi- yanı sıra “genç şehitlerinin seyidi” şeklinde başka bir lakabı daha vardır. Bu genç şehitlerinin faziletine delalet eden bir işaret olabilir ki bu imamın (imam Caferin) genç olarak şehit olanlara ne kadar özel bir inayeti var olduğuna delalet ediyor.

2-      Hz. Ali peygamberden naklen şöyle buyuruyor: “Allahın Resulü şöyle buyurdu: Bana bir Melek geldi ve şöyle dedi: Ya Muhammed!...Allah senin için şöyle buyuruyor: Ben tuba şeceresine duru, yakutu ve mercanı yükleyip Fatima’nın nikahina şahitlik yapan melekler ve hurul’inlerin üzerlerine dağıtsın diye emrettim. Gökyüzünde bulunan diğer varlıklar buna sevindiler. İkisinin arasında iki çocuk doğacak dünyada seyit oldukları gibi cennette de yaşlılar ve gençlerin seyitleri olacaklar…Sen ise ya Muhammed ilklerin ve sonların (yani herkesinin) seyidisin”.[2]

Bu rivayette hem cennettekilerin gençlerine hem yaşlılarına işaret edilmiştir. Ama cennete yaşlılar yoktur kaidesi esasınca sonuç olarak şunu söylemek gerekir: Peygamberin iki torunu bütün cennetliklerin büyükleridir (seyitleridir)ler. Ama bu seyitlik dünyada genç olarak şehit olmuş veya vefat etmiş olanlara yöneliktir. Bu açıklama tüm cennet ehlinin genç olmalarıyla tezat teşkil etmiyor. Yaşlılardan maksatta dünyada yaşlanmış olarak vefat edenler veya şehit olmuş olanlardır.

Bu bağlamda muhtemelen zihinlere gelen sorulardan bir diğeri şöyledir: Bu rivayete dikkatle Hasan ile Hüseyin (a.s.),  peygamber ve imamlara oranla da mı seyittirler? Bu sorunun cevabını şu cümlede özetleyebiliriz: Her sözde bazı istisnalar olabilir ve bu istisnanlar bazen aynı cümlenin kendisinde bazen de daha farklı cümlelerde zikredilebilinir bazen de çok açık olduğundan ötürü açıklanmasına gerek duyulmuyor. Muhatap olan kimseler ise var olan karine ve şahitlere dikkat ederek onu anlamaları gerekir.

Buna binaen bu rivayetten çok açık ve net bir şekilde anlaşılan şudur: Bu iki imamın seyitlikleri cennetliklere yöneliktir. Peygamber, müminlerin emiri ve Hz. Fatime’ye ve…(s.a.) yönelik değildir.

Bu bağlamda konu hakkında olan rivayete benzer olarak nakledilmiş olan aşağıdaki rivayete dikkat ediniz:

Adamın birisi imam Sadıkın huzuruna varıyor ve şöyle diyor: “Peygamber ebu Zer Hakkında o insanların en doğrusu ve doğru söyleyenidir” dememiş miydi? İmam cevaben: “Evet! demiş, Adam, O zaman peygember ve müminlerin emiri hz. Ali nerededirler? İmam Hasan ve imam Hüseyin nerdedirler? (Acaba Ebu Zer Onlardan daha doğru mudur)? Şeklinde karşılık veriyor. İmam bazı açıklamalar yaptıktan sonra şöyle buyurdu: Ehlibeyt olan bizim bu mukayeselerde yerimiz yoktur”.[3]

Yani var olan karine ve şahitleri dikkate aldığımızda Ebu Zerrin Ehlibey ile değil, diğer insanlar ve umum ile mukayese edildiğini anlıyoruz. Her ne kadar rivayetin metninde böyle bir ayrım yapılmış olmuş olmasın.



[1] Şeyhi Saduk, “sevabul a’amal”, intş. Şerif Rezi, Kum, 1364, h.ş. s. 97.

[2]Sehifetu’r-Rezh (a.s.)”, Kongrei Cihani İmam Rıza (a.s.), 1406, h.k. s. 94, hadis, 30.

[3] Şeyh-i Saduk, “meaniyu’l-ahbar”, İntş. Camiai mudderisin, Kum, 136, 1 h.ş. c. 1, s. 179.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar