Gelişmiş Arama
Ziyaret
14686
Güncellenme Tarihi: 2012/02/04
Soru Özeti
Ahlâkın spordaki yeri nedir?
Soru
Ahlâkın spordaki yeri nedir?
Kısa Cevap

Kâmil ve evrensel bir din olan İslam, insana her yönden saadetli bir yaşamı temin etmekte, dünya ve ahiret saadetine götürecek bütün yolları göstermektedir. İslam beden sağlığına da önem verdiğinden doğal olarak insan sağlığına faydalı olan sporları onaylamaktadır.

Genel ahlâkta söz konusu olupta sporda da uygulanacak her şey uygulanmalıdır.

Nefs-i Emmare’yle cihad etmek, affetmek, mertçe rekabet vs. bir sporcunun uyması gereken ahlâki vazife ve faziletlerden birkaçıdır.

Ayrıntılı Cevap

İnsan ruh ve beden sağlığına her zaman önem vermiştir. Kamil ve evrensel bir din olan İslam, insana her yönden saadetli bir yaşamı temin ettiği, dünya ve ahiret saadetine götürecek bütün yolları gösterdiği, sağlığın değerine vurgu yapıp temizliğe önem verdiği için doğal olarak insan sağlığını koruyan sporları da onaylamaktadır.

Sporun günümüz dünyası insanlarının tümünün yaşamında önemli rolü vardır. Milyonlarca insan sporla uğraşmakta, onların kaç katıda izleyici ve taraftarlık yapmaktadır. Spor, yeri geldiğinde milli ve toplumsal birliği de sağlarken, sporda görülen fazilet ve rezaletler, bir topluma hakim olan fazilet ve rezaletlerinde göstergesi olabilmektedir.[1]

Spor ahlâkı, uygulamalı ahlâki konulardan biri olup çeşitli mesleklerde, teknolojide, yönetimde vb. gibi ahlâki kararlar, ahlaki olaylar, davranışlar ve siyasi tutumlar için bir ölçümdür.[2]

Kimilerine göre spor, eğlence, yarışma, kişisel neşe, atletik olma ve hüner sahibi veya bu hedeflere benzer bir takım genel kanunları olan  normal bedensel faaliyet veya maharetlerdir. Burada spor, hedefine göre tarif edilmiştir.

Spor ahlâkında söz konusu olan önemli konulardan bazıları şunlardır: Sporda değerleri gözetmek, mertlik, rekabet, iş birliği, insaf, hile yapmamak, doping kullanmamak, saygılı taraftar ve izleyici olmak, sporcuyla öğretmeni arasında ahlâk ilişkisi korumak vs.[3]

İnsanın kendisi amel edemese bile her insanın karşısında tevazu ettiği ahlâki hareketlerin değeri, maddi değerlerden daha üstündür. Bu yüzden genel ahlâkta söz konusu olupta sporda da uygulanacak her şey uygulanmalıdır.

Başka bir ifadeyle bir sporcu, bedeninin yanı sıra ruhunada önem vermelidir. Zira bedenle ruh arasında yakın bir ilişki vardır. Bu yüzden İslam, bedenin geliştirilip eğitilmesine önem vermenin yanı sıra ruhada önem vermiş, onun eğitilip geliştirilmesi için birçok tavsiyelerde bulunmuştur. Namaz, oruç, dua vs. bu tavsiyelerdendir. Yalnızca bedene önem vermek insani bir değeri olmayıp, insanı hayvaniyetten çıkarmaz.

İmam Humeyni (r.a), bu iki asıl temele dayanarak sporcularla görüştüğü zaman onlara şöyle buyurdu: ‘Sporcular, bedensel egzersizler gibi ruhsal egzersizlerde yapmalıdır. Eskiden beri İranlı sporcular Allah’ı ve Ali’yi anarlardı ve bu onları seçkin yapardı.’[4]

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Bütün sporcular ve spor kuruluşları ahlâki vaziflerini öğrenmeli ve kendi spor dallarına uygun olarak onları uygulamalıdır. Zira bir spor kuruluşunun tüzüğü ve ahlâk kuralları olmazsa sporcu da vazifelerini bilemeyecek dolayısıyla spor ahlâkıyla ahlâklanmayacaktır.

Bu yazıda bir sporcunun kendi spor dalında sahip olması gereken ahlâki vazife ve faziletlerden birkaçına işaret edeceğiz:

a) Nefs-i Emmare’yle Cihat: Yani, insanı günaha götüren şeytani heva ve heveslerle mücadele etmek. Bir sporcu -diğer insanlar gibi- şeytani isteklerle mücadele etmeli ve onlara galip gelmelidir.

Aşağıda Masumlardan (a.s) bu konuda rivayet edilen birçok hadisten bazılarını örnek olarak getiryoruz:

1- Resulullah (s.a.a) buyuruyor: ‘Güçlü insan, güreşte rakibini yenen kimse değildir. Güçlü insan, gazaplandığında nefsine hakim olan kimsedir.’[5]

2- Allah Resulü (s.a.a), bir grubun yanından geçiyordu. Onların içinde halkın ‘halter kahramanı’ diye adlandırdığı güçlü ve kuvvetli biri ağır bir taşı yerinden kaldırıyordu ve herkes onun bu işine hayrandı. Allah Resulü (s.a.a) ‘Neden burada toplandınız?’ diye sorduğunda onun ağır taşı yerinden kaldıran bir kahraman olduğunu arzettiler. Allah Resulü (s.a.a) onlar şöyle buyurdu: ‘Size en güçlü insanın kim olduğunu söyleyeyim mi? En güçlü insan kendisine hakaret edildiğinde ona tahammül eden, asi nefsine ve intikam hissine galip gelen, şeytanına ve hakaret edenin şeytanına üstün gelen kimsedir.’[6]

3- İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Nefsinin hevası düşmanlarının en büyüğüdür! Ona galip gelmek için uğraş. Yoksa helak olursun.’[7]

4- İmam Musa Kazım (a.s) buyuruyor: Resul-i Ekrem bir savaştan dönenlere şöyle buyurdu: ‘Küçük cihadı yerine getirenler rahmet içinde olsunlar. Şimdi (onların) büyük cihadları başlamıştır.’ Kendilerinden ‘Ya Resulullah! Büyük cihad nedir?’ diye sorduklarında ‘Nefisle cihaddır:’ diye buyurdular.[8]

b) Affetmek: Bir sporcu, affetme ruhuna sahip olmalıdır. Gücünün ve kudretinin zirvesinde olup rakibini yendiğinde onun kalbini kırmamalı, intikam ve darbe vurma peşinde olmamalıdır. Galibiyetinin şükrünü affederek yerine getirmelidir.

İmam Ali (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Öfkeni yen, güçlü olduğun zaman (cezalandırmaktan) vazgeç, kızdığında sabırlı ol ve kendine hakim olarak (intikam almaktan) uzak dur ki sevap alasın ve akıbetin (iyi) olsun.’[9]

3- Kibirlenememek: Sporcu ne kadar başarılı olursa olsun, gücüne ve makamına dayanarak mağrur olmamalı ve başkalarına karşı böbürlenmemelidir. Bütün güç ve kudretin Allah Teala’dan geldiğini bilmelidir. İşte bu yüzden namazda ‘Bihavlillahi ve Kuvvetihi Ekumu ve Ek’ud’ (Allah’ın gücü ve kuvvetiyle kalkıyoruz ve oturuyoruz.’ diyoruz.

İmam Hüseyin (a.s), Yezid’in ordusuna ‘La Havle ve La Kuvvete İlla Billah’[10] diyerek saldırıyordu. Allah Teala’da bu meseleyi Kur’an’da ‘Kuvvet bütünüyle Allah’ındır...’[11] şeklinde beyan etmiştir.

Sporcuların kendi güç ve kuvvetlerine dayanarak mağrur olmalarının ve Allah’tan gafil olmanın herhangi mantıklı yönü yoktur. Allah vergisi bu gücü yanlış yollarda kullanmamalıdır.

Gururun akıbeti yenilgidir. Rakibini hafife alan ve temkinli olmayı ihmal eden mağrur ve kibirli kimse sonuç olarak yenilgiye uğrar. Nitekim İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Cesur insanın afeti, uzak görüşlü olmamasıdır.’[12] Yine ‘Güç ve kuvvet sahibinin afeti, düşmanını zayıf saymasıdır.’[13] diye buyurmaktadır.

4- Sağlıklı ve Mertçe Rekabet: Bazı sporların özelliği ‘rekabet’ etmektir. Ahlâki konularda iki kişi arasında rekabet etmenin önemli bir yeri vardır. Böyle rekabetlerde bedensel ve ruhsal hünerler, yetenekler ve uyumlar bir araya getirilir, sporcunun bedensel ve ruhsal gelişimi sağlanır.

İdeal spor şekli, dostlukla sonuçlanacak rekabeti ortaya koyar. Sporcu rakibine yalnızca bir dost olarak bakarsa, onu ezme ve düşmanlık kastı yoksa, onu da kendisi gibi güçlü ve faziletli görürse bu rekabet dostlukla sonuçlanır. Artık neye mal olursa olsun hatta hile ile dahi kazanmak düşüncesi olmaz.

 



[1] -Bir Grup Yazar: Uygulamalı Ahlâk, s.429, Pejuheşgah-ı Ulum ve Ferheng-i İslami, 2. Baskı, HŞ.1388

[2] -a.g.e. s.23

[3] -a.g.e. s.80 ve 417-420

[4] -Sahife-i İmam, c.18, s.151.

[5] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.74, s.153, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, H.K.1404; Harrani, Hasan b. Şu’be, Tuhefu’l-Ukul, s.47, İntişarat-ı Camiu’l-Müderrisin, Kum, HK.1404; Ebi Faris, Verram, Mecmuat-ı Verram, c.1, s.122, İntişarat-ı Mektebetu’l-Fakih, Kum.   

[6] -Mecmuat-ı Verram, c.2, s.10.

[7] -Temimi Amedi, Abdulvahid b. Muhammed, Gureru’l-Hikem ve Dureru’l-Kelim, s.306, İntişarat-ı Defter-i Tebliğat-ı İslami, Kum, HŞ.1366

[8] - Amuli, Şeyh Hür, Vesail-uş Şia, c.15, s.161, Müesseset-ü Alu’l-Beyt, Kum, H.K.1409

[9] -Nehcü’l Belağa, s.459, İntişarat-ı Daru’l-Hicret, Kum.

[10] -Seyyid b. Tavus, el-Luhuf Ala Katli’t-Tufuf, s.119,Neşr-i Cihan, Tahran, 1. Baskı, HŞ.1348.

[11] -Bakara/165

[12] -Gureru’l-Hikem ve Dureru’l-Kelim, s.259

[13] -a.g.e. s.347.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9490 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • Hz. Zehra’nın (s.a) şahsiyeti hangi yönlere sahiptir?
    10849 Masumların Siresi 2010/07/06
    Sadece irdeleme ve derin düşünme aracılığıyla engin boyutlarına ulaşmanın mümkün olduğu Hz. Zehra’nın (a.s) yüce şahsiyetinin yönleri çok geniş ve engindir. O yüce şahsiyetin manevî ve ilahî, ilim ve marifet, siyasal ve toplumsal mücadele yönleri hakkında okumak ve araştırmak bize hedefimize ulaşmada yardımcı olacaktır. Kadınların efendisinin muhtelif ...
  • Âlimler ve müçtehitlerin Savefi Şahları hakkında ki genel görüşleri nedir?
    7289 تاريخ بزرگان 2009/04/08
    Her şeyden önce bilmek gerekir ki âlim ve müçtehitler şöyle bir genel kaideye inanırlar: Dini tebliğ edip yaymak için çaba harcamak lazımdır ve onun temellerinin sağlamlaştırmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamalıdır. Ancak bu ortak hedefe ulaşmak için metot konusunda görüş ayrılığı olabilir.İmam ...
  • “A’lem, fe’l a’lem”in anlamı nedir?
    8345 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ölüm meleği her diri varlığın canını almaktadır mı?
    20487 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    Hadislerin genel ifadesinden anlaşılan şu ki ölüm meleği (Azrail) canları alan ilahi araçların başındadır ve her canlı varlığın canını almaktadır.Ancak önemli olan şunu bilmektir ki, bütün canlıların canını alan Allah'tır. Onun uyguladığı sünnet gereği bu iş belli araçlar vasıtasıyla gerçekleşir. Bu vasıta meleku'l-mevt ...
  • Aerobik egzersizinin hükmü nedir?
    6555 Müzik Eşliğinde Spor Hareketleri 2012/05/15
    Ayetullah el-Uzma Hamanei: Genel olarak günah ortamlarına uygun olan eğlendirici bir müzik olur veya şehveti tahrik eder yahut haram bir işe neden olur veyahut fesada yol açarsa caiz değildir. Ayetullah el-Uzma Sistani: Ritmi eğlence ve oynamaya neden olursa bilerek dinlenmemelidir. Ayetullah el-Uzma Safi ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    7469 بهشت و جهنم 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • İmam Mehdi (a.s)’ın kısa biyografisini sunabilir misiniz?
    3313 امام مهدی عج 2020/01/20
  • Karz-ul hasene ev kredisi hesabına humus gelir mi?
    7618 Tasarruf Humusu 2011/04/13
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve şimdiye kadar elimize geçen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Söz konusu meblağın gelirinizden olan miktarına humus gelir, humus yılı başında onun beşte birini vermelisiniz.  Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Humusunu vermemişseniz, geri kalana humus gelir. ...
  • Zengin olan kimselerin sahip oldukları servet kendilerin göstermiş oldukları çabanın karşılığı mıdır yoksa Allah’ın kendilerine vermiş olduğu lütuf müdür?
    11480 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Rızık ve azık veya servet genel anlamda Allah tarafından bağışlanan genel bir lütuftur. Ancak Allah’ın genel anlamda olan bu lütuf ile servet elde etmek için çaba harcamak ve uğraş göstermek arasında her hangi tezat söz konusu değildir. Ama Allah u Teâlâ’nın, iman eden kulları ilişkin has ...

En Çok Okunanlar